12 Temmuz 2024 Cuma
YARI FİNALE VEDA EDERKEN
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Bu Sözlerim Sana İyi Oku!
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
RTÜK Başkanı Şahin: 15 Temmuz Diriliş Destanıdır
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nda her yıl olduğu gibi bu yıl da “15 Temmuz Milli Birlik ve Demokrasi Günü” etkinlikleri düzenlendi. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin: “15 Temmuz bir milletin diriliş destanıdır. Medyamız genel olarak o gün başarılı bir sınav verdi. Milletin yanında duran medya mensuplarımıza müteşekkiriz.” dedi.
Anma programları, Üst Kurul’da görevli şehit yakını ve gazi çalışanlarla buluşma ile başladı.
Günün onur konuğu ise 15 Temmuz Gazisi, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Turgut Aslan’dı.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Başkan Vekili Orhan Karadaş, RTÜK Üyeleri İlhan Taşçı, Deniz Güçer, Nurullah Öztürk, Tuncay Keser, Necdet İpekyüz ile şehit yakını ve gazilerle kahvaltı yapan Turgut Aslan, daha sonra kurum fuayesindeki 15 Temmuz Fotoğraf sergisini gezdi.
Gazi Turgut Aslan, daha sonra RTÜK konferans salonunda, Üst Kurul çalışanlarına FETÖ gerçeğini anlattı.
Misafir ettikleri için RTÜK yönetimine teşekkür ederek sözlerine başlayan Aslan, kendisinin ana hedeflerden biri olma sebebinin, FETÖ yapılanmasını silahlı terör örgütü olarak tespit edip raporlaştırdıktan sonra yargıya teslim etmesi olarak özetledi.
Aslan şöyle konuştu:
“ 15 Temmuz kötü bir gün olarak başladı. 253 şehidimiz, 3 bine yakın gazimiz var, Gazilerden birisi de benim. Şehitlerimiz sayesinde vatan kurtuldu. Onları unutmayacağız. 15 Temmuz’u unutmamak, unutturmamak lazım. Özellikle Z kuşağına iyi anlatılmalı. Yaşananlar oyun değil, gerçeğin kendisi. Millet olarak güçlü olmak zorundayız. Emperyalizmin ülkemizi ele geçirme projelerine karşı uyanık olmalıyız. Dün aparat olarak FETÖ kullanıldı, yarın başkası olabilir. Amaç, Türkiye’yi güçsüzleştirmek, ele geçirmek. Uyanık olmak zorundayız. Vermiş olduğu mücadeleden dolayı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ediyorum.”
Tedavi sürecinden sonra bilinci yerine gelince ilk sözlerinin “başarılı oldular mı?” sorusu olduğunu belirten Gazi Aslan, aldığı cevap karşısında “demokrasi kazandı” tepkisi verdiğini sözlerine ekledi.
Aslan’ın konuşması RTÜK personeli tarafından dakikalarca alkışlandı.
Başına sıkılan 2 kurşun ile infaz edilmeye çalışılan Aslan, yüzde 1 yaşama ihtimaline rağmen kendisini bırakmayan doktorlarına ve ailesine teşekkür ederek sözlerini tamamladı.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise, yaptığı hoş geldiniz konuşmasında 15 Temmuz’u “bir milletin diriliş destanı” olarak ifade etti.
“15 Temmuz destanını yazdıran şehit ve gazilerimizdir” diyen RTÜK Başkanı Şahin, FETÖ teröristlerine karşı kahramanca mücadele eden Gazi Turgut Aslan’a teşekkür etti.
Şahin sözlerini şöyle sürdürdü:
“15 Temmuz gecesi terör yuvası haline gelen karargâha kahramanca tek başına giden Turgut Aslan abimize şükranlarımı arz ediyorum. Çok fazla davet varken, bugün burada bizlerle olduğu için de ayrıca teşekkür ediyorum. Turgut abimiz şerifli Gazi rütbesini aldıktan sonra hiç yanından ayrılmayan yine bugün aramızda bulunan Nadire Hanımefendiyi de hem takdir ediyorum, hem kendisine abimize iyi baktığı için teşekkür ediyorum. Her başarılı erkeğin arkasında kadın var derler Turgut abimizin başarısının sırrı belli. 15 Temmuz’u kahramanlar yazdı ve kahramanlarımız anlatacak. Sağ olsunlar, var olsunlar. Evet, 15 Temmuz bir milletin diriliş destanıdır. Medyamız genel olarak o gün başarılı bir sınav verdi. Milletin yanında duran medya mensuplarımıza müteşekkiriz.”
Konferans, anı fotoğrafının çekilmesiyle son buldu.
RTÜK çalışanları, etkinliklerin son ayağında da Ankara’daki 15 Temmuz şehitliğini ziyaret etti.
*bha.net
İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, yapımı devam eden Çatalzeytin İlçe Devlet Hastanesi yapım şantiyesinde incelemelerde bulundu. Yeni devlet hastanesinin yüzde 95’i tamamlandı.
İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok beraberinde Destek Hizmetleri Başkan yardımcısı Halim Şekerlioğlu ve İnşaat Mühendisi Serkan Otçu ile birlikte Çatalzeytin ilçesinde yapımı hızla devam eden ve sona yaklaşılan Merkez Mahallesinde 3 bin 80 metrekare alan üzerine, bin 298 metrekare oturum alanına sahip, fiziki gerçekleşmesi yüzde 95 olan, yeni Çatalzeytin İlçe Devlet Hastanesi inşaat alanında denetim ve incelemelerde bulundu.
Denetimlerde, Çatalzeytin Devlet Hastanesi’nin devreye alınabilmesi, eksikliklerin giderilmesi, hastanenin aşırı yağış ve sel gibi felaketlerden için DSİ 23. Bölge Müdürü Yasin Devrim ve Çatalzeytin Belediye Başkanı Ahmet Demir ile birlikte yerinde teknik incelemeler ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Teknik incelemeler neticesinde, en kısa sürede hizmet sunumuna başlaması planlanan Çatalzeytin İlçe Devlet hastanesinin, arka cephesinde aşırı yağışlara karşı önlem alınması ve çalışma yapılmasına karar verilmiş olup, Vali Meftun Dallı ile Çatalzeytin Kaymakamı Tolga Tanış’ın da destekleriyle çalışma başlatılacağı belirtildi.
Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok bu kapsamda 2 ay önce göreve başlayan Çatalzeytin Kaymakamı Tolga Tanış’a hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirerek, yeni hastanenin ivedilikle açılması ve yapılacak işlerle ilgili bilgi verdi.
Ali Rıza Yıldırım, işçilerine yönelik yaptığı açıklamalarla gündeme oturdu. Bu gelişmeyle Eti Krom’un sahibi Ali Rıza Yıldırım kimdir, nerelidir, ne iş yapıyor? gibi sorular merak konusu oldu. İşte detaylar…
Ali Rıza Yıldırım, Elazığ’da işçilerine yönelik yaptığı konuşma sonrasında bir anda gündem oldu. Yıldırım hakkında detaylar merak edilerek araştırılmaya başlandı. Ali Rıza Yıldırım kimdir, nerelidir, ne iş yapıyor? gibi soruların yanıtlarını derledik.
29 Mayıs 1957 tarihinde Sivas’ta dünyaya gelen Ali Rıza Yıldırım, babası Garip Yıldırım’ın 1963 yılında Samsun’da kurduğu, inşaat malzemeleri ticareti yapan “Garip Yıldırım ve Oğulları” firması sayesinde, erken yaşlarda iş hayatıyla tanışmıştır. Kariyerinin ilk döneminde satış ve pazarlama alanına odaklanmış, YILDIRIM ailesinin en büyük oğlu olarak üstlendiği girişimcilik ile firmanın faaliyetlerinin büyümesinden ve çeşitlenmesinden sorumlu olmuştur.
Yıldırım Şirketler Grubu’nun sanayi ve ticaret faaliyetlerini oluşturan temel girişimlerin öncüsü olan Ali Rıza YILDIRIM, çalışma hayatına 1970 yılında başlamıştır. İş dünyasındaki 55 yıllık deneyimiyle, Yıldırım Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevini sürdürüyor.
Elazığ’da Yıldırımlar Holding’in şirketi Eti Krom’un işçilerinin talepleri dinlemek üzere gelen Ali Rıza Yıldırım, “Yarın herkesi kapının önüne koyarım. İş sizin işiniz. Cevap verme bana. Ben sana söz hakkı verince konuşacaksın. Ben burayı sıfır yaparım, yarında kapıya kilidi vururum. Burası devlette kilitliydi. Para da kazanmıyordu para da kaybetmiyordu. Ben burayı aldım, bu hale getirdim.” şeklinde konuştu.
Ali Rıza Yıldırım’ın sahibi olduğu Yıldırımlar Holding, Metaller ve Madencilik, Limanlar ve Terminaller, Gübreler ve Kimyasallar, Enerji Gücü, Nakliye ve Lojistik, Enerji Emtiaları, Uluslararası Ticaret, Finansal Yatırımlar ve Beykoz Kundura dallarında farklı şirketleriyle iş yapıyor.
KAYNAK: Haber Merkezi
Çaykur Didi Stadı’nın yeni sezona yetiştirilmesi için çalışmalar devam ediyor. Baştan aşağıya yenilenen zeminde çimler serilmeye başladı ve stat sezonun ilk maçı olan Başakşehir maçı öncesi hazır olacak müjdesi geldi.
Alihan TELATAR/RİZE-BHA
Zemin yenileme çalışmalarında gelinen son noktada ; Zeminin drenajı yapıldı, Vakum sistemi ve soğuk hava sistemi yapıldı, çakılı serildi ve basıldı, sulama sistemi bitmiş, İkizdere’den gelen özel kumlar zemine serilmişti. Son olarak alttan ısıtma sistemi yapılan Çaykur DİDİ stadyumunda, İzmir / Çandarlı’dan gelen özel çimler dün itibariyle gelmeye başladı ve bir bölüm çim sahaya serildi.
Toplam 18 TIR – 1 derece hava koşulları altında Rize’ye gelen cimler bu geceden itibaren serilmeye devam edileceği öğrenildi. Cimlerin serilmesi ardından Hibrit Çimlerin çakılması sonrası yüklenici firma daha önce Taahhütname de bulundukları gibi Ağustos ayının ilk haftasına işlemi bitirecek ve ÇAYKUR DİDİ Stadyumu süper ligin ilk haftasında oynanacak olan Ç.RİZESPOR – BAŞAKŞEHİR maçına hazır olacak.
Trakya , Türkiye’nin batısında, Marmara Denizi’nin kuzeyinde ve Bulgaristan ile Yunanistan’a komşu olan bir bölgedir. Coğrafi olarak Marmara Bölgesi’nde yer alır ve İstanbul, Edirne, Tekirdağ, Kırklareli gibi önemli şehirleri kapsar. Trakya’nın tarihi, M.Ö. 6000’lere kadar uzanır ve bu zengin tarih, bölgede pek çok kültürel ve tarihi eserin bulunmasını sağlamıştır.
Trakya ‘nın iklimi genellikle ılıman olup, yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılıman ve yağışlı geçer. Bu nedenle, yılın büyük bir kısmında ziyaretçilere uygun bir tatil atmosferi sunar. Bölgenin doğal güzellikleri, tarihi yapıları ve zengin mutfağı, Trakya ‘yı tatil ve turizm için cazip bir destinasyon haline getirir.
Mimar Sinan’ın ustalık eseri olan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin zirve noktalarından biridir. Muhteşem kubbesi ve ince işçilikle süslenmiş iç mekanı ile ziyaretçileri büyüler.
Osmanlı İmparatorluğu’nun erken dönemine ait olan bu saray, birçok önemli olaya ev sahipliği yapmıştır. Sarayın kalıntıları ve sergilenen eserler, ziyaretçilere tarih dolu bir deneyim sunar.
Avrupa’nın en büyük longoz ormanlarından biri olan bu park, nadir bitki türleri ve vahşi yaşamı ile doğaseverler için cennettir. Yürüyüş ve fotoğrafçılık için ideal bir yerdir.
Yaklaşık 3 milyon yıl yaşında olan bu mağara, Türkiye’nin önemli doğal güzelliklerinden biridir. Mağaranın içindeki sarkıt ve dikitler, ziyaretçilere büyüleyici bir manzara sunar.
Macar Prensi II. Rakoczi’nin yaşadığı ev olan bu müze, Macar ve Osmanlı tarihine ilgi duyanlar için önemli bir ziyaret noktasıdır. Müzede, Rakoczi’ye ait eşyalar ve döneme ait belgeler sergilenir.
Ünlü şair ve yazar Namık Kemal’in doğduğu ev olan bu müze, Namık Kemal’in hayatı ve eserleri hakkında bilgi verir. Müze, edebiyat ve tarih meraklıları için ilgi çekicidir.
Trakya’nın üzüm bağları ve şarap üretimi ile ünlü sahil kasabası olan Şarköy, sakin plajları ve lezzetli şarapları ile ziyaretçilere keyifli bir tatil imkanı sunar.
Tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü bir balıkçı kasabası olan Kıyıköy, Karadeniz kıyısında yer alır. Eski taş evleri, balıkçı tekneleri ve doğa yürüyüşü rotaları ile huzurlu bir kaçış noktasıdır.
Türkiye’nin en temiz denizlerinden biri olan Saros Körfezi, dalış ve su sporları için ideal bir bölgedir. Körfezde bulunan mercan resifleri ve zengin deniz yaşamı, dalış severler için cazip bir noktadır.
Tarihi bir kale kalıntısı olan Çorlu Kalesi , Bizans dönemine ait olup, bölgedeki en eski yapıtlardan biridir. Kale, tarih meraklıları için ilgi çekici bir ziyaret noktasıdır.
Doğal güzellikleri ve temiz havasıyla ünlü bu köy, doğa yürüyüşleri ve köy yaşamını deneyimlemek için ideal bir yerdir. Köyde geleneksel tarım faaliyetleri de gözlemlenebilir.
Yamaç paraşütü için ideal bir bölge olan Uçmakdere, Marmara Denizi’nin muhteşem manzaralarını sunar. Bölgede yamaç paraşütü yapabilir veya doğa yürüyüşleri gerçekleştirebilirsiniz.
Doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla ünlü bir ada olan Gökçeada, bakir plajları ve tertemiz denizi ile ziyaretçileri cezbeder. Ada, aynı zamanda yerel kültürü ve organik ürünleri ile de bilinir.
Osmanlı döneminden kalma tarihi köprü, Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Köprü, Babaeski ilçesinde yer alır ve tarihi değeri ile dikkat çeker.
İnce dilimlenmiş dana ciğeri, kızartılarak servis edilir. Üzerine genellikle taze yeşil biber ve domates dilimleri eklenir. Pişirilme şekli ve özel baharatlarıyla öne çıkar.
Dana kıyması, soğan, ekmek içi ve baharatlar ile yoğrulur. Elde edilen köfte harcı, özel şekil verilerek köfte haline getirilir ve genellikle köfteye özgü “piyaz” adı verilen soğan salatası ile servis edilir.
Trakya ‘nın Şarköy bölgesinde üretilen bu şarap, üzüm bağlarından elde edilir. Yüksek kaliteli üzümlerden yapılan şaraplar, bölgede yetişen üzümlerin karakteristik tatlarını yansıtır.
Manda sütünden yapılan ve Kırklareli’ye özgü olan bu peynir, bölgenin doğal kaynaklarından beslenen hayvanlardan elde edilen sütlerle üretilir. Yoğun ve zengin bir aromaya sahiptir.
İnce dilimlenmiş beyaz peynir, un, şeker ve tereyağı ile hazırlanan bu tatlı, Edirne’nin geleneksel tatlılarındandır. Özellikle bayram ve özel günlerde sıkça yapılan bir lezzettir.
Kuzu eti, soğan, sarımsak, biber ve domatesle pişirilir. Baharatlarla tatlandırılan bu yemek, Trakya ‘da sıklıkla tüketilen geleneksel bir et yemeğidir.
Un, tereyağı ve şekerle yapılan ve içerisine ceviz eklenen bu tatlı, Trakya ‘nın Hayrabolu ilçesine özgüdür. Üzerine genellikle pudra şekeri serpilerek servis edilir.
Kuzu eti, soğan, sarımsak, biber ve domatesle kavrularak pişirilen bu yemek, Trakya ‘nın et yemekleri arasında önemli bir yer tutar. Etler, özel bir pişirme tekniği ile yumuşacık olana kadar pişirilir.
Kabağın rendelenip iç harçla karıştırıldıktan sonra yufkaya sarılarak pişirilmesiyle hazırlanan bu börek çeşidi, Kırklareli’nin özgün tatlarındandır.
Kuzu eti, domates ve biber ile birlikte fırında pişirilen bu yemek, özel soslarla lezzetlendirilir. Genellikle özel günlerde veya davetlerde servis edilir.
Kabak dilimlerinin şekerle birlikte pişirilmesiyle yapılan bu tatlı, Trakya ‘nın meşhur tatlılarındandır. Üzerine ceviz serpilerek servis edilir.
İnce hamurdan yapılan mantılar, iç harçla doldurulur ve yoğurtla servis edilir. Üzerine nane ve pul biber serpilerek lezzetlendirilir.
Pırasa ve baharatlarla yapılan köfteler, kızartılarak servis edilir. Genellikle ana yemek veya meze olarak tüketilir.
Trakya mutfağı , yöresel lezzetlerin zengin bir karışımını sunar ve her bir yemeğin kendine özgü bir tarihi ve kültürel arka planı bulunur. Bu lezzetler, bölgenin zengin tarihinden ve doğal kaynaklarından ilham alarak şekillenmiştir.
Sevnur KILINÇ
Muhabir