Son zamanlarda hep birlikten ve beraberlikten bahsediliyor. Acaba demokraside yeri var mı? Demokrasi için önemli olan halkın görüşlerinin mecliste temsil edilmesi değil midir? Oy atma işlemi sadece kendi fikir ve menfaatlerini koruma aracıdır demokraside. Bunun dışında da demokrasi kurallarında azınlıkların haklarını koruma sistemleri de mevcuttur. Mesela azınlıklara garanti milletvekili sağlanması gibi. Bu biraz kendi içinde yapaycılığı bulunan bir uygulama gibi gözükse de azınlıkların temsil hakkını sağladığı için şimdilik birçok gelişmiş demokratik ülkelerde uygulanan bir yöntem. Aslında demokrasiye aykırı olan tarafı yoktur. Belirli bir azınlığa sayı olarak belirlenen garantili milletvekillerini atama ile oraya gelmiyor. Yine aralarında yarışarak en çok oy alan kişiler garanti edilmiş sandalyelere oturabilecektir. Demek ki, parti liderlerinin milletvekillerini doğrudan belirleme yetkisi yoktur sadece adayları belirleyebilir. Diğer yandan partilerin belirleyeceği milletvekili adaylarına rakip olarak belirli sayıda imza topladığı herkes karşısına çıkabilecektir. İşte buna demokrasi denir.
200 BİN OY UNUTULMAMALI
Tabii bu gerçekleşmesi için ilk önce garantili milletvekilliği sağlanması gerekir. Bunu da yeni meclisin sağlayıp sağlamayacağını azınlık milletvekillerinin tutumları gösterecektir. Fakat bizlere böyle bir uygulama çok işimize yarayacağı gibi kesin olarak gözüküyor. Ama büyük partiler o zaman azınlıkta olanların 200 bin oyunu unutmaları gerekir. Pastanın bu diliminden olmayı isteyeceklerini pek inandırıcı gelmiyor. Fakat şimdi seçim arefesi ve başta partilerimiz ve diğer azınlık parti liderlerinden hiçbiri bu konuyu seçim kampanyalarında dillendirmediler. Seçim öncesi büyük partilerle yaptıkları koalisyon anlaşmalarında bu konuya yer vermedikleri görünüyor. Demek ki partilerin böyle bir yarışa girmeyi işlerine çok fazla gelmediği sonucu da çıkarılabilir. Diğer yandan birlik meselesine gelelim. Bu parti liderlerinin yapabileceği bir birleşme olacağını zannedilmesi hatalı olabilir. Bunu yapmak isteselerdi seçimden sonraya bırakmazlardı. Birliği ancak halkımızın oylarını sağlayabilir. Azınlık olmamızın farkına varıp diğer yandan kendini küçümsemek istemeyen diğer halkların yanında güçlü olduğunu göstermek isteyen bir halkın ayağa kalkışı olarak ancak birlik sağlanabilir. Halk, ‘yeter, artık söz milletindir’ deyip oyların hepsini tek bir partide yoğunlaştırarak birlik sağlanabilir. Tabii bunu verecek parti de hizmet yapabilme gücünde olmalıdır. Ben Makedonya Cumhuriyeti’nde bir “Türk” olarak hizmete varım demesi gerekir. Böyle bir partinin seçimlere tek başına gitmesi şimdiye kadar geç kalınmış bir ön şarttır. Zaten 6. bölgede rahatlıkla 1 milletvekili çıkarılır. Bunu şimdiye kadar hiçbir partinin yapmaması, parti olarak hiçbiri de rüştünü ispat etmediğini gösterir. Hatta iyi organize olduğu takdirde diğer bölgelerden de bir milletvekili artı daha çıkarılabilir. Bu kanselaryalarda oturmakla gerçekleşemez. Ciddi ve ağır bir çalışma sonucu elde edilir. Fakat halkı canlı tutar. Diğer yandan parti tüzükleri daha işlevsel hale gelmelidir. Partilere sadece sadık partililer veya birilerinin özel çevrelerindeki insanlar değil herkesin girip hizmet verebilecek şekilde olmalıdır. Böyle adımları atacak partide halk birleşir. Eğer böyle bir parti oyların çoğunu alırsa diğer partiler de işlevsiz hale gelirler. Bundan hareketle birlik de sağlanmış olur. ‘Demokraside birlik istiyoruz’ diye ardından hemen bu gerçekleşmez. Demokrasinin kurallarını çok iyi bilmekle birlikte yapılacak hamleleri iyi hesap ederek demokrasi oyununu iyi oynamak gerekir. Bu sadece bize düşeni kapsıyor. Bir de bu birliğe karşı olan güçler rahat mı duracak veya duruyor? Durmadıkları emellerine ulaştıkları şu andaki tablo açıkça gösteriyor. Onlar bizlerden demokrasi oyununu daha iyi oynadıkları şimdiki hamlelerinden anlaşılıyor. Fakat oyun hala devam ediyor. Bir sonraki hamle bizimdir…
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce