Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın Cumhurbaşkanımız Dr. Derviş Eroğlu ve Rum lider Nicos Anastasiadis’e ara bölgede vermiş olduğu akşam yemeğinden sonra yapılan açıklamalara bakılırsa dağ fare doğurdu denilebilir. Neden mi? Rum lider Nicos Anastasiadis Güney Kıbrıs’a Cumhurbaşkanı seçileli epey zaman oldu. Taraflar arası görüşmelere başlamamak için türlü türlü bahaneler aramaya başladı. Yok, ekonomik kriz içinde imişler, yok kendisi Cumhurbaşkanı olarak, Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu ile görüşmezmiş, yok cumhurbaşkanımız Dr. Derviş Eroğlu’nun karşısına bir temsilci atayarak görüşme yapabilirmiş… Velhasıl beyefendi zart zurt edip duruyor. Her zamanki politikaları gereği zamana oynuyorlar. Niyet olmadıktan sonra bu iş (görüşmeler) sittin sene devam edecektir. Rumların istedikleri, Türklerle ortaklaşa bir idare kurmak değil, asıl istedikleri bazı azınlık hakları verildi gibi görülerek tıpkı Girit’teki gibi bir punduna getirip adayı Yunanistan’a ilhak etmektir. Bu yüzden 1968’ten beri devam eden anlamsız görüşmelerden hiçbir netice çıkmamıştır ve çıkmayacaktır. 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı yapılalı 39 yıl oluyor. KKT Cumhuriyeti’nin Kuruluşu’nun da 30. yıl dönümünü 15 Kasım’da kutlayacağız.
NE BEKLİYORUZ?
Allah aşkına, bu lanet görüşmelerden daha neyi bekliyoruz? KKTC kurulalı 30 yıl oluyor!!! Bizler ve Anavatan Türkiye’nin, KKTC’nin tanınması için her ortamda, her platformda ellerimizi masaya vurup daha proaktif politika izlemeliyiz. Bu güce de sahibiz. Türkiye artık güçsüz, biçare, her şeye “Peki Efendim” (Yes Sir) diyen bir ülke değildir, olmalarıdır da. Görüşme ve anlaşmaya niyeti olmayan Rum – Yunan tarafına hangi ülke ve uluslararası kuruluşlardan (Amerika, Rusya, özellikle İngiltere, Almanya, Fransa, BM, AB) birisinin kalıp da “Artık yeter Kıbrıs’ta Türkler de var, onların da hakları vardır” diyebilmiş midir? 60 yıldır, bu ülke ve uluslararası kuruluşlardan hiçbir yetkili – politikacı çıkıp bu cümleyi söyleyememiştir. Aksine Rumlar özellikle 1963–1974 arasında Türklere soykırım yaparlarken onların sırtlarını sıvazlamışlardır. Hal böyle olunca Rum – Yunan tarafı Kıbrıs Türküne Girit dramını oynatmak için daha çok bekleyeceklerdirler; hiçbir antlaşma zeminine oturmayacaklar ve/veya oturur görüşür gibi yapıp dünyayı ve bizleri alay etmeye devam edeceklerdir. Bu rezil Bizans oyunundan kurtulmanın tek yolu görüşme masasına tekmeyi vurup devirmektir, yani masayı terk etmektir.
Son söz olarak asla ve asla EGEMENLİĞİMİZ’den taviz vermeyeceğiz. Bu zaten bizlere merhum kurucu cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ın vasiyetidir. ARTIK YETER!
HABERLER
19 saat önceHABERLER
19 saat önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce