DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 3417890-0.18863%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

12:55

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

250 okunma

Balkan Günlüğü’nün Sarıkamış gezi notları…

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ümit GÖZLEMECİ

umitgozlemeci@gmail.com

 

Her yıl geleneksel olarak Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve 2005 yılından bu yana her yıl farklı şehirlerde yapılan Yerel Anadolu Basını ödül töreni için geçtiğimiz hafta Kars’ın Sarıkamış ilçesine doğru düştük yollara. 2012 yılında yayınlanan Yerel Anadolu Basını’nın  Haber, Makale-Yorum, Araştırma, Mizanpaj, Röportaj, Fotoğraf dallarının en iyisini seçmek adına olsa da aynı zamanda Anadolu basınını özendirme yarışmasıydı. Ben de Balkan Günlüğü Gazetesi adına katıldım. Yarışma, kendi içerisinde rekabeti artırmak ve Anadolu Basını’nı Özendirme Yarışması olmasından dolayı oldukça önem taşıyordu. Balkan Günlüğü Gazetesi’nde  mizanpaj dalında Türkiye 2.’si oldum. Geçtiğimiz Çarşamba günü Ankara aktarmalı Kars yolculuğumda, Ankara Esenboğa Havalimanı’nda bekleyen kişilerin bir kısmının ödül töreni için Kars uçağını beklediğini gördüm. Havalimanında arkadaşlarla tanışma faslında, yurdumuzun büyük bir bölümünden katılımcıları görmek güzeldi. Kars’a indiğimizde bizi bekleyen servis aracına bindik ve programın yapılacağı Kars merkeze 60 kilometre uzaklıkta Sarıkamış’taki Halis Toprak’a ait olan Toprak Otel’e doğru yola çıktık. Serviste Diyarbakırlı ve Konyalı arkadaşlarında katılımıyla koyu bir sohbetle yol aldık. Kaldığımız otelden de bahsetmek isterim. Sarıkamış’ta adeta dağın içinde ve çok güzel. Sarıkamış’ın doğası, uçsuz ve bucaksız, boyu 20 metreyi aşan ağaçlardan oluşan ormanı, alışık olmadığımız tertemiz oksijeni ve vahşi güzellikler karşısında adeta büyülendik. Kars’ın, küçük, şirin ama bir o kadar da buram buram tarih kokan bir şehir olduğunu gördük.

 

KATHERİNA’NIN AV KÖŞKÜ

 

Ancak Kars merkezini gezme fırsatımız olmadı. Otelde ilk gün biraraya geldiğimiz arkadaşlarla eğlence dolu vakit geçirirken, Sarıkamış’taki ikinci günümüzde ise, program daha yoğundu. Sabah 24. Yerel ve Bölgesel Medya Buluşması ve ardından Anadolu Basını’nı Özendirme Yarışması ödül töreni yapıldı. Ödülümü aldım ve 24. Yerel ve Bölgesel Medya Buluşması konferansının ardından, 8 meslektaş, Sarıkamış merkezine  indik. İlk durağımız, tepede, ormanın bittiği yerde, önünde geniş bir ova uzanan, yılın yedi ayı kar altında olduğu söylenen Katherina’nın Köşkü olarak bilinen Av Köşkü’ydü. Konuyu biraz araştırınca da  köşkün, yekpare ağaçtan tek bir çivi bile kullanılmadan inşa edilmesi ve hala aynı özelliğini koruyor olması bizlere ilginç geldi. Beton kolonlar sayesinde ayakta duran yapının, ısıtmasının bu kolonlar içerisinden sağlanmasının ayrıca  ilgimizi çektiğini söylemek isterim. Bu güzellikler yanında bizleri üzen bir şey var ki, onu da yazmadan geçemeyeceğim. Köşkün içi ve dışı harabe olmuş durumda. Adeta kendi kaderine terkedilmiş. Uzun yıllardan beri ayakta duran yorgun bedeni, günden güne çürümüş ve restorasyon için feryat ediyor. Tabi bazı  kendini bilmezler duvarlara yazı yazmış, boyamış ve kırmışlar. Köşkü ziyaretimiz esnasında bir güvenlik görevlisiyle karşılaştık ve kendisinden bilgi almaya çalıştık. Görevli, köşkte vardiyalı nöbet tuttuklarını, şu an köşkün ihalede olduğunu ve ihale sonuçlandığında restore edileceğini söyledi. Tarihi köşkün o halini gördükten sonra bu güzel haber, bizleri biraz olsun gülümsetti diyebilirim. Ancak Sarıkamış’taki diğer binaların aksine oldukça özgün bir mimarisi olan ve köşkün yapım kitabesi olmaması üzücü. Sarıkamış ve Kars, 40 yıl Rus işgali altında kalmış. O dönemlerden kalma Rus yapısı binalar ilgi çekerken, köşkün iklimin özelliğine uygun olması, ahşap bina mimarisi ve tarihi anlamı kente turistik değer katıyor. Köşk aslında av köşkü ve ana köşk olarak ikiye ayrılıyor. Av köşkü, değerli misafirlerin ağırlandığı yer, asıl köşk ise, çeşitli zamanlarda hastane ve saray olarak kullanılmış. Rus Çarı II. Nikola döneminde yapılan bu köşk, halk arasında Katherina’nın Köşkü olarak biliniyor. Çünkü 1914 yılında Rus Çarı II. Nikola ve eşinin Sarıkamış’a gelerek bu köşkte kaldıkları biliniyor. Aslında köşk Nikola’nın hasta oğlu Alexi için bir rehabilitasyon  merkezi ve aynı zamanda  ailenin kış ve yaz aylarında kullandıkları av köşkü olarak yapılmış. Yapım ve kullanım amacı dikkate alındığında 1900-1902 tarihlerinde inşaa edildiği söyleniyor. Çarlık dönemine ait Türk filmlerinin çoğu bu köşk ve çevresinde çekildiği söyleniyor. Köşk ziyaretimizi tamamladıktan sonra, Sarıkamış merkezine doğru gelerek otele dönüş yaptık.

 

KAYAK MERKEZİ

 

Akşam saatlerinde ise, düzenlenen organizasyonla Sarıkamış’ın dağlarında telesej ile 2 bin 634 rakıma çıkarak Bayraktepe’nin eşsiz manzarasını izlemek olağanüstü diyebilirim. Ayrıca bir kayak merkezi olması ve  kışın yoğun bir turist akını olduğunu söylediler. Aslında Sarıkamış’a kadar gitmişken 93 harbinde tek kurşun sıkmadan soğuktan donarak şehit düşen 90 bin vatan evladını da ziyaret etmek güzel olurdu ancak kaldığımız yer dağ başıydı, organizasyonda çok geniş kapsamlı olmayışından dolayı araç ayarlanamadığı  için gidemedik. Biz aslında Kars’a gitmedik Sarıkamış’a gittik…

 

    En az 10 karakter gerekli
    Tüm Yorumlar (2)
    • Ayşe Altay

      ÜMİTCİM YENİ YAZIN VE ALDIĞIN ÖDÜL HAYIRLI OLSUN. YARINLARININ BAŞARILARLA DOLU OLMASINI DİLERİM. TEBRİKLER …

      Yanıtla
      +0
      -0


    HIZLI YORUM YAP