Avrupa Parlamentosu (AP) Bulgaristan Milletvekili ve Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Birinci Başkan Yardımcısı İlhan Küçük, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine ilişkin, “İki tarafta da çok kırılma noktaları oldu. Türkiye, bazen kendi yolundan gitmek istiyor. Bu da gayet doğal bir şey, bölgesel güç olarak. AB de zaman zaman Türkiye’yi anlamıyor ve anlamak istemiyor.” ifadesini kullandı.
Küçük, Balkan Rumeli Sanayicileri ve İş İnsanları Derneğince (BALKANTÜRKSİAD) videokonferans yöntemiyle gerçekleştirilen “Sinerji Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’nin bir dostluk grubu ve forumu olduğunu anlattı.
AB’nin bir global güç olduğunu belirten Küçük, şunları kaydetti:
“Avrupa’nın yanı sıra Çin, ABD, başka aktörler var. Avrupa’nın kendini reforme etmesi gerekiyor. Bunu hepimiz vurgulayıp söylüyoruz. Avrupa, dış politikasında zaman zaman tek güç olarak konuşmuyor ve tek sese sahip olmuyor. Bunun da çeşitli nedenleri var. Özellikle insan hakları ya da dış siyasetin belirli noktalarında AB’nin çeşitli çıkarları var. Çünkü AB ülkelerinin çeşitli görüşleri var. Bunlar Avrupa’nın siyasetini etkiliyor. Ekonomi anlamında AB, belirli bir yere geldi ve gelmeye devam ediyor. Kriz de AB’ye çok önemli bir ders verdi; ‘Her şeyi Çin’e bırakırsan, her şey Çin’den gelirse sonunda kendine maskeyi bile zor bulursun’ dedi. Bu, AB için büyük bir ders oldu. Avrupa Parlamentosu’nda bu tip konuşmalar, analizler devam ediyor.”
Küçük, AB’de her zaman bir milliyetçi kesimin olduğunu dile getirerek, “Milliyetçi akım, genel olarak Avrupa’nın çizgisini takip etmiyor. Demokrat partiler sağ, sol ya da liberaller olsun, kendi görüşümüzü öncelikle Avrupa Parlamentosu’nda sunuyoruz. Milliyetçi akımlar, zaman zaman sıkıntı yaratıyor ama AB, demokrat bir projedir. Demokrasi, insan hakları, hukuk, hak bunlar çok yüksek seviyede.” diye konuştu.
Türkiye’nin AB sürecine değinen Küçük, şöyle devam etti:
“İki tarafta da çok kırılma noktaları oldu. Türkiye, bazen kendi yolundan gitmek istiyor. Bu da gayet doğal bir şey, bölgesel güç olarak. AB de zaman zaman Türkiye’yi anlamıyor ve anlamak istemiyor. Mesela Avrupa Parlamentosu’nda çok sık Kıbrıs’ı konuşuyor ve tartışıyoruz. Meslektaşlarım her zaman ‘Biz Kıbrıslıları, Rumları desteklemeliyiz, çünkü bir aileyiz.’ diyor. Bir aileysek baştan kim doğru kim yanlış tartışacağız. Ondan sonra ailemize bakacağız, belki bir yanlış var ailemizde. Bunu düzeltebiliriz ama sadece doğruyu söyleyerek. Problemlerimizi birbirimize açık bir şekilde ifade edersek, dış noktaları belirlersek o zaman ortak çıkarlarımız olur.”
Küçük, AB’nin önemli bir mekanizma olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AB’de demokratik standartlar, hukuk, anayasa, haklar, özgürlükler, çok yüksek bir seviyede. AB’de bunlar, standart olarak korunuyor ve gözetleniyor. En önemli noktası bu. Bazen Polonya’da, Macaristan’da Avrupa’nın istediği gibi standartlar korunmadığı ve istenen yollardan gidilmediği zaman AB, kendine göre çeşitli mekanizmalar kurabiliyor. Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler, vize serbestliği üzerinden de gidebilir, otak projeler de yapılabilir. Sonuçta Türkiye’nin insanı, Avrupa’nın insanıdır. Ortak çıkarlar da olabilir. Bunlar, çok büyük potansiyele sahip konular ve biz, bunları kesinlikle destekliyoruz.”
Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Şehzan Seçen moderatörlüğündeki toplantıya, BALKANTÜRKSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Berat Tunakan, Balkantürk Eğitim Vakfı Başkanı Aytuğ Onur da katıldı.
AA
BALKAN YEMEKLERİ
4 gün önceHABERLER
12 gün önceKÖŞE YAZARLARI
22 gün önceHABERLER
08 Kasım 2024