Özgürlüğün 38.Yıldönümünde 20 Temmuz

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

KKTC’nin mihenk taşı 20 Temmuz 1974 destanına başlamadan önce, zamanı biraz geriye çekerek İngiliz Sömürge Devri’nden başlamak istiyorum.
Ben kendimi bildiğim, hatırladığım ilk çocukluk yıllarım, İngiliz sömürge yıllarına denk düşer. Tam o yıllarda Rumların EOKA terörörgütü ortaya çıkar. EOKA terör örgütünün amacı, Kıbrıs’ı Yunanistan’a İLHAK etmekti. EOKA, ilk etapta İngiliz’i Ada’dan atıp, sonra da Kıbrıs Türkleri’nin defterini dürmekti. Konjonktür ve şartların değişmesi, ayrıca dönemin Menderes Hükümeti’nin ve Dışişleri Bakanı merhum Fatin Rüştü Zorlu’nun uyguladığı PRO-AKTİF dış politika neticesinde Kıbrıs Rumlarının ve Yunanistan’ın planlarını altüst etti. Yani, Rum – Yunan tarafı Kıbrıs’ta, Türklerin ve Türkiye’nin haklarını yok sayıyorlardı. Yunanistan Girit’i, Rodos’u, On İki Adaları, yuttuğu gibi son kale Kıbrıs’ı da yutmak istiyordu; hatta bu yolda önemli mesafeler bile kat etmişti. EOKA’nın karşısına, İngiliz’in dışında Kıbrıs Türk’ü ve Türkiye de “Biz de varız!” diye çıktı. Bu durum İngiliz’in de manevra kabiliyeti’ni genişletip güçlendirdi. 1 Nisan 1955’te başlayan EOKA’nın terör faaliyetleri, hem İngiliz’e hem de Kıbrıs Türklerine karşı 1959’a kadar alçakça sürmüştür. Bu yıllar içerisinde Kıbrıs Türkleri birçok can kaybı vermiştir. 1959’da Kıbrıs Rumları ve Yunanistan Zurih ve Londra Garanti Antlaşmalarını mecburiyetten imzaladılar.

İNGİLİZLERİ OYUN DIŞI BIRAKMAK

Rumların amacı bu antlaşmaları imzalamakla İngiliz tarafını oyunun dışına çıkartmaktı. İngiltere bu antlaşmalar neticesinde adada tuttuğu Dikelya ve Agrotur askeri üslerini “zimmetine” geçirdi ve oyunun dışına çıktı. Böylece
Rumlar, 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki imzaları daha kurumadan, kurucu ortağı Kıbrıs Türklerine karşı uygulayacağı, Akritas soykırım planını hazırlamaya başladılar. 16 Ağustos 1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti 21 Aralık 1963’e kadar dayanabildi. 21 Aralık 1963’te Kıbrıs Rumları ve Yunanistan önceden hazırladıkları Akritas Soykırım Planı’nı uygulamak üzere Kıbrıs’ın her yerinde Türklere karşı amansız bir saldırıya başladılar. İngiliz’in ve Batı’nın da desteğiyle, ilk önce “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni gasp ettiler. Kıbrıs Türklerini adanın yüzde 3’üne açık hava hapishanesi gibi gettolara hapsettiler. Türklerin iş yerlerini, tarlalarını, bahçelerini, dükkânlarını yağma ve talan ettikleri gibi Türklere ait 103 köye de el koydular. Kıbrıs Türkleri 1963’ten 1974’e kadar her türlü cefaya göğüs gerdiler ve asla pes etmediler. Böylece, 1974 20 Temmuz’una gelinildi. Bu tarihte Türk ordusu ile Kıbrıs Türk mücahidinin yapmış olduğu kahramanca mücadele tarihe bir kez daha altın harflerle yazılmıştır. 20 Temmuz Kıbrıs Türklerine özgürlük getirdi. 20 Temmuz Kıbrıs Türklerine KKTC’yi getirdi. 20 Temmuz Kıbrıs Türkleri’ne egemenlik getirdi. Bütün bu kazanımlar 1821’den beri sürdürülen mücadelenin sonucunda elde edilmiştir. Bundan sonra yapmamız gereken KKTC’yi kayıtsız şartsız tanıtmamızdır. Kıbrıs Rumları ile ne federal ne konfederal ne de birleşik Kıbrıs yalan ve masalları ile bir yere varılamaz. Eğer bu oyunlara Allah gösterme gelirsek, sonumuz Girit ve Bosna’daki gibi olur. Kıbrıs mücadelesinde bugüne kadar verdiğimiz şehitleri şükran ve rahmetle anar 20 Temmuz Özgürlük ve Barış Bayramımız hepimize kutlu olsun. Her zaman dediğim gibi Türk’ün dostu Türk’tür.