AKİFE TETE’NİN ( TEYZE) ÇOCUK BESLEMESİ
Makedonya’dan göç edilen ilk yıllarda ( 1950 ve sonrası) tüm hemşerilerimiz bir yandan dil problemleri ile uğraşırlarken bir yandan da ekonomik durumlarını düzeltmek için üstün gayret gösteriyorlardı. Bu sebepten dolayı ne iş bulurlarsa gece-gündüz her işe giderlerdi. Bunlardan bir tanesi de Akife Tete idi. Akife Tete biraz yaşlı olduğu için bir doktor hanımın çocuğuna bakmak için işe başlar.
Doktor hanım sabah işe giderken:
-Bak teyzecim. İkindi vakti çocuğa havuç yedirmeyi sakın unutma.
Akife Tete’de sanki söyleneni anlamış gibi yarım Türkçesi ile:
-Merak etmeyasın gelincazim. Musmul(pek iyi) bakarim ben ona. Ben uglumi çok guzel beslerim.
İkindi ezanı okunduğunda Akife Tete çıkar evin bahçesindeki ağaçtan taze bir filiz koparır ve çocuğa uzatır.
-Ade be guzel çucugim. Anan dedi ki ikindi de Avuç yecekmişin.
-Teyze ben bunu yemem.
-Yecin dedım sana. Anan ule süledi.
Teyze ile çocuk ” yiyeceksin yemiyeceksin” diye cebelleşirken doktor hanım içeri girer ve Akife Tete’ye ne olduğunu sorar.
-Ne olcek gelincazim. Bu çucik inat ediy. avucini verırım yemecem diye.
-Ah teyzeciğim. tabii ki çocuk bu ağaç dalından kopardığın filizi yemez. Buzdolabından havuç’u çıkarıp gösterir. Akife Tete’de:
-Abe gelincazim buni mi ver dedın sen? Ama Avuç dedın. Eee biz Makedonya’da bahçeden bu taze dali kopardigimiza ” AVUÇ ” derız. Demek ki ben undan kariştirdim.
BİBERCİ MAZLUM AGA
Makedonya’nın Radoviş kazası köylülerinden olan Biberci Mazlum Aga, devlet dairesinde olan işleri için başkent Üsküp’e gider. Öğle saati bir lokantaya oturur. Garsondan kuru fasulye ister. Yemeği gelince garsona dönerek:
-Abu uglim var midir kuru aci biber getirasın?
Garson var amca der ve koşa koşa (lokanta kalabalık olduğu için) mutfakta asılı acı kuru biberleri dizisi ile birlikte getirir ve Mazlum Aganın masasına bırakır.
Mazlum aga kuru fasulye ile o güzel dizi acı biberleri bir güzel afiyetle yer ve bitirir. Lokanta kalabalık olduğu için diğer masalardan da acı biber isteyenler olur. Garson telaşla bakar ki mutfakta acı biber yok ve aklına gelir. Mazlum Aga’nın masasına giderek:
-Amca dükkan kalabalık olduğu için sana aceleden bir dizi acı biber bırakmıştım. Bir kaç kişi daha istedi. Nerede o dizi biberler? Alıp onlara da götüreyim.
Mazlum aga garsona dönerek:
-Abe çocigim. O getirdiğin dizi biberler zati bana yetmedı ki! Baktım ki işin çok idi. Onun için senden bir daha da istemedım.
Garson çocuk Mazlum Aga’ya dönerek:
-Ne dersin sen Amca. Sana verdiğim bir dizi acı biber, bize en az üç ay yeter de artardı be.!
Çok değerli Balkan Günlüğü Gazetesi okuyucuları ‘Benimde anlatacağım, büyüklerimden kalan yüzümüzde tebessüm yaratacak fıkra ve komik hikâyelerim var’ diyorsanız, lütfen bize adınız ve soyadınızı yazarak gönderiniz. Köşemizde memnuniyetle yayınlarız. www.info@balkangunlugu.com
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce