DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Bosna Hersek Seçimleri, ABD ve Yunanistan’ın Planları
326 okunma

Bosna Hersek Seçimleri, ABD ve Yunanistan’ın Planları

ABONE OL
13/10/2018 10:31
Bosna Hersek Seçimleri, ABD ve Yunanistan’ın Planları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bosna Hersek Seçimleri ve ABD ile Yunanistan’ın Batı Trakya Planları

7 Ekim Pazar günü yakinen takip ettiğimiz Bosna Hersek seçimleri nihayete erdi. Seçimler sonucunda Boşnak, Hırvat ve Sırp üyelerin oluşturacağı Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin yeni üyeleri de seçildi. Konseyin Boşnak üyesi rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in partisi Demokratik Eylem Partisi – SDA’nın adayı Sefik Dzaferovic olurken, Hırvat üye Demokrat Cephe – DF’nin adayı Zeljko Komsic ve Sırp üye ise Bağımsız Sosyal Demokratlar Birliği – SNSD’nin adayı Milorad Dodik oldu.
Hırvat üye Komsic’in Bosna’daki savaş döneminde Sırplara karşı Boşnaklarla beraber savaşan bir Hırvat komutanı olmasından dolayı Komsic; kendi kantonlarındaki Boşnaklardan da oy alabildiği gibi onun seçilmesine Boşnaklarda Hırvatlarla beraber sevindi. Şüphe yok ki Bosna’daki önümüzdeki siyasi süreçte Boşnak-Hırvat işbirliğine şahit olabiliriz ancak yeni dönemde Bosna’da ihtiyaç olan daha geniş bir toplumsal ve siyasal uzlaşı ile işbirliği ve istikrardır. Bunun nasıl mümkün olabileceğinin üzerinde düşünülmelidir.
Öyle ki, Türkiye-Rusya ilişkilerinin olumlu seyrinin bir paralel düzlemi de Türkiye-Sırbistan ilişkilerinde görülmektedir. Bunda hem Türk-Rus ilişkilerinin seyri etkili olduğu gibi hem de Türkiye’nin Sırbistan’daki yatırımları ve ekonomik işbirliği etkilidir. Türkiye’nin bu noktada Sırbistan ile olan olumlu ilişkilerini Bosna’daki Boşnak-Hırvat ve Sırp uzlaşmasına da yansıtması, Sırbistan ile Bosna Hersek’te Sırpları Bosna’daki istikrarın inşa edilmesine teşvik etmesi gerekmektedir. Ayrıca bu sürece Türkiye’nin öncülüğünde Hırvatistan’da dâhil edilmelidir. Türkiye-Sırbistan ve Bosna Hersek arasındaki otoban ihalesi görüşmeleri bu sürecin geleceğine ışık tutmaktadır. Eğer Bosna’da Boşnak-Hırvat ve Sırp uzlaşması sağlanabilirse ancak Bosna; toplumsal, siyasal ve ekonomik olarak refaha erişebilecektir.

ABD Batı Trakya’yı işgale mi hazırlanıyor?

Geçtiğimiz günlerde Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos Türkiye’yi de yakından ilgilendiren skandal bir öneri de bulundu. Kammenos, ABD’nin Yunanistan’da yeni askeri üsler kurarak, kalıcı askeri güç bulundurmasını önerdi.
ABD’nin şu anda Girit Adasında Suda Körfezinde donanma üssü bulunurken, Larissa’daki hava üssünde de İnsansız Hava Aracı (İHA) birimleri bulunuyor. Kammenos bunların yanında ABD’nin Volos ve Aleksandrapolis’te yani Batı Trakya’da Dedeağaç’ta kalıcı askeri güç konuşlandırmasını istediklerini dile getirdi.

ABD’nin de açıkça Dedeağaç’ta bir askeri üs kurma niyetinin ve talebinin olduğu da biliniyor. ABD Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt’da sık sık Dedeağaç’ta ziyaretlerde bulunurken, bölgenin ABD için stratejik bir önemde olduğunu ifade ediyor. Peki, hem Yunanistan hem de ABD neden Dedeağaç’ta bir askeri üs kurulmasını istiyor?
Yunanistan’ın Batı Trakya konusundaki baskı ve asimilasyon politikaları zaten malumun ilanı olsa da Atina, Türkiye’nin özellikle siyasi, askeri ve ekonomik gelişimini kendisine tehdit olarak görüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ve Batı Trakya ziyaretleri ile Ankara’nın Batı Trakya konusundaki sert ve güçlü tutumu Atina’da rahatsızlık uyandırdı ve uyandırmaya da devam ediyor.
Dönem dönem Lozan Barış Antlaşması tartışmalarının yükselmesi ve Batı Trakya konusunda hem Ankara’nın hem de bölgedeki kanaat önderlerinin, hak ve özerklik talepleri de eklenince Atina gelecekte Batı Trakya’nın elinden kopabileceğini düşünüyor. Bölgeye ABD askerini konuşlandırarak kendini ve bölgeyi garanti altına almayı planlıyor.
ABD’nin ise Yunanistan’ın Batı Trakya konusundaki endişelerini önemsediğini söyleyemeyiz. ABD’nin ilk ve en önemli amaçlarından biri Batı Trakya’da özellikle Boğazlar ve Ege’yi gözlem altına alabileceği geniş bir bölgeyi kapsayan bir radar sistemi kurabilmek. ABD hem bu sistem hem de üsteki konumu itibariyle Rusya ve de Türkiye’ye karşı pozisyonunu genişletmek ve güçlendirmek istiyor.

ABD’nin Batı Trakya’ya ilişkin diğer bir gizli amacı ise bölgeye yönelik yeni planlamalar üzerine olabilir. Bilindiği üzere Yunanistan; ABD, İsrail, Güney Kıbrıs ve Mısır’ın Akdeniz’deki enerji kaynaklarının ve özellikle kaya gazının Avrupa’ya arzı planlamasında en önemli güzergâh konumunda. Batı Trakya’da bu güzergâh doğrultusunda alternatif transfer noktalarından biri. ABD’nin Dedeağaç’ta kuracağı üsle özellikle İsrail’in Avrupa’ya yapacağı enerji arzının geleceğini de güvence altına almayı planladığı da düşünülüyor.
Ülkemizde Lozan Barış Antlaşması birçok defa gündeme getirilse de, başta Batı Trakya olmak üzere Ege Adaları, Musul ve Kerkük gibi meselelerin hala çözülemeyen problemler olarak hafızamızda kaldığı açık bir gerçek. Bu problemlerin gelecekte çözüleceği umudunu birçoğumuzun taşıdığı da açık bir diğer gerçek.
Reel politik olarak bu problemlerin günümüzde bir çırpıda çözülecek meseleler olmadığı bilinse de, Batı Trakya konusunda Türkiye’nin söz sahibi olduğu, Batı Trakya toplumunun da Lozan’dan kaynaklanan birçok özerk haklarının olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Yunanistan birçok hak ihlaliyle Batı Trakya toplumunu Lozan’dan beri asimile etmeye uğraş verirken, bölgeye Amerikan askeri konuşlandırarak durumu kaosa sürüklemeyi ve bölgenin özerk bir bölge değil, işgal bölgesi olmasını arzuluyor.
Bölgeye konuşlanacak askeri güçlerin bölgedeki toplumsal, siyasal ve ekonomik durumu daha da kötüye götüreceği ortada. Batı Trakya toplumuna yönelik baskı ortamının artması, bölgeye yönelik yapılabilecek hukuki veya gayri hukuki saldırılar, bölgede oluşturulacak paramiliter gruplar, bölgede sonu alınamayacak bir kaosa neden de olabilir. Türkiye’nin şimdiden olumlu ve olumsuz tüm senaryolara göre planlarını hazırlaması şarttır.
Yapılacak en net hamle; Türkiye’nin Batı Trakya toplumunun Lozan’dan ve diğer uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını ve özerkliklerini daha da dillendirmesi ve bölgeye yönelik ABD menşeli bir “işgal” girişimine engel olmaya kalkışmasıdır. Batı Trakya’da kurulacak askeri bir üs sadece Batı Trakya toplumunu asimile etme ya da sürgün etme amacı taşımamakta, Türkiye’yi kuşatma amacı da taşımaktadır. Uyanık olmalı…

Erdem EREN
Beyaz Hareket Vakfı
Genel Sekreteri

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP