DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

141 okunma

Hala daha Konferans mı istiyoruz ?

ABONE OL
29/04/2012 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kırk dört yıldır süren sonu gelmeyen ve gelmeyecek olan bu görüşmelere niye nokta konulmuyor? Niye hala daha çok taraflı (uluslararası) konferans istiyoruz? Bu kendi ayağımıza kurşun sıkmamızdan başka bir şey değildir. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon hem KKTC cumhurbaşkanı Eroğlu’nu hem de Rum lider Hristofiyas’ı telefonla arayarak “Şu an için çok taraflı konferans düzenlenmesine temel oluşturacak şekilde Kıbrıs müzakerelerinde ele alınan esas konularda yeterli ilerlemenin bulunulmadığını” söylediği bildirildi. Bizim bu çok taraflı (uluslararası) konferans önerimize gerek Kıbrıs Rum tarafı gerekse Yunanistan Başbakanı Lucas Papadimos da karşı çıkmıştı. Şimdi BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon da bu uluslar arası konferansı uygun görmediğini belirtiyor. İngiltere herhangi bir görüş açıklamamıştı. Onlar zaten diyeceklerini BM Genel Sekreteri’ne söyletiyorlar. Ola ki karşı taraflar bu öneriyi kabul etselerdi; bize bunun getirisi ne olacaktı? Tekrar ediyoruz, 1 Temmuz bizim için altın bir fırsattır. 1 Temmuz, bu anlamsız görüşmelerden feragat etmemiz için önemli bir zemindir. Bir beladan kurtulma imkânı çıkmışken başımıza illa bir başka bela (uluslararası konferans) istemek niye? Bizim artık yeni bir vaziyet almamız gerekmektedir. Karşı taraf ve/veya taraflar, bunlar Amerika, BM, AB, İngiltere, Güney Kıbrıs ve Yunanistan olabilir; Bizimle görüşme, müzakere, konferans yapmak isterlerse, en evvela KKTC gerçeğini kabul etmeleri gerekmektedir. Bu gerçeği dikkate almazlarsa her şeyi askıya alıp, tanınma seferberliğine çıkmalıyız. Biliyoruz bu yol uzundur, incedir, taşlıdır, dikenlidir ama yolun sonunda devletimizin, egemenliğimizin tescili bulunmaktadır.

 

KKTC GERÇEĞİ

 

Yeter ki nefesimizi birliğimizi ve enerjimizi bu yönde kullanalım. Artık, 1963’te Rumların Zürich ve Londra Antlaşmaları’nı çiğneyerek Türk halkını yok etmeye çalışmaları sonucunda doğmuş KKTC gerçeği bulunmaktadır. Bu realite asla ve asla yadsınamaz. KKTC, Doğu Akdeniz’de anavatan Türkiye’nin son kalesidir. Anavatan Türkiye’nin buraya gözü gibi baktığı aşikârdır. Ancak, batının,BM’nin, AB’nin ve öteki Hıristiyan kulübü üyelerinin bir oldubittisinegelmeyelim. Şanlı tarihimize baktığımızda, müzakere ve konferanslarda
çok şeyler kaybetmişimizdir. Yakın zamanımıza kadar da böyle tehlikelere maruz kaldık. Anavatan Türkiye artık eskisi gibi değildir. Eskiye göre durumu, her yönüyle çok çok iyidir; ama malum düşmanlar hep karşısında ve/veya arkasındadırlar. Güney Kıbrıs Rum yönetimi hala ateşle oynamaya devam ediyor. Bir sürü ülkeyle askeri antlaşmalar ve tatbikatlar düzenlemeye çalışıyorlar. Bunlar sırası ile İsrail, Yunanistan, Fransa, Almanya ve Rusya’dır. Güney Kıbrıs Rum yöneticileri, Allah’ın günü anavatan Türkiye’ye kem sözler söylemeye devam etmektedirler. Bunlarla hangi müzakerede, hangi konferansta, hangi uluslar arası konferansta oturup anlaşacağız? Bunu bilen birisi varsa lütfen bize açıklayıversin? Onun için bunları bildiğimizden, domuzdan post bunlardan dost olmuyor diyoruz. Müzakere, konferans diye diye 44 yıl geçti, artık Rota değişmelidir. Her zaman dediğim gibi Türk’ün dostu Türk’tür.

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP