UNUTULMAZ LİDER: NURİ TURGUT ADALI
Bulgaristan’ın Kırcaali ilinin Adaköy’ün mezarlığında bir mezar var ve bu mezarın başında her yıl anma törenleri yapılmakta. Mezar mermerlerle kaplı başı ucundaki kitap şeklindeki mermer taşının bir tarafında kısaca doğum ve ölüm tarihi diğer yarısından ise rahmetlinin iç dünyasını anlatan kısa bir yazı. Kitabe ile mezar arasında ise mermere resmedilmiş fotoğrafı yer almakta. Mezarın sahibi öyle bir hayat yaşadı ki ahrete göçünden sonra bile insanları etrafında toplamakta. Adaköy’de 22 Kasım 1922 yılında dünyaya geldi, 5 Ağustos 2004 yılında fani dünyadan ahrete göç etti. Mezarın başına temiz duygularla insanlar minnet ziyaretine geliyorlar ve ne yazık ki siyasi çıkarlar için gelenler de eksik olmuyor. Hayatının en verimli yıllarında çok sevdiği Türk toplumundan 23 yıl ayrı, daraltılmış alanlarda kimi zaman da bir kişinin sığabilecek yerlerde yaşamaya zorlandı. Sağlığında cehennemi yaşadı yine de dinini, dilini savunmaya yılmadı kabrin sahibi, rahmetli gazi Nuri Turgut Adalı.
BULGAR DEVLETİNİN ASİMİLASYON POLİTİKASI
Bulgar devleti ülkede ikamet eden üç milyona yakın Türk azınlığını ve Müslüman Pomaklarını orta vadede asimile etme yollarını aramakta. Bulgar devleti altmışlı yılların başında asimilasyonu ilk olarak Türk okulların kapatılmasıyla başladı. Türk okullarına Bulgar öğretmenler getirilerek Bulgarca eğitime hız verildi, Türkçe ancak haftada bir saate indirildi. Bulgar devletinin Türklere karşı niyetini öğrenen aydın Türkler konuyu Türk halkına anlatmaya başladılar. Bulgaristan’da ikamet eden Türk halkı asimile olmaya niyeti olmadığını açık bir dille alenen ortaya koyması Bulgar devletini tedirgin etti. Türklerin arasında propaganda yapan aydın Türkler takibe alınarak izlenmeye başlandı. Şumnu “Nüvvap” okulundan mezun olan Türkler öğretmenlik yaptıkları bölgelerde Türk halkını asimilasyon politikasına karşı bilinçlendirme öncülüğü yapmaya başladılar. Devlet bu kişileri tutuklamaya ve mahkemeye sevk etmeye karar aldı. Tutuklamalar Bulgaristan Türk halkının arasında geniş yankı buldu. Mahkemeler akıl almaz yollara başvurarak kimini casusluk, kimini terörist kimini ise devlete karşı isyan ile yargıladılar. Bulgaristan devlet mahkemeleri ciddi bir şekilde Türk halkını sindirmek için yüksek cezalar verdiler. Merhum Nuri Turgut Adalı, İsmail Şimşek, Embiya Çavuş, İsmail Kahraman, Osman Kılıç daha nice Türk aydınları ömürlerinin üçte birini Bulgar zindanlarında insanlık dışı bir hayat yaşamaya mecbur edildiler.
Rahmetli Nuri Turgut Adalı 1989 yılı büyük göçten nasibini alarak sınır dışı edilerek Türkiye’nin Bursa şehrine yerleşti. Hayatının son günlerini geçirmek için Türkiye’den doğduğu topraklara gitmeyi arzu etti. Bulgaristan demokrasi rejimine dönmüş Türklerin artık HÖH/Hak ve Özgürlükler Harekâtı vardı. HÖH merkez ya da il bazında yöneticiler hala Bulgar derin devlet korkusunu atamamışlardı. Bu yüzden hiçbir şekilde rahmetli Nuri Turgut Adalı’ya yaklaşma cesaretini gösteremediler. Kırcaali ilinin Mestanlı kasabası bağımsız aday çıkararak belediye başkanlığını kazanmışlardı. Yerel seçimlerde HÖH adayına karşı belediye başkanlığını bağımsız aday Sali Şaban kazanmıştı. Çiçeği burnunda olan yeni başkan Sali Şaban rahmetli gazi Nuri Turgut Adalı’ya belediye imkânları çerçevesinde sahip çıktı. Belediye lojmanlarından bir garsoniyere yerleştirildi. Üç öğün yemek ve her ihtiyaçları karşılandı bir de hizmetli verildi. Yeni gerçekleşen belediye seçimlerinden Mestanlı Belediyesi’ni HÖH harekâtı kazandı. Belediye yönetimi merhum gazi Nuri Turgut Adalı’yı ihmal etmeye başladı. Böylece rahmetli gazi Nuri Turgut Adalı belediye lojmanında ölümünden bir kaç gün sonra kokmuş bir şekilde komşuları tarafından bulunuyor.
NUTUKLARLA SAHİP ÇIKMAK
Bu yıl aynı geçen yıllar gibi HÖH merkez ve il yöneticileri her yıl olduğu gibi rahmetli gazi Nuri Turgut Adalı’nın mezarını ölüm yıl döneminde ziyaret etmekteler. Mezarın başında nutuklar atılıp güya sahip çıkmaktalar. Aynı şekilde Kirli Kayalıoba köyünde şehit edilen Türkan bebeğin anıt çeşmesinde nutuklar atılmakta Bulgaristan Türklerine nutuklarda sahip çıkıldığı söylenmekte. Şehit Türkan bebeğin mezarını bilen bile yok, dikenler içinde kaybolmakta. Sadece Türkan bebeğin mezarı değil Ayvalı köy mezarlığında mezarı bulunan şehit Mustafa Ömer’in mezarı da aynı akıbeti taşımakta. Bütün şehitlerin mezarları bakımsızlıktan kaybolma sürecine girmiş durumda. Bulgaristan’da Politik çıkar amaçlı her yıl “şehitleri anma törenleri” düzenlenmekte. Konuşmacılar nutuklarında “ Bu coğrafyada ayakta kalmayı çok iyi biliyoruz, çünkü geçmişimizde neler yaşadığımızı unutmadık. Dedelerimiz yaşadıkları savaşlarda ayakta kalarak, dinine ve diline sahip çıkarak bu günlere bizleri getirdiler. Biz de zor günleri atlattıktan sonra partimizin bayrağı altında dinimize ve dilimize sahip çıkmaktayız”. Bu gün Bulgaristan’da bir gerçek var. Türk çocukları anadilini okullarda zorunlu olarak okuyamamakta dolaysıyla genç kuşak anadilini yarım yamalak konuşmakta. Türk ve Müslüman çocukları din dersleri alamamakta Bulgaristan’da dinisiz bir gençlik yetişmekte. Ana dilde görsel medya yok, yazılı medya var denecek kadar az. 26 yıldır Bulgaristan Türkleri parlamentoda temsil edilseler de seçme ve seçilme hariç başka bir hak kazanamadılar. Var olan azınlık statüsünü bile kaybettiler. Rahmetli gazi Nuri Turgut Adalı’nın cezaevinde yazdığı şiirlerinden sadece iki dizesini sizlere aktarmak istiyorum.
Zalime uymadım
Hırsız olup soymadım
Hile ile kenara
Üç-beş leva koymadım.
Naçar dahi sayılmam
Entarim olmasın ipek
Kurt olarak aç gezmişim
Olmamışım asla köpek!
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce