Akdeniz’in umudu Marmara

3 Mayıs 2024 - 17:41

Akdeniz’in umudu Marmara

Etkilerini her geçen gün daha çok hissettiren iklim değişikliğiyle ve kıyılarındaki 19 ülkenin atıklarından kaynaklanan kirlilikle mücadele eden …

Akdeniz’in umudu Marmara
Son Güncelleme :

17 Ocak 2021 - 0:30

664 okuma
(Last Updated On: 17/01/2021)

Etkilerini her geçen gün daha çok hissettiren iklim değişikliğiyle ve kıyılarındaki 19 ülkenin atıklarından kaynaklanan kirlilikle mücadele eden Akdeniz’de, canlı türlerinin azalması bilim insanlarının dikkatini çekiyor. Akdeniz’de yaşayan bazı canlıların iklim değişikliğiyle kuzeye yönelmesi ve pina gibi önemli deniz süzücülerin hayatta kalması Marmara Denizi’ni doğal bir laboratuvara çevirdi.

Deniz ekosistemi için çok önemli görevleri olan Pina adlı canlı 2016 yılından itibaren İspanya’da başlayan hastalıkla büyük zarar gördü. İspanya’daki pinaların yüzde 99’unu öldürdükten sonra tüm Akdeniz’e yayılan bulaşıcı mikroorganizma Fransa, Yunanistan, Hırvatistan, İtalya, Tunus ve Fas’ın ardından 2019 yılında Türkiye’deki pinalarında büyük çoğunluğunu yok etti. Dünya Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN), hastalık nedeniyle Akdeniz çanağında yüzde 80 oranında ölen pinaları, nesli tehlike altındaki tür ilan ederek kırmızı listeye aldı. Fakat Akdeniz’de görülmesi artık sürpriz sayılan pinalar ve ekosistemin vazgeçilmezi vatoz türlerinin Marmara Denizi’nde görülmesi bilim insanlarını şaşırtıyor. Marmara Denizi’ndeki sualtı araştırmalarında Avrupa’daki bilim insanlarının ilgisini çekecek kadar pina ve vatoz görüntülediklerini söyleyen İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nden Cem Dalyan, iç denizimizin öneminin gelecekte daha iyi anlaşılacağını ama koruma tedbirlerinin artması gerektiğini belirtti.

Akdeniz’in sigortası

Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Cem Dalyan, “Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasındaki dünyanın en büyük yarı kapalı denizi Akdeniz’dir. Kıyılarında 500 milyona yakın insanın yaşadığı Akdeniz gezegenimizin en iyi araştırılmış su kütlesi. Yaklaşık 20 bin deniz canlısına ev sahipliği yapan Akdeniz hak ettiği değeri göremiyor. Aşırı kirlenme, yoğun balıkçılık, istilacı türler ve iklim krizi gibi nedenlerle tehlike altındaki mavi güzelliğin bir sigortası var, Marmara Denizi. Marmara Denizi çift tabakalı su sistemine sahip. Karadeniz ve Akdeniz suları Marmara’da harmanlanıyor. Akdeniz’in en kuzeyde çarptığı duvar yani canlıların son sığınağı Marmara. Akdeniz’deki biyoçeşitlilik zarar gördükçe doğa ana Akdeniz’i yeniden Marmara ile oluşturabilir. Yani Akdeniz’in umudu Marmara’da” dedi.

‘Gittikçe Akdenizleşiyor’

Son zamanlarda Akdeniz’e ait olan ve Marmara’da pek rastlanmayan kırktan fazla türün Prens Adaları civarında görüldüğünü belirten Dr. Cem Dalyan, “Pina bunların başında. Yaşam alanı Akdeniz olan bu büyük midyeler kadar kıkırdaklı/kemikli balıklar ve deniz anaları gibi canlıları görebiliyoruz. Bu türler sıcaklık artışıyla gittikçe Akdenizleşen Marmara Denizi’ne geldiler. Bu canlılar mutlaka bilimsel metotlarla takip edilmeli ve yaratacakları etkiler ortaya konmalı” dedi.

‘Neandros koruma alanı olsun’

Marmara Denizi’nin biyolojik laboratuvarı Neandros adasının etrafının koruma altına alınarak her türlü avcılığa kapatılması istendi. 90 metre uzunluğuyla Prens Adaları’nın en küçüğü Neandros’un Akdeniz’in nadir sarı gorgonları ve kırmızı mercanlarının yanında pek çok canlının yaşam alanı bulduğunu belirten Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği (ADYSK), bir mil çapında koruma alanı uygulanmasını istedi. Prens Adaları’nın balıkların yuvalanma ve üreme alanı olduğunu belirten ADYSK Başkanı Volkan Narcı, “Neandros’un derinlerindeki mercan kayaları denizin akciğeri. Denizde yaşam oluşması için yapı taşı görevini üstlenen nadir türler arasında Akdeniz’in nadir gorgon ve mercanlar ile beyaz çalı var. Bu türler balıkların yuvalanma ve beslenme alanı ama yoğun balıkçılık tehdidi var. Kirliliğin artması, aşırı avcılık ve hayalet ağlar deniz ekosistemine zarar veriyor. Eşkina, denizatı, mercan, gorgon, ıstakoz, Mersin balıkları ve yunus gibi canlıların nesli tehlikede. Dil, pisi, tekir, barbunya, kalkan, kırlangıç, kılıç, orkinos, kolyoz ve uskumru artık görülmüyor. Neandros palamut ve lüfer gibi göçmen balıkların geçiş yolunda. Prens Adaları; Akdeniz, Ege ve Karadeniz arasındaki biyolojik koridorun atlama taşlarıdır. Göçmen balıkların korunmasıyla doğal koruma alanı oluşacak, bölgedeki biyolojik çeşitlilik artacaktır” diye konuştu.

Fotoğraf: FERHAN COŞKUN

 

Milliyet

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.