Türkiye günlerdir bir kaosun içinde ve bir türlü çıkamadı. Tam çıkıyor gibi olmuştu ki; bu defa direnişin adı “DirenLice” oldu. İlk olarak MİT’in İmralı ile başlayan görüşmeleri daha sonra ziyaretlere dönüşmüş ve birkaç görüşmenin akabinde bir çözüm süreci başlamıştı ve Cuma gününe kadar gayette başarılı bir şekilde işlediğini söyleyebiliriz. Cuma günü ise birşeyler oldu ve “Gezi Parkı” olayları yatışmaya başlamıştı ki; Lice ilçesine bağlı Kayacık Jandarma Karakolu’na yönelik bir saldırı oldu. Mevcut karakola ek bina inşaatını engellemek isteyen grup çeşitli slogan ve molotoflarla saldırınca bir çatışma ortamı oluştu ve 1 kişi öldü. Lice’de yaşanan olaylar daha sonra da İstanbul’da Kadıköy, Beşiktaş ve Kağıthane’de protesto edildi. Şimdi polis Gezi Parkı olaylarında halkla karşı karşıya getirildi ve zor bir sınav verdi ve vermeye devam ediyor. Ardında asker halkla karşı karşıya getirilmeye çalışıldı. Bunlar normal şeyler değil. Meşhur bir söylem ama gerçek birileri düğmeye basıyor. Gezi parkında yeşil ile başarılamayan doğuda kanla başarıya ulaştırılmak isteniyor. Bunu bir kenara bırakalım. Yıllardır köşe yazarları, akademisyenler, ağzı olup konuşanlar hep demedi mi derme çatma karakollar yığınlarının yerine kalekollar yapılsın. Askerimiz şehit olmasın. Adam gibi bir yerleri olsun diye. Şimdi neden bu boş çığırtkanlık. Halk istemiyorsa yapılmaz ya da yapılmasın söylemleri. Siz mi gece-gündüz orada nöbet tutuyorsunuz ya da yarına uyanıp uyanamayacağınızı bilmeden derme çatma yerde başını yastığa koyuyorsunuz. Sıcacık kahveni yudumlarken yazmak kolay tabi. Sipariş yazını yaz paran anında hesabında. Mehmetçik ister barakada uyusun ister yerde. Kimin umurunda. Neden yıllardır Kalekol yapılsın derken şimdi karşı çıkıyorsunuz? Ya da çözüm sürecine inanmayanlar neden şimdi, bir barış ortamı varken neden karakol yapılıyor söyleminde bulunuyor? Bu ne yaman bir çelişki.
Demokratik Hak !
Demokrasilerde de her şeyin bir sonu vardır. Bir kimsenin özgürlüğüne dokunmaya başladığın an senin özgürlüğün biter. Ağacın kesilmesini istemiyor olabilirsin, istediğin zaman biranı içmek isteyebilirsin, köyüne karakol istemeyebilirsin. Sen bunları belirli haklar çerçevesinde dile getirirsin ve bir süre sonra çekilirsin temsilcilerin devreye girer ve gerekli hamleleri yapar. Sen belirli aralıklarla seni temsil etmesi için temsilciler seçiyorsun. Bunlar seni yeterince temsil edemiyorsa senin tercihinde bir hata var demektir ve bir dahaki sefere bu konuda daha dikkatli olursun. Bu öyle olmayacak böyle olacak diye diretemezsin. O zaman peşinden koştuğun demokrasiyi sen baltalamış olmaz mısın? Ya da bir devlet yönetiliyorken senin duygusal travmalarına uyarak o bölgenin güvenliği es geçilir mi? Seni dış tehditlere karşı koruyan canların canı hiçe sayılır mı?
DEMOKRASİ’NİN BEKÇİLERİ (!)
Bir üniversitenin öğretim üyeleri toplanmış ve “Gezi Parkı” olayları ile ilgili basın açıklaması yapıyor. Özgürlüklere, demokrasiye falan değiniyorlar. Oysa kendilerini demokrasinin bekçisi zanneden bu insanlar, Öğretim üyesi olmanın bir basamağı olan Yüksek lisans mülakatında tüm şartları taşısan dahi görüşünden dolayı yani onların görüşüne sahip olmadığından dolayı direk eliyorlar. Birde çıkıp; demokrasi adına özgürlükler adına basın açıklaması yapıyorlar. Bunların özgürlüğü kendi dar düşüncelerine ve ikna odalarına kadar. Bundan emin olabilirsiniz.
AKDENİZ OYUNLARI
Mersin ilimizin ev sahipliği yaptığı Akdeniz Oyunları’ndan alnımızın akıyla çıktık. 31 branşta yapılan Akdeniz Oyunları’nda İtalya 70 altın, 52 gümüş, 64 bronz olmak üzere 186 madalya ile birinciliği elde ederken, Türkiye 47 altın, 43 gümüş ve 36 bronz olmak üzere toplam 126 madalya ile ikinci oldu.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce