Balkan Camiası

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tarih; Türkiye’deki Balkan göçmenlerinin Anadolu’daki kronolojisi bundan böyle 2011 Genel Seçimleri öncesi ve sonrası olarak değerlendirecektir. Çünkü özellikle Ak Parti 1. Bölge 6. sıra milletvekili adayı İzmir Milletvekili Rıfat Sait’in yürüttüğü 2011 seçim kampanyası, Balkan göçmeni vatandaşlarının büyük katkı ve desteği ile kendisinin 6. sıradan meclise girmesine yetmiştir. Şu kadar var ki bugün ülkemizde bulunan Balkanlar’ın aziz hatırası olan Balkan camiasının değerli mensupları, yaptıkları çalışma ve dayanışmalarla dostluk ve kardeşliğin inşasında önemli roller üstlenmişler ve üstlenmeye devam edeceklerdir. Daha önceki yazılarımda, ülkemizdeki Balkan temelli derneklerin Türkiye’nin büyüme hızı ve gerçekleştirdiği stratejik hedeflerine bağlı olarak, giderek lobi faaliyetleri güden ve bu faaliyetleri yasa ile belirlenen dernekler halini alacaklarını öngörmüştüm. Bugün Balkan camiasının yurtdışı ve hatta Balkan temelli derneklerin gerçekleştirdiği faaliyetlerine baktığımda bu öngörüme gittikçe daha da yakınlaşıldığını görmekte ve bundan mutluluk duymaktayım. Bireysel bazda hayatın hemen her alanında övünülen başarılarını her daim gördüğümüz Balkan kökenli kardeşlerimizin, bundan böyle Türkiye’nin; bilim, ekonomi, siyaset ve bürokrasi alanlarında da daha belirgin rol oynaması, toplu hareket etme ve dayanışma kabiliyeti ile paralel bir grafik izleyecektir. 2011 genel seçimlerinde bizlerin tabiriyle macır ve genel tabirle göçmenlerin İzmir’de yürütülen seçim çalışmalarına verdikleri destek, başlangıç için hiçte küçümsenmeyecek ve gelecek için ümit vadeden güçlü bir temel oluşturmuştur. Türkiye’de barış ve kardeşliğin sağlanmasında neredeyse demografik yapının üçte birini oluşturan bu güçlü camianın üzerine düşen çok şey olduğu kesindir. Yine Türkiye’nin gelecekte Avrupa ve bölgesinde oynayacağı rolün başarıya ulaşmasında Balkanlar’ın önemi dikkate alındığında camiamızın ülkemizin geleceğinin belirlenmesinde nerede durması gerektiği hakkında güçlü sinyalleri şimdiden vermektedir.

BUGÜN GELİNEN NOKTA

Bosna-Hersek – Kosova – Makedonya – Arnavutluk – Karadağ – Sırbistan – Bulgaristan – Batı Trakya’sı ile Yunanistan ve Nihayetinde K.K.T.C hemen her alanda Türkiye’nin ve Türk insanın ilgisinin beklendiği ülkelerdir. Bugün gelinen noktada, Türkiye’nin bu ülkelere olan ilgisi, devletimiz ve hükümetimizin yoğun çabalarına rağmen istenilen düzeyde gerçekleşememiştir. Büyük bölümünden neredeyse tek bir kurşun atmadan çıkarıldığımız topraklara, yine tek bir kurşun atmadan ve siyasi sınırlara dokunmadan geri dönme fırsatının doğdu günümüzde, Balkan yadigârı olarak nitelenen bu kutlu camianın, ortak inanç, düşünce ve eylem geliştirmesi, yoğun olarak devam etmeli ve desteklenmelidir. Başta da belirttiğim gibi, hayatın hemen her alanında başarı sağlamış olan camia mensuplarının, birbirlerini daha iyi tanımaları, ortak amaç olan Türkiye sevdası ve barışı doğrultusunda benliklerini geri plana çekerek karar almaları elzemdir. Türkiye’nin barışı, Türkiye sevdası, Türkiye’nin gelişimi ve büyük Türkiye idealinin başarısı için, Türkiye’nin tüm unsurları ile bir araya gelebilme kabiliyeti göstermesi ve bu konular ile ilgili yeni ve komplo teorilerinden arınmış, doğru bilgi ve öz güvene dayalı refleksler kazanması gerekmektedir. Geç kalınmışlıklar her zaman pişmanlık ve gözyaşı getirmiştir. Bugün asli memleketleri olan Anadolu topraklarında huzur ve güven içinde yaşan balkan camiası, aynı huzur ve güveni aralarında kan ve inanç bağı bulunan Balkan topraklarındaki kardeşlerine de yaşatmak, asrın nimetlerini onlarla paylaşmak için, üzerine düşeni yapma konusunda çabuk davranmalıdır. Türkiye insanı, sanayicisi, sanatçısı, tüccarı, sporcusu, siyasetçisi, inşaatçısı ile Balkanlar’da olmak, Balkanlar için olmak, Balkanlar’a olmak zorundadır.

Şu gözden kaçırılmamalıdır; Edirne artık Türkiye’nin Balkanlar ve Avrupa’ya açılan kapısı değildir. Türkiye kendisini Avrupa’ya açacak olan kapının nerede olacağına dair kararı yine kendisi verecektir. İşte bugün Türkiye’de bulunan Balkan kökenine sahip şahsiyetler, bu kapının nerede olacağını belirleyeceği gibi sağlamlığının ve devamlı açık kalmasının da güçlü bir teminatı olacaklardır. Bu çalışmaların başlangıç aşamasında olan ancak tam bir inanç fikir ve eylem birliği ile gönülden hareket eden tüm camia insanına başarısı için katkı vermek başta Balkan kökenliler olmak üzere tüm Türkiye’nin görevidir.