Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, artan sıcaklarla birlikte oluşabilecek hastalıklara karşı bilgi verdi ve alınabilecek önlemleri sıraladı.
Mikroplar sıcak ortamlarda daha hızlı çoğaldığı için yaz aylarında bazı bulaşıcı hastalıkların daha fazla görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Gıdaların üreticiden tüketiciye ulaştırılmasının herhangi bir aşamasında uyulması gereken kurallara uyulmaması, mikroorganizmaların gıdalara bulaşmasına neden olur. Mikroplarla kirlenmiş gıdaların ve içeceklerin ağız yoluyla alınması ise gıda zehirlenmesi ile kusma ve bazen de yüksek ateşle ortaya çıkan ishal (gastroenterit) hastalığına yol açar. Ayrıca yazın insanların denize ve havuza girmesi suları yutmalarına ve kirli sulardan mikropların alınmasına neden olur. Çok önemli bir başka neden de sineklerin yaz aylarında ortaya çıkması. Bilindiği gibi sinekler çöp ve pislikle yiyecekler arasında mikrop taşıyan bir köprü oluşturur.” açıklamasında bulundu.
İnsan sağlığını tehdit eden salmonella ve benzeri bakteri toksinlerinin en çok tavuk eti, yumurta, krema, mayonez, midye, istiridye ve kabuklu deniz hayvanlarında bulunduğuna dikkat çeken Mamçu, “Elde hazırlandığı için hijyen konusunda özel önem gerektiren ve iç sıcaklıkları zararlı mikropların ölmesini sağlayacak kadar yükselmeyen ızgara köfteler, havasız ortamda mikropların toksin üretme riski olması nedeniyle bütün olarak çevrilmiş tavuk, pastörize edilmemiş sütten yapıldığında Malta hummasına (Brusellozis) neden olabilecek peynir, vakumlu paketi açılıp kısa sürede tüketilmeyen sosis ve salamdan uzak durmalıyız. Sütlaç, kazandibi, muhallebi, dondurma gibi sütlü tatlılar da hazırlandıktan sonra soğutucuda tutulmazsa tehlikeli olabilecek gıdalar. Çiğ yumurtadan yapılan mayonez, marul, salata, maydanoz gibi sebzeler de iyi yıkanmadığında riskli olabilir.” uyarısında bulundu.
Yaz aylarında en çok görülen rahatsızlıklardan ishalin ve gıda zehirlenmelerinin özellikle yiyecek ve içeceklerin uygun olmayan koşullarda üretilmesi ve saklanması sonucunda görüldüğünü vurgulayan Mamçu, “Sıvı ve tuz kaybının fazla olmadığı ishallerde, hastalar hastaneye yatırılmadan uygun diyetle ayakta tedavi edilir. Hemen ishal kesici ilaçlar (anti diyareik ilaçlar) kullanmak kesinlikle doğru değildir. İshal, ateş, kusma rahatsızlıklarının üçü de ilk başlarda vücudumuza zararlı etkenleri yok etmek veya atmak için yararlı birer savunma mekanizmalarıdır. Bu mekanizmaları engelleyici girişimlerden kaçınılmalıdır. Bununla birlikte dizanteri vakaları, kolera ve fazla su/tuz kaybı hastaneye yatış gerektirir. Antimikrobiyal tedavi gereken bakteriyel ve protozoal ishallerde uygun tedavi başlanır. İshal düzelene kadar yağsız ve posasız gıdalarla, ishal diyeti uygulanır ve hastanın ağızdan bol sıvı alması sağlanır. İlk birkaç gün içinde yeme içme konusuna özen göstermek gerekir. Bağırsakları uyaran çiğ sebze ve meyve tüketiminden de kaçınmak gerekir. İlk günler kızarmış ekmek, patates haşlama, yoğurt ve ayran tercih edilmelidir. Sonraki günler ızgara et ve pişmiş sebze yemeklerine başlanabilir.” şeklinde konuştu.
İshale bağlı gelişen sıvı ve tuz kaybının oldukça önem taşıdığına değinen Mamçu, “Bu nedenle sıvı ve tuz kaybının derecesi belirlenip az oranda ise ağız yoluyla, şiddetli oranda ise damardan yerine konması gerekir. Ev ortamında yapabileceğiniz ilk müdahale; 5 su bardağı kaynatılmış soğutulmuş suya 2 çorba kaşığı şeker, 1 çay kaşığı sofra tuzu ve 1 çay kaşığı karbonat konarak yapılan karışımın, mutlaka her ishal sonrası hastaya içebildiği kadar sık aralarla içirilmesidir. Ev koşullarında, ağızdan sıvı ve elektrolitler kusma ve mide bulantısı nedeniyle yerine konamıyorsa veya ateş yükselmişse, hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.” dedi.
Mamçu, ishale karşı alınabilecek önlemleri ise şöyle sıraladı:
Besinlerin üreticiden tüketiciye kadar ulaşmasındaki her safhayı denetlemek
Kabuğu soyulabilen gıdaların kabuklarını soyarak, soyulmayanları ise iyice yıkayarak yemek
Çiğ veya az pişmiş et yememek, çiğ süt içmemek
Genel temizlik kurallarına uymak ve sineklerle savaşmak
Sıcakların iyice artmasıyla birlikte havuza ve denize olan ilgi paralelinde buralardan bulaşan enfeksiyonların da arttığına işaret eden Mamçu, “Özellikle yüzme havuzları birçok kişinin ortak kullanım alanı olduğundan daha kolay kirlenebilir. Birçok bakteri, virüs ve parazit bu kirliliği yaratır. Havuzların yanı sıra deniz ve ırmaklardaki kirliliğin de E.coli, Cryptosporidium, Giardia, Shigella gibi suya karışan mikroplar suyun yutulması, kulağa ve göze kaçmasıyla bireylerde ishal, mantar hastalıkları, göz ve kulak enfeksiyonları gibi birçok ciddi sonuçlar doğuran hastalığa sebep olur. Bunlara da dikkat etmek gerekir. En iyi çözüm, havuz veya denizden çıkar çıkmaz mutlaka duş almak veya vücudu sabunlayarak, mikropların ciltten atılmasını sağlamaktır.” dedi.
Yaz mevsiminde hava sıcaklıklarının artmasıyla ortaya çıkan ve bulaşıcılığı yüksek hastalıkları sıralayan Uzm. Dr. Dilek Leyla Mamçu, bu hastalıklardan genel korunma önlemlerini sıralayarak sözlerini tamamladı:
“Güneşten, aşırı sıcak ve havasız ortamlardan kaçının
Hijyeni ve güvenliği olmayan plaj ve havuzları kullanmayın
Hiçbir sebze ve meyveyi yıkamadan tüketmeyin
Açıkta satılan hiçbir gıda maddesine itibar etmeyin
Günde en az 2 litre su için
Ateş düşürücü olarak Paracetamol gibi ilaçları el altında bulundurun.”
HABERLER
Az önceHABERLER
Az önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce