20 Haziran 2024 Perşembe
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
ERZURUM–BHA
İlçenin Cami Kebir Mahallesi Nefi Sokak’taki 2 katlı müstakil bir evde, sobanın bulunduğu oturma odasında patlama meydana geldi.
Komşuların ihbarı üzerine bölgeye ambulans, itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi.
Olayda yaralanan İsmail T. ve yeğenleri Hilal, Medine ve Semanur K. kardeşler Pasinler İbrahim Hakkı Devlet Hastanesinde yapılan ilk müdahalenin ardından il merkezindeki hastanelere sevk edildi.
Yaralılardan İsmail T’nin hayati tehlikesinin olduğu öğrenildi.
İtfaiye ekiplerince söndürülen yangında, evde hasar oluştu, çevredeki bazı evlerin camları kırıldı.
Patlamanın, sobalı evdeki mutfak tüpünden sızan gazdan kaynaklandığı değerlendiriliyor.
Patlamadan saniyelerle kurtuldular
Patlama anı sokağı gören bir güvenlik kamerasınca kaydedildi.
Kayıtlarda, olaydan kısa bir süre önce aile fertlerinin durumu fark edip hızlıca evden uzaklaşmaya çalıştığı ve kapı yakınındayken patlamanın meydana geldiği görülüyor.
NİSA NUR BACAK / ANKARA-BHA
Ankara Kent Konseyi ve TİMBİR 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bir program düzenledi. Programın moderatörlüğünü AKK Medya Çalışma Grubu Sözcüsü Gazeteci Orhan Kemal Erkılıç yaparken açılış konuşmalarını AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ve AKK Başkan Yardımcısı ve TİMBİR Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa yaptı.
Dr. Süleyman Basa, gazeteciliğin sadece bir meslek değil, aynı zamanda toplum için bir misyon olduğunu tekrar hatırlatarak konuşmasına başladı ve şunları söyledi:
“Basın mensuplarımız, yalnızca haber taşıyan değil, aynı zamanda toplumun vicdanını yansıtan birer aynadır. Gazetecilik mesleği, bilgiye ulaşma hakkımızın en önemli teminatıdır. Sizler, zorluklarla dolu şartlar altında dahi toplumun haber alma özgürlüğünü savunarak, sorumluluğunuzu layıkıyla yerine getiriyorsunuz.
Ülkemizin ve dünyanın her köşesinde meydana gelen olayları büyük bir tarafsızlık ve sorumluluk bilinciyle kamuoyuna aktarmak, hem zorlu hem de büyük bir özveri isteyen bir iştir. Gazetecilerimiz, bazen doğal afetlerin, bazen savaşların ortasında, bazen de coğrafyanın en ücra köşelerinde görevlerini yerine getirmektedir. Bu fedakârlığınız, toplumumuzun doğru bilgiye ulaşmasını sağlayarak, demokrasimizin güçlenmesine büyük katkı sunmaktadır.
TİMBİR olarak, basın mensuplarımızın çalışma koşullarının iyileştirilmesi, özgür bir medya ortamının korunması ve gazetecilik mesleğinin onuruna yaraşır bir şekilde icra edilmesi için gereken adımların atılmasını destekliyoruz.”
“Bütün ilgi ve hikayeler sizin kaleminize muhtaçtır”
AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ise Kurtuluş dönemi medyasına ve ülkenin kalbinin 2 adım ötede, Rüzgarlı Sokak’ta attığına değinerek gazetecilerin ‘Siz şurada kumda oynayın’ denecek kişiler olmadığını vurguladı.
AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu kadar duayenin bulunduğu bir alanda mesleki bilgi verecek cesaretim yok. Sadece bu özel günlerin ve meslek örgütlerinin, toplulukların, hukukunu, muhatabını korumadan içe dönük bir şekilde yaşadığımız müddetçe güçlü bir meslek topluluğu olamayız. Kent konseyi de bu zaten; ötekinin sesini duymak. Bizler de ötekinin sesini duymak için yola çıktık. Bir ömür boyu emek harcanmış organizasyonların sesini duyurmak. Bu topluluğun en önemli unsuru kafamızın içindeki hikayeler. Bu toprağın altından petrol falan fışkırmıyor. Arap yarımadası gibi hiçbir şey yapmadan hayatımızı devam ettiremeyiz. Hikayemizi, birikimimizi, yaşadıklarımızı bize hayata geçirmediğimiz ve ekonomiye çevirmediğimiz müddetçe hiçbir şey başaramayız. Aynı duyguyla aynı meslek içinde bulunan insanların birliğini bütünlüğünü sağlamamız lazım bizim. Birbirimizi sevmeye çalışacağız o zaman ilgi oraya toplanır. Biz AKK olarak bu kent için yaptıklarımızı önce bu kentteki duayen gazetecilerimize arz ettik. Dolayısıyla demokrasi çığlığının atıldığı bu kentte, demokrasinin en güçlü olmazsa olmazı dördüncü kuvvetinin dikkatini çekmeyen bir hikayenin yaşama şansı yok. ‘Basın hiçbir sebeple etki ve baskı altına alınamaz. Gazeteciler gördüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.’ Kim diyor bunu? Mustafa Kemal Atatürk. Kurucu irade. Ülkenin kurucu lideri dördüncü gücü kutsayarak başlıyor. Senin eleştirine muhtacım diyor. Kim diyor yokluk içinde cumhuriyet kuran irade. Bunun üzerine biz mi kuracağız? Sadece dostlar bizi eleştirir. Dost olmayanlar yok olmanız için sizi sadece sevindirirler. Harikasınız derler, ne güzel buyurdunuz bir daha buyurmaz mısınız derler. Medya mensuplarının dost olduğunu düşünüyorum. Onlar sadece uyarıda bulunacaklar ki biz özeleştiri yapalım. ‘Basın milletin müşterek sesidir’ mottosuyla Rüzgarlı Sokak’ta bir asır önce başlayan hikayeyi bugün Anadolu’nun tüm icra köşelerinde yaşatan kurumlar olduğu halde Türkiye’nin en güçsüz meslek örgütlenmesinin Ankara’da olmasının ızdırabını çektiğimizi de ifade ediyorum. Güçlü bir medyamız yok Ankara’da bizim. Bütün güç merkezini İstanbul’a taşıdık. Merkezi Ankara olan bir yayın organı olsun. Bugün orada musluk satılan her sokağında bir asır önce bütün ülkenin kaderini belirleyen bir noktadaydı. Gazeteciler, ‘Şurada kumda oynayın burada takılın’ denecek kişiler değiller. Tam tersine şunu duyurmama yardım et diyen kişiler. Bütün hikayeler sizin ilginizde ve kaleminize muhtaç. Bu kent, tekrar gazeteciğin medyanın kalbinin attığı bir kent olmaya devam edecek. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nüzü kutluyorum.”
AKK Medya Çalışma Grubu Sözcüsü Gazeteci Orhan Kemal Erkılıç, “Ankara Kent Konseyi Medya Çalışma Grubu ve Türk İnternet Medya Birliği (TİMBİR) olarak ikincisini düzenlediğimiz 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü panelinde yine önemli konukları ağırlıyoruz. 3 değerli isimden 3 önemli haber alanındaki tecrübelerini ve beklentilerini dinleyeceğiz. Televizyonculukta görsel ve sesli anlatım, gazete haberciliğinde etkili yazım dili ve doğru başlık, ajans haberciliği ise hepsini bir arada bulduğumuz bir alan. Bunun yanında habere ulaşmak günümüzde artık çok kolay. Gelişen teknoloji ile hem sosyal medya hem de yapay zeka meslekte yepyeni bir sayfa açtı. Dijitalleşmenin getirdiği kolaylıkları ve zorlukları da konuşmacılarımızdan dinleyeceğiz.” diyerek panelistlere söz verdi.
Fatih Atik, Ankara gazeteciliği ve parlamento muhabirliğine değindi ve “Özel haber üretimlerinin daha geniş bir alanda yapılması gerekiyor. İnsanlar televizyonlarda eğlence programları izliyor, haber kanalları ancak akşam yemeğinde 19.00 haberleri ile izleniyor. Dijitalleşen dünyada küçük bir pasta içerisinde sosyal medyayla da mücadele ediyoruz. Gazetecilik sevilmeden yapılacak bir meslek değil. Ankara bu meslek için çok önemli bir kaynak.” dedi.
BHA Genel Müdürü Muhammet Kaçar ajans haberciliği ile bilgilendirmeler yaptı. Ajans haberciliğinin 24 saat kesintisiz bir takip gerektirdiğini vurgulayan Kaçar, “Anlık doğru bilgiyi aktarmanız lazım. Valinin açıklamasını muhtardan, muhtarın açıklamasını emniyet müdüründen teyit etmemiz gereken dönemler oldu, olacak. Ajanslarda anadoludan birçok bilgi yayılıyor. BHA olarak 81 il 25 ülkeye haber akışı sağlıyoruz.
Yerel yönetimlerin medyayla ilişkileri problemli. Çok daha fazla önemsemeleri gerekiyor. Belediyenin vatandaşa nasıl dokunduğunu anlatan haberler yazılmalı, Ankara’da yerel medya sayısının bu kadar az oluşu maalesef üzüntü verici. Bizler BHA olarak doğru haberi anında ve anlık vermeye özen göstermeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Milliyet Gazetesi muhabiri Meltem Güneş de gazete haberciliğine ilişkin konuştu. Güneş, “Biz yarına çalışan basın mensuplarıyız. Gazetede sayfa sayıları az, çalışan sayısı da az. Haberlerimizi 2 bin vuruşa düşürüp kendine yer bulabilsin diye uğraşıyoruz. 3 farklı gazete açıyoruz hepsinde aynı şeyi görüyoruz. Özelleşmesi için sektöre yorumlatmaya, görüşler almaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
ANKARA-BHA
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “2024 yılı kasım ayı itibarıyla bugün açıklanan iş gücümüz, son 1 yılda 925 bin kişilik artış göstererek yüzde 54,2 seviyesine ulaşmıştır.” dedi.
Bakırköy’deki bir otelde düzenlenen DEİK 6. Ticari Diplomasi Ödülleri Töreni’nde konuşan Bakan Işıkhan, dış ticarette Türkiye’yi gururlandırarak ödüle hak kazanan iş insanlarını tebrik etti.
Işıkhan, yeni yüzyılı inşa etme hedefini konuştukları bir dönemde DEİK tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen bu tür organizasyonların “marifet iltifata tabidir” anlayışıyla girişimin, gayretin ve emeğin takdir edilmesi bağlamında önemli işleve sahip olduğunu düşündüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği, kararlı politikaları ve vizyoner yaklaşımıyla içeride ve dışarıda elde ettiği tarihi başarılarla istihdamda da rekorlar kırılmaya devam edildiğini vurgulayan Işıkhan, şöyle devam etti:
“Son dönemde istihdam ve iş gücüne katılımdaki yükseliş dalgası, 2024 yılı boyunca ivmesini kaybetmeden sürmüştür. AK Parti hükümetlerinin istikrar ve büyüme odaklı politikaları sayesinde ülkemiz sadece ekonomik verilerde değil, aynı zamanda sosyal adalet ve refah noktasında da önemli kazanımlar elde etmiştir. 2024 yılı kasım ayı itibarıyla bugün açıklanan iş gücümüz, son 1 yılda 925 bin kişilik artış göstererek yüzde 54,2 seviyesine ulaşmıştır. İstihdamımız aynı dönemde 986 bin artış kaydederek 32 milyon 748 bin kişiye yükselmiştir. En önemli göstergelerden biri olan işsizlik oranımız, yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşmiş ve son 19 aydır tek hanelerde seyretmeye devam etmektedir.”
Işıkhan, Orta Vadeli Program hedeflerine birebir uyum içerisinde olan bu verilerin Türkiye’nin ekonomik istikrarı için atılan adımların somut yansıması olduğunu da ifade etti.
“Türkiye Yüzyılı” vizyonu doğrultusunda her vatandaşın emeğine değer katacak politikaları hayata geçirmekte kararlı olduklarını vurgulayan Işıkhan, “İş gücüne katılımın artması, işsizliğin tek hanelerde seyretmesi, gençlerimizin, kadınların ve dezavantajlı grupların istihdama kazandırılması, bizim öncelikli hedefimizdir. Türkiye artık kabuğunu kırmış, bölgesinde ve dünyada oyun kuran ülke haline gelmiştir. Uluslararası arenada Türkiye büyüdükçe iş dünyamız da büyümekte, ülkemizi yurt dışında en iyi şekilde temsil eden firmalarımızın sayısı arttıkça ülkemizin gücü de artmaktadır.” diye konuştu.
Bakan Işıkhan, DEİK gibi özel sektör ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen ticari hamlelerin, yatırım, üretim, istihdam kapasitesini sınırların dışına başarıyla taşıdığını dile getirdi.
Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm bakanlıklar ve kamu kurumları olarak tüm imkanlarıyla Türkiye’nin gücüne güç katan iş dünyasının her daim yanında olduklarını, olmaya devam edeceklerinin altını çizen Işıkhan, kuruluşundan bu yana Asya’dan Afrika’ya, Amerika’dan Avrupa kıtasına kadar uzanan geniş ticaret ve yatırım ağıyla iş dünyasının uluslararası mecrada simge haline gelmesine katkı sağlayan tüm herkese şükranlarını sundu.
ANKARA-BHA
Bakan Bayraktar, elektrik dağıtım sektöründeki 2026-2030 yıllarını kapsayacak tarife dönemine daha farklı bir gözle bakacaklarını belirterek, “2025 yılı, yeni bir elektrik dağıtım ve perakende piyasa mimarisini tasarladığımız, geldiğimiz noktayı gözden geçirip cesur ve ezber bozacak kararlar alacağımız önemli bir yıl olacak.” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (Elder) 15. Sektör Toplantısı’nda, tüm dünyada elektriğin üretiminden iletimine, dağıtımından perakende hizmetine kadar dönüşümün yaşandığını söyledi.
Talep artarken tüketicilerin rollerinin de farklılaşmasının alışılagelmişin dışında farklı modellere yönlendirdiğine dikkati çeken Bayraktar, “Yenilenebilir enerjinin, fabrikalarımızı, iş yerlerimizi, evlerimizi birer üretici haline getirmesi, merkezi elektrik üretim tesislerine küçük kesintili kaynakların eklenmesi, sisteme çok daha bütüncül ve yeni bir bakış açısını zorunlu kılıyor” ifadesini kullandı.
Bayraktar, 22 yılı aşan AK Parti iktidarları dönemde enerji sektöründe birçok yapısal reformun yapıldığını anımsatarak, elektrik dağıtımda 2008-2013 döneminde büyük bir özelleştirme sürecini hayata geçirdiklerini anımsattı.
Özelleştirmenin ardından dağıtım altyapısında ciddi bir yenilenme ve genişlemenin yaşandığını aktaran Bayraktar, şu bilgileri paylaştı:
“2009’dan bugüne kadar dağıtım sektöründe özel sektör eliyle toplam 20 milyar dolar yatırım yaptık. Abone sayımız 32,2 milyondan 50,3 milyona çıkarken, abone başına yatırım miktarı 13 dolardan 34 dolara çıktı. 947 bin kilometre olan dağıtım hatlarımız yine bu süre içerisinde 1,4 milyon kilometreye çıktı. Türkiye genelinde yüzde 20’leri bulan teknik ve ticari kayıp oranı yüzde 9,4’e indi. En büyük teknik ve ticari kaybın yaşandığı dağıtım bölgelerimizden birinde 2009’da yüzde 73 olan oran bugün yüzde 43’e, diğer bölgemizde ise yüzde 56’dan yüzde 32’ye geriledi.”
Bayraktar, söz konusu gelişme ve ilerlemelerle vatandaşların elektrik hizmetlerinin kalitesine ilişkin memnuniyet beklentisinin de farklılaştığını ifade etti.
Dağıtım şirketlerinin, 4’üncü uygulama dönemi olan 2021-2025 döneminde yaklaşık 70 milyar liralık onaylı bir yatırım planının bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, “Bu uygulama döneminin ilk 4 yıldaki toplam yatırımı 55 milyar lira olarak gerçekleşti. İçinde bulunduğumuz yıl içinse 13 milyar liralık yatırım planı öngörüyoruz.” diye konuştu.
Bayraktar, bu süreçte dağıtım ağı uzunluğu ve trafo sayısında önemli artışlar olduğunu, kayıp-kaçak oranlarını daha da aşağıya çekecek yatırımların bir plan dahilinde devreye alınması gerektiğini söyledi.
Dağıtım şirketleri tarafından vatandaşlara sunulan hizmetin iyileştirilmesine yönelik olarak mevzuatta önemli düzenlemeler yaptıklarını hatırlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Belirlenen eşik değerlerden daha kötü hizmet sunulan vatandaşlarımıza tazminat ödenmesi yükümlülüğü getirdik. Şirketin faaliyet gösterdiği bölgedeki performansına bağlı ödül ve ceza mekanizmasını hayata geçirdik. Tedarik sürekliliği ve teknik kalite yükümlülüklerinin takibine olanak sağlayan akıllı sayaçların kullanımına yönelik değişikliklere gittik. Kalite Faktörü uygulaması ile 2021’e ilişkin değerlendirmeler neticesinde 2 şirkete 53 milyon 559 bin 435 lira ilave gelir, 19 şirkete toplam 280 milyon 433 bin 996 lira tutarında ceza uygulandı. Yaşanan kesintiler nedeniyle dağıtım şirketlerinin vatandaşlarımıza karşı 2021’de yaklaşık 264 milyon, 2022’de 370 milyon ve 2023’te de 217 milyon liralık tazminat yükümlülüğü oluştu.”
Bayraktar, Milli Enerji ve Maden Politikası doğrultusunda yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının önceliklendirildiğine dikkati çekerek, bu kapsamda 2024’te yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin yüzde 60’lara ulaştığını anlattı.
Türkiye’nin elektrik talebinin 2035’te en az 510 milyar kilovatsaat olmasının öngörüldüğünü belirten ve bu noktada yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine dikkati çeken Bayraktar, “Önümüzdeki 11 yılda, 2035’e kadar rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkararak 120 bin megavata ulaşmayı hedefliyoruz. Elbette ki üretimdeki bu artışı, sağlıklı yönetebilmemiz güçlü iletim ve dağıtım altyapısına sahip olmamızı zaruri kılıyor. Bu doğrultuda ülkemizi doğudan batıya, kuzeyden güneye kuşatacak bir yeşil enerji koridoru oluşturmamız ve böylece elektrik şebekemizi çok daha güçlü hale getirmemiz gerekiyor. 2 bin 500 megavat olan elektrik ithalat ve ihracat kapasitemizi 2035’e kadar 3 katına çıkararak 7 bin 500 megavatlık bir kapasiteyle bölgemizde elektrik ticaretinde de merkez ülke haline gelmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Bayraktar, elektrik dağıtım alanında nihai hedefin vatandaşların memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak olduğunu, bu kapsamda çeşitli anketler yaparak halkın beklentilerinin tespit edildiğini vurgulayarak, “Bu sene de çok kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdik. Geçen yıla kıyasla baktığımızda dağıtım sektöründe önemli mesafeler kat ettiğimizi görüyoruz. Ancak maalesef henüz istediğimiz düzeyde değiliz.” ifadelerini kullandı.
Yeni anket sonuçlarının bugünkü toplantıda değerlendirileceğini belirten Bayraktar, “Buna göre beklentilere yakın iyi örnekler olduğu gibi maalesef memnuniyet oranlarının hiç istemediğimiz seviyede olduğu dağıtım bölgelerimiz de var. Onlara ilişkin gerekli uyarılarımızı yapacağız. Vatandaş odaklı hizmet anlayışımızdaki kriterler, yatırım, tedarik kalitesi ve sürekliliği ve elbette müşteri hizmetlerinde vatandaşlarımızla kurulan iletişimin kalitesidir. Bu nedenle hizmetin vatandaşlarımızın nezdinde hak ettiği değeri bulması için gerek hizmet sunumu esnasında gerekse sonrasında vatandaş memnuniyetini maksimum düzeye çıkartmak zorundayız” diye konuştu.
Bayraktar, dağıtım şirketlerinden müşteri hizmetleri ve iletişim alanına özel olarak eğilmelerini isterken “Eksik yönlerimizi kapatmak, geliştirilmesi gereken alanlara yoğunlaşmak yeni dönemde en büyük önceliğimiz olacak. Bu yıl olduğu gibi bundan sonra da bunun takibini daha yoğun şekilde yapacağımızın bilinmesini isterim” mesajını verdi.
Bakan Bayraktar, dağıtım şirketlerinin müşteri hizmetleri ve iletişim alanlarına özel olarak eğilmelerini isteyerek, “Elektrik hizmetinin kesintisiz, güvenilir ve adil bir şekilde sunulmasının bir tercih değil aynı zamanda bir yükümlülük olduğunu unutmayalım. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi için gereken tüm tedbirleri almalı ve ilgili standartları kararlılıkla uygulamalıyız. Eksik yönlerimizi kapatmak, geliştirilmesi gereken alanlara yoğunlaşmak yeni dönemde en büyük önceliğimiz olacaktır. Bu yıl olduğu gibi bundan sonra da bunun takibini daha yoğun bir şekilde yapacağımızın bilinmesini isterim.” dedi.
Kamu ve özel sektör olarak ortak hedefin elektrik dağıtım sektörünün kaliteli, uluslararası standartlarda hizmet sunan yapıda olması ve vatandaşların bu hizmetten memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak olduğunun altını çizen Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Üretimde büyük değişimler olurken, tüketiciler üretici konumuna gelirken, dijitalleşme beraberinde birçok fırsatı ve siber riskler başta olmak üzere farklı riskleri de beraberinde getirirken eski yaklaşımlarla bu hizmetlerin sunulmasını bekleyemeyiz. Bu nedenle 2026-2030 yıllarını kapsayacak tarife dönemine daha farklı bir gözle bakacağımızı buradan ifade ediyorum. 2025 yılı yeni bir elektrik dağıtım ve perakende piyasa mimarisini tasarladığımız, geldiğimiz noktayı gözden geçirip cesur ve ezber bozacak kararlar alacağımız önemli bir yıl olacak.”
ANKARA-BHA
ABD’nin California eyaletinin Los Angeles kentinde süren yangınlardan biriyle ilişkili olduğundan şüphelenilen kişi, kundaklama iddiasıyla gözaltına alındı.
ABD’nin Los Angeles kenti ve çevresinde günlerdir etkili olan yangınlar, yeni bölgelere sıçrayarak devam ediyor.
NBC News’ün haberine göre, Los Angeles emniyet yetkilileri, yangının yakınlarındaki West Valley bölgesinde kimliği henüz açıklanmayan kişiyi kundaklama şüphesiyle gözaltına aldı.
Çevredekilerin “ateş yakmaya çalıştığını” öne sürdükleri zanlının olayla ilgisi araştırılıyor.
Yetkililer, ayrıca bölgedeki diğer yangınlarla olası bağlantıları da araştırıyor.
Los Angeles’ta yetkililer, kentin lüks mahallelerinden birinde çıkan orman yangınında şimdiye kadar 10 kişinin yaşamını yitirdiğini açıklamıştı.
Los Angeles bölgesi genelinde yaklaşık 180 bin kişi için hala aktif tahliye emri, 200 bin kişi için de tahliye uyarısı bulunuyor.
Emniyet yetkilileri, dün Woodland Hills bölgesinde yangın çıkarmaya çalıştığından şüphelenilen kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı.
Ayrıca, Bölge Şerifi Ofisinin X hesabından dün yapılan açıklamada da yağmacılıktan 3 kişinin gözaltına alındığı duyurulmuştu.