Bir tek Allah’ımız var kapıları açan. Bunu asla unutmayın güzel insanlarım. Allah, kullarını asla unutmaz. Yoluna çağırır, çağırır verir; verdikçe çağırır. Göçmenlerimiz, Balkanlardan gelen güzel insanlarımız! Sizlere insanlar, düşmanlar ve yabancı hükümetler geleneklerinizi, göreneklerinizi, dilinizi, yeri geldi isimlerinizi, belli dönemde Türklüğünüzü ama en çok da Avrupa’nın nefret ettiği Müslümanlığınızı unutturmaya çalıştılar. Bunu başarmak için binbir çeşit yöntemler kullandılar. Kimi zaman ekonomik baskılar, kimi zaman tehditler, kimi zaman katliamlar yaptılar. Çoğu zaman “göç” e zorladılar atalarınızı ve sizleri. Bazılarımız yıldı, pes etti; bazılarımız yılmadı, direndi ve öldü; bazılarımız kaçtı; bazılarımız ise kendini siper yaptı. Basit tarihimiz sadece kahramanlıkları değil; ikiyüzlülüğü ve ihaneti de anlatıyor.
YAPI VE İŞARETLERİ TAHRİP ETMEK
Bulgaristan ve Yunanistan’da son kalan insanlarımızı yıldırmak, göç ettirmek ve asimile etmek için son çeyrek yüzyılda en çok uygulanan yöntem, geçmişlerini onlara hatırlatacak olan yapı ve işaretleri tahrip etmek oluyor. Batı Trakya’da Sayın Arkeolog Özcan Hüseyin Nuri, Yunanistan’daki Osmanlı eserlerimizin nasıl tahrip edildiğini elinden geldiğince gözler önüne sermeye çalışıyor. Bulgaristan’da da benzeri tahribatlar gün be gün önümüze koyuluyor. İslam inancının güçlü olduğu Bosna ve Kosova’da bu problemleri yaşamıyor olsak da Makedonya’da ki belki de Osmanlı’nın zamanında Balkanlar’da en güçlü olduğu bölgeydi, Osmanlı ve İslam inancımızın yerleştirdiği eserleri görmek o denli zorlaşıyor.
Hedef seçilen İslam inancımızı iki şekilde alçakça kullanıyor Bulgar ve Yunan Hükümetleri. Ya direkt saldırıyorlar inancımıza. Ki bunun örneklerini Pomak ve Türk halklarının Bulgaristan’da Müslüman ve Türk kökenli isimlerinin değiştirilmesi, camilerin kapatılması, kapatılamıyorsa tahrip edilmesi ama en çok da üzerinde Arapça yazı bulunan tüm mezar taşlarının karanlık ellerce yok edilmeye çalışılması şeklinde yaşadık ve halen yaşıyoruz. Ya da İslam inancımızı yanlış yönlendirebilecekleri, politikaya alet edebilecekleri ve kendi aramızda bizi bölebilecekleri pozisyonlara, yine bizim aramızdan çıkan ikiyüzlü vatan, millet ve İslam hainlerini getirmeye çalışıyorlar ve ne acıdır ki çoğu zaman da başarılı oluyorlar. Siyasi yok etme harekâtının yanında her daim iktisadi yöntemler de yer aldı ve alıyor. Oradaki Türk ve Müslüman halklarımızı işsiz, aşsız ve fakir bırakacak her yönteme, uygulamaya ve halksal baskılara güveniyor, dayanıyor bu hükümetler.
OYUNLARINA GELMEYELİM
Israrla ve endişeyle, onların oyunlarına gelmeyelim diyorum. Balkanlarda İslam inancımızı, Müslümanlığımızı, Türklüğümüzü, gelenek ve göreneklerimizi kaybetmeyelim diyorum. Diyorum da kime diyorum? Yine inançlı insanlarımızı ve beni hiç dinlemeyecek bazı Balkan derneklerinin başlarında yer alan; Balkan derneklerinin yegane görevi eğlence düzenlemek, şarkıcı türkücü getirmek zanneden, ceplerini bu yollarla doldurmaya çalışan, ufacık hesaplar peşinde koşturan dernek yöneticilerine diyorum öncelikle. Onlara diyorum çünkü onlar alttaki halk kitlesi ile üstte, bizler için olumlu işler yapma gücüne sahip zenginler ve politikacılar arasında yer alan yegane bağlarımız. Bizi temsil etmekle görevli ama görevini olumsuz kullanan, kendi şahsi ihtirasları peşinde koşturan, seçimlerde aramızda görüp sonra uzun süre yüzlerini ve isimlerini unuttuğumuz Bulgaristan, Türkiye, Yunanistan ve Makedonya’daki politikacılarımıza diyorum. Bırakın artık ceplerinizi doldurmayı da toplumumuzun önemli sorunlarına hep beraber bir el atın. Balkanlarda Türk varlığının yok edilmekte olduğu gerçeğini artık görün. Ama esas sözüm sizlere insanlarım. Simitçimize, çiftçimize, kahvecimize, tekstilcimize, tütüncümüze, size, bize! Siz, kendi inancınızı korumazsanız; kendi haklarınıza sahip çıkmazsanız; seçtiğiniz, destelediğiniz insanların karakter ve kişiliklerine bakmaz, değerlendirmezseniz; gelenek ve göreneklerinizden kopar, Allah yolundan ayrılır, küçük çıkarlarınız uğruna tüm değerlerinizi satarsanız şikâyet etmeye bir gün hakkınız olmayacaktır. O kötü günler geldiği vakit, bu eller, bu yazıyı da yazmayacaktır.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce