Spor kamuoyunu yakından takip edenler çok iyi hatırlayabilirler…
2006 yılı sonlarına doğru Kuveyt’teki bir gazetenin Barcelona’nın dünyaca ünlü yıldızı Messi’nin Müslüman olduğu haberi tüm dünya basınında büyük yankı uyandırmıştı. Bugüne kadar bu haberin doğruluğu hala bir netlik kazanmamış gözükmektedir! Ancak, Messi’nin UNİCEF’in dünya çocuklarına yardım eden iyi niyet elçileri arasında ilk futbolcu olma özelliğine sahip olması haber başlığı kadar çok önemli bir olay…
Ben haber başlığı uzantısından yola çıkarak başka bir konuya değinmek istiyorum. Geçenlerde spor ile yakından ilgilenen bir arkadaşım, Türk ve dünya basınında çıkan haberler doğrultusunda Müslümanlığı seçen dünyaca ünlü oyuncuların listesini yollamış.
ÜNLÜ İSİMLER
Kimler yok ki…
Çoğu tanıdık isimler
Milan’dan Zlatan İbrahimoviç
Arsenal’den Florent Malouda, Samir Nasri
Real Madrid’ten Karim Benzema
Chelsa’den Didier Drogba
Fransa’nın ünlü yıldızları Thierry Henry ve Zinadine Zidan…
Bir ara ülkemizde forma giyen Nicholas Anelka ve Frank Ribery…
Hatta bu iki oyuncu isimlerinin önüne Bilal ismini almıştı. Bu tip haberler “muhafazakar” kesim tarafından çok sevindirici olabilir. Ama bazı tehlikeleri de beraberinde getirmesi kuvvetle muhtemel… Şu gerçek iyi bilinmelidir ki, ünlü yıldızlar Müslüman oldu diye İslam dini büyümez. Müslümanlık, Müslümanlığı seçenler için bir artı değerdir. Bu artı değer ile bu futbolcular İslam dinini yaşıyorlarsa, bu durum sadece maneviyat ile sınırlı kalmaz. Örnek verecek olursak, İslam da “haram”olan önemli kavramların çoğu, birçok futbolcu için yasak olan şeylerden ibaret!
REZALETLER
Gerçi bu konunun dini boyutu bizi aşar. En iyisi uzmanlarına bırakmak. Ben bu konunun futbol ile olan bağlantısına bakmak istiyorum. Şöyle ki;
Zinayı yasak sayan bir sporcunun adı, seks skandallarına karışır mı?
Örnek; Evli ve 2 çocuk babası Frank Ribery’nin 2 Mayıs 2010’da patlak veren seks skandalına adının karışması. Bu futbolcunun yaptığını Müslümanlığın neresine sığdırabiliriz ki? Bunun yanında futbolcular, sabahlara kadar mankenlere takılıp, büyük diskolarda, pavyonlarda, barlarda içer mi?
Sarhoş olup, pavyon ve bar dönüşü son model arabaları ile kaza yapar mı?
Böyle yaşayan bir futbolcunun sahadaki performansını siz düşünün artık…
Bunun yanında geçtiğimiz aylarda, bütün Türkiye bahis skandalı ile çalkalandı…
Kumar ve kul hakkına riayet eden bir sporcu,
Bahis oynar mı?
Şike yapar mı?
Veya şike yaptırıp, takım arkadaşlarının alın terini, kendisini desteklemeye gelen taraftarlarının hayallerini satar mı? Satarsa bu futbolcular ne kadar güvenilir olur? Bir de bunlara teknik direktörlük ve menajerliği bir arada yapmaya kalkan uyanık teknik direktörlerde mevcut! Maalesef yukarıda özetlediklerimi yapmış, milli olmuş ve Müslüman’ım diye geçinen Türk futbolcular var!
Teknik direktörümüz bile var!
İsimlerini yazmaya bile gerek yok…
Spor kamuoyu bu isimleri çok iyi bilmektedir!
Kısacası, sporcu gibi yaşamayı, bir ibadet ciddiyeti ile yaşayan futbolcudan da kimseye zarar gelmez… Önemli olan sporcunun profesyonel olduğunu asla unutmamasıdır…
Gerisi boş…
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce