DOLAR 32,6645 0.32%
EURO 35,5639 0.42%
ALTIN 2.509,161,72
BITCOIN 18893472.41216%
İzmir
34°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

123 okunma

Ateşle soğuyan Yürek:Enver

ABONE OL
18/12/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Osmanlı adını, eski büyüklüğüyle ve ihtişamıyla yaşatan son nesil, Enver Paşa ve onun nesliydi sanırım. Devletin ölümüne şahit olsalar da ve bazılarına göre bu ölümde sorumlu olsalar da, bu devlet ancak bu şekilde son nefesini verirdi dedirtecek kahramanlık, cesaret ve inanç örnekleriyle kollarında can veren devletin, son büyük nesliydiler. Her zaman inandıkları bir ideal vardı. Tüm dünyanın artık parçalanmasını beklediği bir devletten, daha büyük bir “ Turan” imparatorluğu çıkacağını düşünen, bu düşünceden dolayı günümüzde bazılarınca hayalperest, şahsımca da Osmanlı’nın Söğüt’ten yükselişini gerçekleştiren ilk neslin iman ateşini yaşatan, son Osmanlı nesliydi Enver. Aldığı aile terbiyesi ve devlet eğitimiyle tam bir Osmanlı Beyefendisi olan Enver, yine aldığı tarih bilinciyle ve din eğitimiyle Türk’ün milli değerlerini bünyesinde toplamış büyük bir kahramandı. Türklük bedenini İslam’la yoğuran, Osmanlı geleneğini, Orta Asya Türkleri’ne yaşatarak öğreten büyük bir subaydı. Kür-Şad’ın Çin’e olan ayaklanmasını, Ruslarda Basmacılık ve Korbaşılık hareketleriyle tekrar canlandıran soylu bir kahramandı Enver. Bir neslin böylesi bir hayalle dolu olması, günümüzden bakıldığında anlamsız ve aşırı abartı bir fikir sistemi olarak değerlendirilebilir. Ancak şöyle bir düşünün ve tarihe bakın, Türk milleti olarak önce Osmanlı, sonra Türkiye Cumhuriyeti bu büyük hayallerinden koparıldığı anda bitmedi mi. Enver Paşa’nın nesli yani Kurtuluş Savaşı’nı veren o kuşak o hayallerden mahrum olsaydı, şu an Irak ve İslam ülkelerinde, işgal güçlerini alkışlayan demokrasi sarhoşu nesille aynı kaderi yaşıyor olmaz mıydık.?

Şu an bedelli askerliğe göbek atarak alkış tutan bizim neslin, Trablusgarp’a, Balkanlara giden Enverleri, Mustafaları anlaması mümkün müdür.? Enver’i Sarıkamış’ta yerden yere vuranların, Çanakkale genel komutanının da yine Enver olduğunu belirtmemesi, Padişah damadıyken eşi ve tüm varlığını geride bırakıp soydaş Türkistanlılara özgürlük için, Orta Asya’ya gidenin de yine Enver olduğunu söylememesi, iki nesil arasında ki bir fark değil midir.?

 

ŞEHİTLERİN DEĞERİ

 

Şehitlerin değeri, Enver’e göre savaşın sonucuna bağlı bir artma ve azalmaya uğramıyordu. En büyük gayesi büyük Turan Devleti’ni kurmak ve İslam’ı dünyaya şiar kılmaktı. Bugün yaşasa o çok sevdiği Türk soyluların ondan ve ideallerinden habersiz olması, onu kahrederdi sanırım. Enver açısından, Tuna kenarında oynayan bir Pomak çocukla, Buhara’da terleyen Özbek bir çocuğun hiçbir farkı yoktur. Hatta şunu da gururla söyleyebiliriz ki, Trablus ve Mısır Arapları’nın geleceği bile Enver’in canından daha kıymetli olmuştur. Yazının başında da dediğim gibi o bir ülkücüydü, Türk İslam ülküsü uğruna canının, rütbesinin, statüsünün ve zenginliğinin hiçbir değeri olmamıştır. “Bu dava benim kanımın üstünde yeşerecektir” diyerek, bu işe, ölümü görerek atıldığını belirten Enver Paşa kendisini korumak isteyen Afgan Han’ın, nazik davetine de, kendisine güvenen milletini, yüzüstü bırakamayacağını belirterek ret cevabı vermiştir. Buna mukabil daha 1921’li yıllarda, Enver hakkında, olumsuz propaganda oluşturulmaya çalışılmıştır.  Tüm bunlara rağmen bir nebze olsun kızmadan davasına devam eden Enver, kendisi hakkındaki Rusçu ve komünist iddialarını utandırmak istercesine Kurban Bayramı’nda Ruslarla girdiği bir çarpışmada, Türk Milletine kurban olmuştur. Halen Azerbaycan ve tüm Orta Asya Türkleri’nin bağımsızlık sembolüdür. Osmanlı’nın bu kahraman evladını, hakkı ile tanımada çok  geç kalan biz cumhuriyet gençleri, onun; bağlılığını ölümüyle tescillediği büyük Türk birliğine, saf bir kalp ve imanla inanmalıyız. O neslin hakkını ancak bu şekilde ödeyebiliriz…

 

    En az 10 karakter gerekli