‘Adalette de üst sıralara çıkacağız’

4 Mayıs 2024 - 06:52

‘Adalette de üst sıralara çıkacağız’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz kimin ne dediğine bakmadan, mücadelemizi hukuk içinde yürütüyoruz. Türkiye’yi güvenlikle birlikte özgürlükler ve adalette de dünyada ilk sıralara çıkarana kadar çabalarımıza devam edeceğiz” dedi.

‘Adalette de üst sıralara çıkacağız’
Son Güncelleme :

24 Aralık 2022 - 9:30

447 okuma
(Last Updated On: 24/12/2022)

Gülden Çoktan – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemizi hedef alan terör ve darbe suçlarına karşı sergilenen ikircikli tavrın arka planındaki zihin yapısının farkındayız… Türkiye’yi güvenlikle birlikte özgürlükler ve adalette de dünyada ilk sıralara çıkarana kadar çabalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.

Erdoğan, dün Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen İslam Dünyası Anayasa Yargısı Konferansı açılış törenine katıldı. Programa Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesi Başkanı Dr. Zühtü Arslan, Anayasa Mahkemesi üyeleri, farklı ülkelerden temsilciler de katıldı.

Devletin görevi

Erdoğan, konuşmasında, devletin görevinin eşit haklara sahip vatandaşlarına güvenlikten, temel ihtiyaçların karşılanmasına kadar her alanda birinci sınıf hizmet vermek olduğunu ifade ederek, “Kamu eliyle vatandaşa sunulan hizmetin kalitesini belirleyen kıstas ise devleti yöneten kadroların bilgisi, becerisi, vizyonu, dirayetidir. Devlet dediğimiz mekanizma hiç şüphesiz kendi içinde bir güçler dengesine sahiptir. Bu denge ne kadar sağlıklı kurulur ve işletilirse devlet mekanizması ve onu oluşturan kurumlar da o derece iyi, verimli, etkin çalışır. Demokratik sistemin omurgasını oluşturan erkler arasında çekişme, çatışma veya yıkıcı rekabet yaşanması halinde ise bunun zararını toplum görmektedir. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge kadar bunların her birinin kendi içindeki uyumu da önemlidir” dedi.

Güçler ayrılığı

“Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığını da anayasal güvenceye alarak hukuk sistemimizin önemli bir eksiğini daha gidermiş olduk” diyen Erdoğan şöyle devam etti: “Bunlara ilaveten halkımızın takdir ve tensipleriyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçerek tarihimizde ilk defa güçler ayrılığı ilkesini tam manasıyla ülkemizde tesis ettik. Önümüzdeki yıl yeni yönetim sistemimizin ilk dönem uygulaması ışığında yürütmeyi daha etkin kılma yanında yasama ve yargıyı da güçlendirecek yeni reformları yapmak istiyoruz. Elbette bu süreçte kamuoyunun farklı kesimlerin takip ettiği kimi hadiseler üzerinden yaşanan tartışmalar olabiliyor. Ama bu tartışmaların kendi mecrasında köpürerek sürdükten sonra hukuk devleti ilkesi havuzunda durulup neticeye bağlanacağına inanıyoruz.”

Darbecilerle mücadelesinde Türkiye’yi hukukun sınırlarına zorlamakla suçlayanların mesele kendi demokrasileri olunca hukuku rafa kaldırma aşamasına geldiklerini belirten Erdoğan, “Elbette ülkemizi hedef alan terör ve darbe suçlarına karşı sergilenen bu ikircikli tavrın arka planındaki zihin yapısının farkındayız. Biz kimin ne dediğine bakmadan mücadelemizi hukuk içinde ve meşruiyet temelinde kararlılıkla yürütüyoruz. Türkiye’yi güvenlikle birlikte özgürlükler ve adalette de dünyada ilk sıralara çıkarana kadar çabalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.

‘Suriye krizinde insanlık iyi bir imtihan veremedi’

İslam dünyasının bilhassa hukuk ve adalet konusunda çoğu haksız, temelsiz ve insaf sınırlarını aşan eleştirilere maruz kaldığını vurgulayan Erdoğan, sömürgeci döneme ait bir hastalık olan oryantalizmin devam ettiğini belirtti. Erdoğan, “Söz konusu kendi güvenlikleri olunca taş üstünde taş, gerektiğinde baş üstünde baş bırakmayanlar, bizim hukuk ve adalet sistemimize laf söylüyor… Uluslararası kuruluşların ve kimi Batılı devletlerin söylemleriyle eylemleri arasındaki uçurumun ceremesini ise mazlumlar çekmektedir. Neredeyse 12’nci yılını tamamlamak üzere olan Suriye krizi bunun en acı örneği olarak karşımızda duruyor. Şimdiye kadar bir milyonu aşkın Suriyelinin hayatına malolan bu kriz karşısında maalesef insanlık iyi bir imtihan veremedi… Suriyeli mazlumların arşa yükselen feryatları Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bir avuç ülke ve kuruluş dışında kimsenin umurunda olmadı. Ne masum bedeli sahile vuran Aylan bebeğin dramı ne de bombalar altında can veren çocukların acısı vicdanları harekete geçirmeye yetmedi. Batılı ülke ve kurumlar Suriye’deki insanlık trajedisine ancak mülteciler kapılarına dayandığı zaman tepki göstermişlerdir. Konu kendi güvenlik ve refahları olunca faşizmin en ilkel reflekslerini sergilemelerini ibretle takip ediyoruz.”

Vahşet boyutunda

Erdoğan, şöyle devam etti: “Yunanistan’ın göçmenlere sergilediği tavır, artık vahşet boyutunda. Mülteci botlarının, denizin ortasında batırılmasından, göçmenlerin işkence edilerek ve soyularak geri itilmesine varan zulümlere her gün yenisi ekleniyor. Üstelik Yunanistan’ın bu şımarıklığına ve zalimliğine Batı ülkeleri kayda değer bir tepki de göstermiyor… Suriyeli, Iraklı, Afrikalı göçmenlere, kapı duvar olan kurumlar, sıra PKK’lı ve FETÖ’cü teröristlere gelince olabildiğince hoşgörülü davranıyor.”

‘Adalet terazisini tutma sorumluluğu adil karar vermektir’

 Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan, kongredeki konuşmasında “Medeniyetimizin adalet, eşitlik ve hürriyet gibi değerlerinin hayata geçirilmesi sadece Müslüman coğrafyada değil dünyada yaşanan sıkıntılara da çare olacaktır. Adalet terazisini elinde tutanların sorumluluğu onu doğru tutmak suretiyle hakkaniyete uygun davranmak, doğru ölçmek ve adil karar vermektir” dedi. Toplumsal hayatın varlığı ve devamının ancak adaletle mümkün olduğunu vurgulayan Arslan, “Adaleti yerine getirmenin aracı da hukuktur. Bu nedenle ideal topluma dair değerler manzumesi sunan tüm dinler, hukuku ve adaleti merkeze almıştır. Adalet terazisini elinde tutanların sorumluluğu onu doğru tutmak suretiyle hakkaniyete uygun davranmak, doğru ölçmek ve adil karar vermektir. Böylece insanlar arasında adaletin tesisinde yargının ve yargıcın hayati bir öneme sahip olduğu da ortaya çıkmaktadır” diye konuştu.

Milliyet

Milliyet

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.