XVIII. yüzyıllın sonunda Osmanlı imparatorluğu’nda bir takım değişikler yaşandı. Bu değişikler Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu da yakınlaştırmıştı. Osmanlı milletlerini oluşturanlardan biri de Arnavutlar.
Arnavutlar Osmanlı tarihine çok önemli bir katkı sağlamıştır. Prof. Dr İsmail Hakkı Danışmend’in bir araştırmasına göre Osmanlı Sadir-i Azamlar tarihinde 54 sadir-i Azam Arnavut’tur.[1] Ekonomik açısından da Arnavut topluğu geri kalmamaktadır. XIV. yüzyılda Osmanlı Arnavut şehirlerini aldıktan sonra Fatih Sultan Mehmet fermanla Arnavut korporatlara iş konusunda özgürlüğü garanti etti.[2] Yani bir ekonomik canlandırma görüyoruz. XV. yüzyılda Vlora şehrinde 4 bin kişi bulunmakta idi ve Balkan’larda ekonomik açısından merkez idi. Böylece Arnavut limanları batı ve doğu arasında bir köprü oluşturmaya başlamıştı. Ben bu yüzyıllarda bilerek Arnavutların durumu kısacı bir özetle yaptım çünkü Arnavutların kimliğini kaybetmediğini göstermeye çalıştım. Ancak bu kimlik uluslararası ilişkilerinde kaybolmuştu çünkü Osmanlı’da “Millet” sistemi vardı. Bu sisteme göre toplum sınıflar millete göre değil dine göre ayrılıyordu. Dolayısıyla Arnavut kimliği uzun bir uykuya dalmıştı. Fransız İhtilali’nden sonra Avrupa’da yeni milliyetçilik ideolojileri canlanmaya başladı. Bu ideolojiler Osmanlı İmparatorluğu’nu da etkiledi. Artık “milet sistemi” çökmeye başladı. Arnavut milliyetçiliği 400 yıldır uyku halindeydi. Bu yüzyıllarda Arnavutlar Türkler’le beraber Osmanlı’yı yönetmişlerdi. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun çöküşüyle sıra Osmanlı’ya gelmişti. Halkta yeni milliyetçilik ideolojileri yayılmaya başladı. Mesela: Türk milliyetçiliğini Jön Türkler temsil ediyordu. Yunanlılar, Sırplar, Bulgarlar bağımsızlıklarını kazandılar. Dolayısıyla Arnavut kimliğini uyandırmak gerekiyordu çünkü Arnavutluk Yunan ve Sırplar’ın tehdidi altındaydı. Bunun yüzünden Arnavutlar, Yunanlarla ve Sırplarla Osmanlılar’a karşı savaşmadılar. 1878 yılının Haziran’ında Lord Bikonsfild’e gönderilmiş bir yazı şöyle yazıyordu: “Biz Osmanlılara karşı savaşmadık çünkü milletimizi kaybedebiliriz diye endişeleniyoruz. Yoksa bizde Balkan ülkeleriyle savaşacaktık”. Dolayısıyla XIX. yüzyılın başında Arnavutlar Jöntürkler’le işbirliği yaptılar. Jöntürkler’in arasında çok sayıda Arnavut bulunmaktadır. Hatta Jön Türk hareketinin gerçek başlangıcı sayılan bu grubun kuruluşuna ön ayak olan İbrahim Temo adında bir Arnavut’tu.[3]
JÖNTÜRKLER VE ARNAVUTLAR
Jöntürkler ülke yönetiminde söz sahibi olduğunda Arnavutlar’la anlaşmazsızlıklar başladı. Çünkü Jöntürkler bir Arnavutluk’u bağımsız ülke olarak kabul etmediler. Ancak Arnavutlar yeniden organize olmaya başladı. Avrupa ve Amerika’da Arnavut propagandası yapıldı. Bu propaganda medya vasıtasıyla yoğunlaştırıldı. Çok sayıda Arnavutça, Fransızca, İngilizce dillerinde dergiler açıldı. Çok sayıda Arnavut Derneği bu yıllarda kuruldu. İlk Arnavut gazetesi 22 Şubat 1848’de Napoli’de çıkmıştır. Gazetenin adı “L’Albanese D’Italia”dir. Jeronim De Rada tarafından çıkarılan bu gazetenin yanı sıra Rada, 1883-87 yıllarında da “Flamuri i Arbrit[4]” adlı dergiyi yayınlanmıştır.[5] Bana göre Dielli gazetesi, Arnavutluk tarihinde bir doruk noktası olarak sayılabilir. Bu gazete sayesinde Arnavutluk’ta çok sayıda değişikler yaşandı. Bu yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri dünyanın süper gücü olmuştu. Artık Amerika çok fazla ülkenin kaderini oluşturuyordu. Dolayısıyla Arnavutluk’un acilen bu ülkeyle iyi ilişkiler kurması gerekiyordu. Çünkü Arnavutluk, Sırplar ve Yunanlılar yüzünden tarih sahnesinden silinebilirdi. Böylece bu gazete tam zamanında Amerika’da yayınlanmaya başladı. Bu gazete sayesinde Arnavutlar arasında daha da yakınlaşma sağlandı. Artık Amerika’ya her kapıdan girebiliyorlardı. Tabii ki Arnavutlar orda daha önceden Arnavut diasporası şemsiyesinin altında birleşmişlerdi. Bu diaspora Arnavut mülteciler tarafından kurulmuştu. İlk mülteciler Korça şehrinden gittiler[6]. Arnavut diasporası çok dernek kurdu.[7] Bunlardan en önemlisi 1907 yılında Fan Noli tarafından kurulan: “Besa Besёn” derneğidir. Türkçe ise “Söz Söze”. Bu isim konulmuştu çünkü Arnavut halkında söz kutsaldır. Yüzyıllarca bu söz geleneği devam ettirmişlerdir. Besa birçok Arnavut aydını tarafından kullanılmıştı. Örneğin Arnavut aydınlarından birisi olan Sami Frashёri[8] Osmanlı’da ilk kişi tiyatro yazan “Besa” ismiyle adlandırmıştı. Sami Frashёri ilk satırlar yazıda şöyle diyor: “Bir şubat gecesiydi. Her geceki gibi lambayı kapatarak Arnavutları düşünüyordum ve birdenbire Besa-Arnavut sözü hatırladım. Yarım saat içinde bu fikir hayallerimde bir saha olarak dönüştürdü ve kalbim beğendi”[9]. Besa geleneğinin pozitif taraflarına rağmen negatif tarafları da bulunuyor. Arnavutlar hakkında çok eski yazılar bulunmamaktadır. Bence“Besa” dolayısıyla Arnavutlar yazıyı çok kullanmamışlardı.
ARNAVUT DİASPORASI
Herhangi bir işlem yapmamışlar sadece sözü işletmişlerdi. Ne yazık ki bu durumdan diğer ülkeler yararlanmış ve Arnavutlara karşı sürekli kullanmışlardı. Her neyse Besa tekrar 1909 yılında Arnavut diasporası tarafından kullanıldı. Herhangi bir işlemde kullanıldığı sözler çok önemlidir dolayısıyla “Besa” kullanılarak Arnavutlar’ın toplanması daha kolay sağlanacaktı. Diğer nedeni ise Amerika’daki Arnavutlar, Hıristiyan-Protestan ve Müslüman dinine aitti. Böylece bu kelime genel bir kelime idi ve iki dinden kabul ediliyordu. Diaspora hızlı bir şeklinde güçlendirecek ve birkaç yıl içerisinde Arnavutluk’un sesini Amerika’da duyuracaktı. Şimdi Arnavutlar ortaya bir hedef koymuşlardı. Bu hedef Arnavut milliyetçiliğinin uyanması ve yükseltilmesiydi. Bu şekilde bu dergi hemen milliyetçi yazılar yayınlamaya başladı. Arnavutluk’tan uzak olduğu için daha iyiydi çünkü bu şekilde daha kolay Arnavutlara yardım edebiliyordu. Amerika’dan yayınlandığı için yazılarda batı kültürü propagandası da yapılıyordu. Arnavutlar 500 yıl Osmanlı şemsiyesinin altına kalmıştı ve batı kültüründen çoktan uzaklaşmıştı. Böylece Arnavutluk’ta bir devrim yaşanması gerekiyordu. Peki bu devrim gerçekleşti mi? Bu gerçekten çok zor bir sorudur çünkü gelecek yıllarda Arnavutluk çok farklı sistemler içerisinden geçirilecektir.
Yazan: Ervin Shkulaku
Dokuz Eylül Üniversitesi/ Tarih Bölümü
shkulakuervin@gmail.com
[1]Ismail Hami Danişmend. “Osmanli Tarihi Kronolojisi“.4.cild., Yay Türkiye,. Istanbul. 1961. fq.( 425-542)
[2]Ziya Shkodra “ Esnafet Shqipetare“ Yay. Mihal Duri. Tirane 1973. Sy. 27
[3] E.E RAMSAUR, Jön Türkler ve 1908 ihtilali, çev.Nuran Ülken, Sander Yay, Istanbul, 1972, sy. 31
[4]Arnavut Bayrağı
[5]Çelik, Bilgin, İttihatçılar ve Arnavutlar, Buke Yay., İstanbul, 2004, sy.232
[6]Nadège Ragaru and Amilda Dymi,“The Albanian-American Community in the United States : A
Diaspora Coming to Visibility”, Canadian Review of Studies in Nationalism, 31 (1-2), 2004 : sy.45-63
[7] İlk Arnavut-Amerikan derneği 1905 yıllında Buffalo şehrinde kuruldu. Derneğin adı “Malli i Mёmёdheut – Vatanın Nostaljisidir” ve Petro Nini Luarasinin yardımıyla kuruldu. 1906 yıllında New-York’ta “Koha e Lirisё – özgürlüğü zamanıdır” başka bir dernek kuruluyor. 1907 yıllında Saint-Louis şehrinde “Lidhja-Birlik” diğer önemli bir dernek kuruluyor. 1906 yılında Boston’da “Kombi-Vatan” gazetesi Sotir Peci tarafından çıkartırıyor.
[8] Şemsettin Sami
[9]Shkulaku Ervin, “Besa, ‘aksioma’ e lindjes së kombit”,GazetaShekulli, Published on Monday, 15 October 2012 10:33 http://www.shekulli.com.al/website/index.php?option=com_content&view=article&id=5889%3Aervin-shkulaku-student-i-historise-turqi&catid=92%3Aopinion&Itemid=523&fb_action_ids=294632020647457&fb_action_types=og.likes&fb_source=aggregation&fb_aggregation_id=288381481237582
HABERLER
2 gün önceHABERLER
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
5 gün önceKÖŞE YAZARLARI
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
16 gün önce