DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Aydın Benli

Aydın Benli

03 Ekim 2024 Perşembe

    Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı

    Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Tiyatro severlere güzel bir haber vermek istiyorum, 2024 yılında Nermin Uğur tarafından Ankara’da kurulan ve kısa sürede seyircilerin kalbinde özel bir yer edinmeyi başaran Vefa Tiyatrosu, sahnelediği 5 farklı oyunla dikkatleri üzerine çekerek sezonun parlayan yıldızı oldu. Yeni sezon için tüm hazırlıklarını büyük bir heyecanla sürdüren topluluk 1 Ekim’de Yılmaz Güney sahnesinde perdelerini tiyatro severlere açtı.


    Yeni Sezonun İlk Oyunu: “Yıldız Olmak Kolay mı?”

    Vefa Tiyatrosu, 1 Ekim 2024’te sezonun ilk oyunu “Yıldız Olmak Kolay mı?” ile seyirci ile buluştu. Tiyatro severler, bu heyecan verici gösteri için 1 Ekim’de Saat 20.00’de Yılmaz Güney Sahnesinde buluştu. İzleyicinin yoğun ilgi gösterdiği oyunda sanatseverler canlı performansla sanata doydu. Oyuncular salonda “iğne atsan yere düşmez” değimi gibi kalabalık salonda mikrofon kullanmadan harika bir akustik ile sahne aldılar.

    Oyun, 1940’lar Türkiye’sinde ünlü bir şarkıcı olmak için yapılanları, rekabetleri, gazinoların işleyişini, dönemin sos yo-ekonomik durumunu anlatıyor. Oyun; yer yer duygulandırılırken, mizahı ile güldürüyor ve sürpriz bir final ile şaşırtıyor. “En az kütleye sahip olan yıldızlar, en uzun ömürlü yıldız olma özelliğine sahiplermiş.” Bu kadar spoiler yeter bence gerisi sahnede…
    Vefa Tiyatrosu yeni sezon boyunca her yaştan izleyiciye hitap eden geniş bir repertuvarla seyirci karşısına çıkmayı hedefliyor. Topluluk, ilk gösterimlerin yanı sıra klasik oyunlara getirdiği farklı yorumlarla izleyicilerin beğenisini şimdiden kazandı. Ayrıca, sanatsal ve bireysel atölye çalışmalarıyla tiyatro sanatını daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. Bu oyunlar sayesinde her geçen gün tiyatro severlerin sayısı artıyor.

    Her şey tiyatro aşkına! Sloganıyla yola çıkan Vefa Tiyatrosu, başta Ankara olmak üzere, Türkiye’nin ve dünyanın farklı bölgelerinde de sanatı yaygınlaştırma misyonunu sürdürmeyi hedefleyerek sanat severlerle buluşuyor.

    Vefa Tiyatrosu “ Yıldız Olmak Kolay Mı?” müzikli komedi oyunu Yazarı Nahid Sırrı ÖRİK, Uyarlayan Tarık GÜNERSEL, Yönetmen: Nermin UĞUR.

    Her biri birbirinden kıymetli oyuncuları içinde benim favorim Furkan Öğütçü oldu, sahneye oyunculuğu, karizması ve yakışıklılığıyla en çok yakışan Furkan Öğütçü kariyer basamaklarını koşarak tırmanıyor. Yıldız Olmak Kolay Mı? İzlenmesi gereken harika bir oyun. Sanat ve sanatçının hak ettiği güzel yarınlar için Allah’a ısmarladık hoşça kalın.

    Devamını Oku

    Anlam Veremediğimiz Anlamsızlıklar

    Anlam Veremediğimiz Anlamsızlıklar
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Aydın Benli

    İnsan işitsel ve algısal olarak anlama yeteneğini doğuştan gelen bir özellik olarak kullanır.Anlayamadığı bir konuyu beyni anlamak için fazla mesai harcar. Bedenin harekete geçmesi için beynin önce anlaması sonrada komut vermesi gerekir, buda anlamaktan geçer. Beyin kapasitesi kısıtlı olanlar aceleci olarak yanlış anlar yada yanlış olanı doğruymuş gibi anlar bu kişiyle ilgili değil beyini ile ilgilidir.

    Beyin fonksiyonları çok kapsamlı çalışanlarda bu durum çok farklıdır, “leb demeden leblebiyi anlamak” değimi bu insanlar için söylenmiştir. Akıl etmek düşünüp sorgulamak beyni iyi kullanmakla olur. Her insanda akıl vardır fakat bu beyni kullanmak özel yetenek ve marifet ister.

    İnsanı diğer canlılardan ayıran aklı ve zekâsıdır. Kutsal kitabımızda birçok ayette “Akletmezmisiniz? Der! Bu konu anlamaktan ve anlamları yorumlamaktan geçer. İnsanın ikinci beyini de kalbidir. Kalbin kan dolaşımını sağlaması dışında ilginç ve yeni yönleri gözlemlenmiş. Buna göre kalbin tıpkı beyin gibi kendine has çok kompleks bir sinir sistemi var. 40.000’den fazla olan bu nöronlar, kalbin kendisine ait ‘küçük bir beyin’ olarak tanımlanıyor. Kalbin çeşitli hormonaldurumları, nöro taşıyıcılar tarafından beyne iletiliyor ve beyin sistemini etkiliyor. 

    Mantıklı olma, duygularla hareket etmek, vicdanlı olmak… “Duygular gelip geçici, aklını kullan, mantıklı ol, bunlar geçecek sonra pişman olacağın şeyleri yapma!” Bunlar tanıdık geldi mi?  Seçimlerde kalbinin sesini dinleyenlere güzel bir haberim var! Kalbin zekâsı vardır ve önceden olacakları hisseder. Kalbimizle de düşüne biliyoruz bu bilimsel olarak kanıtlandı. Yaratan düşünelim akıl edelim diye bize beyin ve kap vermiş bu organlara nöron vererek zekâ ve duygusallık mantık eklemiş. Bizler bu kadar Muazzam donanıma sahipken bile hala akıl edemiyor, düşünüp anlamsız işler ile uğraşmaya devam ediyoruz buda yaratılışımıza aykırı.

    Anlam veremediğimiz birçok anlamsızlıklar vardır, mesela insan beynini neden kullanmaz buna anlam veremiyorum. Bir zorluk ve güçlük içerisinden sizi oradan çıkaracak şey aklınızdır, tabi doğru kullanılırsa. 

    Genellikle insanlar içgüdü sel hareket ettiği için akıllarını beslenme, barınma ve üreme bilinciyle kullanıyor. Anlama güçlüğü çekenler ise akıllarını taşıma dedikodu, boş konuşma gibi içi boş ve insan hayatını kötü etkileyecek şeytani eylemler için kiraya verir. Okullarımız, öğretmenlerimiz, ustalar ve öğreticilerimiz küçük yaştan bilgi yüklemesi yaparlar doğruyu, bilgiyi ve insan olmayı öğretirler algıya kapalı insanlar bunları alamaz ve savunma mekanizması geliştirir boş boş okula gelir gider. Beslenme ve bulunulan ortamda beyin gelişimine etkendir. Düşünme, fikir üretme, akıl ve zekâyı kullanamayanlar başkalarının ürettiği hazır anlam ve kavramları kullanırlar. Anlamak için önce dinlemek lazım, dinlediğimizi de kalbimizle yorumlayıp beynimizle analiz ederek yorumlamak lazım diye düşünüyorum. Önce akıl! 

      Mavi Kuş Medyanın düzenlemiş olduğu, tamamen okur oylamasıyla seçilen, yılın en iyi roman yazarı ödülünü sizlerin oylarıyla almış bulunmaktayım. Bu ödüle layık gören siz değerli okurlarıma sonsuz teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.

    Devamını Oku

    Bu Sözlerim Sana İyi Oku!

    Bu Sözlerim Sana İyi Oku!
    4

    BEĞENDİM

    ABONE OL

          Buğulu gözlerimden Akan yaş değil yarım kalmışlığın dışa sızıntısıydı. Anlatamadıklarımın içimden kopuşu yürek yangınımdın anlaşılamadığım. Dilimin sustuğu gözlerimin hayaline daldığı yokluğunun, yoksunluğunda kelimelere dökülen mısralarımın adıydı yârim. Anlamsızlaşmıştı anlatımlarım, neyi anlatacağımı bilmeyen anlamları içimde arıyordum. Sevdasız çöl gibi yüreklerde yeşeren tek çiçek gibiydin, geleceği olmayan, geçmişi kurak ve kavruk. Hep yarım kalmış bir yanımdın tam olamayacağım karanlık aşk dehlizlerinde. Hayalini kurduğumuz doğmamış kızımızın babası olamamaktı ayrılığın adı. Çıkar ve menfaatlerin güdümünde bir bilinmezlikler içindeydim. Tek bildiğim hiç seni tanıyamamış olmamdı, menfi duygularının karanlığında. 

         Her bitişlerde yeni başlangıçlara yorgun bir gönül ile dua Eder oldum yalnızlığıma. Ayrılık kaderim olmuştu teklerde, benlerde ve hislerde. Gönül kapısında garip bir derbeder oldum, gelmeyeceğini bile bile bekleyen. Yorgun yüreğim artık dargın sevdalara bu şair küstü oynamıyor feleğin oyunundan. Giden, kalanı hep kaldığı yerde zannedermiş ya, ne giden eski giden ne de kalan o yerinde bekleyen. Giden iki kişilik gider, kendisi ve içinde götürdüğü ben ile. Demli çayın demi gibiydik koyu kızıl ve acı tadıyla dudak büzdüren. Unuttum demek onu hatırlamaktır; ben seni unuttum, şiirlerim seni hatırlıyor. “Her cinayet silahla işlenmez, duyguları öldürenler de katildir.” Şairin yaşanmış duygularının dilidir şiirlerim. Bir yabancı gibi okuyacaksın bu mısraları, sonra kim bilir hangi sevdiğine yazdı diye hayıflanacaksın, yanında bir başkası olacak ama yüreğinin ta ortasında benim sevdamın sızısı burnunun direğini sızlatacak. Yaşanmışlıklar film şeridi gibi gözlerinin önünden bir bir akıp gidecek anlamsızca. O zaman anlayacaksın ayrılığın ölümden beter olduğunu keşkeler dökülecek içinden ama nafile giden bir başkasını, kalan ise kendini bulmuştur artık. Beni her yerde göreceksin ama hiç bir yerde bulamayacaksın!

        Sevda kutsaldır, sevmesini bilmeyene gönül verme, üzülürsün, aforizmalarda gamlı sözler dökülür birbiri ardına, her okuyan kendini bulur mısralarda, dizelerde. Dedim ya güzelim her sevgi eceliyle ölmez, seviyorum deyip yalan söyleyen sinsi menfaatçiler tarafından öldürülür, katilsin o büyük sevdam ile beni de öldürdün. Var git şimdi! Yaşattığını yaşaman dileğimle, ne bir fazla ne bir eksik… Amin.

       “Biz Olamadık – Yarım Kaldık” Şiir Kitabımızdan Sözlerim sana mektubu. Çok yakında EFTALİT yayın evi kalitesiyle Seçkin kitapçılarda ve internette. Keyifle okuyun…

    Aydın Benli

    İnstagramyazar_aydinbenli

    Devamını Oku

                               HER OKULA BİR MAHMUT OLUR HOCA ŞART

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Her okulumuzda keşke bir Mahmut hoca gibi öğretmenimiz olsa, dediğinizi şimdiden duyar gibiyim ama valla öyle hocalarımız var. O kadar kaliteli hocalarımız var ki bazen kendi kendime yanlış zamanda dünyaya gelmişim deyip, kendi kendime hayıflanıyorum. Mahmut Hoca deyince akıllara hemen ha babam sınıfındakiMahmut Hoca geliyor, oysaki reel hayatta mangal yürekli babayiğit Mahmut Hocalarımızda var!

       İşte benim kahramanımın adı Mahmut Olur, Mardin ilimizin en güzel ilçelerinden olan Kızıltepe’de kendini tamamen öğrencilerine ve eğitime adamış koca yürekli Mahmut Olur tarih öğretmenim. Öğretmenlik mesleğini sevdiren kimi zaman öğrencilerine hem ana, hem de baba olan Mahmut hocamız. Eski klasik öğretmenlikte “dersimi anlatırım çocuklar ne anlarsa anlar başka işler beni ilgilendirmez, ben maaşımı alırım etliye sütlüye karışmammantığını çürüten meslektaşlarına da büyük örnek ve rol model olan koca yürekli Mahmut Hocam.

        Tarih öğretmeni Mahmut Olur her türlü entelektüel sosyal etkinlileri organize eden okumayı öğrencilerine ve Mardin halkına sevdiren, okuma seferberliği başlatan eğitim gönüllüsü bir hocamız. Birleşen Yürekler projesi ile “Ben okudum sende oku”kitap kampanyasını başlattı, yönetti ve On bin kitap toplayarak Kütüphaneleri kitapla buluşturdu, öğrenci ve okurları kitaplara kavuşturdu. Bunun dışında köy okulları için 9885 adet kitap toplayarak köy okullarını da kitapla buluşturdu. Kitap okumanın önemini vurgulayan Mahmut Hoca bu kampanyalar ile kitap okuma alışkanlığı kazanılması için büyük gayret ve çaba sarf ederek okuma sevgisi aşıladı. Yediden yetmişe bu kampanyaya halkımız destek verdi, kimi ilk okuduğu kitabını hediye ederek, kimileri evindeki kütüphanelerindeki kitapları bağışlayarak bu kampanyalara destek verdi.  Kızıltepe’deki kargocular biraz fazla mesai yaptı ama sonuç muhteşem oldu. Dünyadaki en güzel şey bir çocuğun gülümsemesidir, çocukların yüzlerini kitaplarla güldüren Mahmut Hoca bu güzel gülüşleri devam etsin diye “Temiz dişler, güzel gülüşler” kampanyası başlattı. Diş bakımı ve diş sağlığı için köy okullarımızdaki yavrularımız için 980 adet diş fırçası 900 adet diş macunu toplayarak köy okullarımızdaki öğrencilerimize dağıttılar. Bu sayede küçük yaşta diş fırçalama alışkanlığı kazanımı elde edildi, artık yavrularımız gülerken inci gibi dişleri de yıldız gibi ışıldıyor. 

       2024 YKS sınavı için öğrencilerine hazırladığı tarih alanında muhtemel çıka bilecek soru ve cevap not alıştırmalarının tamamına yakını YKS sınavında çıktı. Usta öğretmen için girizgâhta söylediğim gibi her okula bir Mahmut Hoca şart sözümün özü buydu.

    İnternette takipçi kasmak ve reklam geliri elde etmek için çocukları kullanan öğretmenleri haber yaptığımda bu fenomen öğretmenler tarafından büyük linç yemiştim, bıkmadım ve ulusal kanallarda da yaptığım haberler neticesinde bu istismarcı fenomenler hakkında, efsane Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin hoca yeni kanun düzenlemelerini TBMM’ye gönderdi.  Mahmut Hoca gibi kutsal öğretmenlik mesleğinin simgesi hocalarımızın hakkını ve itibarını kendi çıkar ve menfaati için kullanan o fenomen öğretmenlere yedirmedik ve yedirmeyeceğiz. 

    Toplumun mimarı öğretmendir, öğrencisine ne verirse öğrenci onları alır ve o doğrultuda ahlak ve ilim kazanır. Şu zamanda velilerin veremediği milli, manevi, ahlaki ve ilmi değerleri öğretmenleri vermeye çalışıyor. Bir çocuğun en büyük şansı iyi bir öğretmene denk gelmesidir. Öğretmenlerinde bu işi maaş için değil gelecekteki toplumu oluşturan bireyleri yetiştirdiğini bilerek, özveri ile yapması gerekmektedir. Toplumun en büyük yükü öğretmenlerin omuzundadır. 

        Mahmut Olur hocama destek veren, sevgili Adle Nur Boğa’ya,  Sayın Mardin Valimiz, Kızıltepe ilçe Kaymakamımız, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz, Ali Rıza Alparslan Anadolu Lisesi yöneticileri, öğretmenleri ve öğrencilerine 12 esri yayınlanmış bir yazar olarak çok teşekkür ederim. İyi ki varsın Mahmut Hoca. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.

    Aydın Benli

    Siyaset Bilimci Yazar

    Devamını Oku

    Öğrencilerin Tatil Sevinci

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Uzun ve yorucu bir eğitim, öğretimin sonunda okullar 14 Haziran Cuma günü kapanacak ve 2023-2024 eğitim öğretim yılı sona erecek. 2024-2025 eğitim öğretim yılı yaz tatili tamamlandıktan sonra başlayacak. MEB’in yayınladığı tarihlere göre önümüzdeki dönem okullar 9 Eylül Pazartesi günü açılacak. Öğrenciler yaklaşık olarak Haziran ayının yarısı, Temmuz – Ağustos ayının tamamında ve Eylül ayının ilk haftasında yaz tatili yapacak. Yaz tatili toplam 86 gün sürecek.

       Ülkemizdeki eğitim sistemi çocukları yarış atı gibi sürekli o yarıştan bu yarışa, bir yarış haliyle birbiriyle yarıştırıyor. Her yarışın bir kazananı ve birde kaybedeni olacaktır, herkes birinci olamaz bu kural değişmez. Asıl olan insanın kendini geliştirmesi ve yetiştirmesidir. Karne dönemi geldi çocuklarınızın başarısı ve başarısızlığını bir başkası ile kıyaslamayın. Her insan özeldir ve bir başkasıyla kıyaslanamaz. Kötü notları olan bir öğrenciyi cezalandırmayın, bir arkadaşının yada diğer aile fertlerinin yanında rencide etmeyen, bu yapacağınız yanlış bir hareket çocuğunuzu tramvaya sokacak hayatı boyunca etkileyecektir. 

       Her çocuk özeldir özel olduğunu hissettirin, sarılın, saçını okşayın, sorunlarını dinleyin ve çözüm üretin. Bir evladın yetişmesi kolay değil, dünyada yapacağınız en büyük yatırım çocuklarınızı mutlu olmalarını öğretmeniz olacaktır. Kendinizde olan eksiklikleri “ben yapmadım çocuğum yapsın, ben görmedim çocuğum görsün, ben okumadım çocuğum okusundiye çocuklarınıza emrivaki yapmayın ki ters tepecektir. Her meslek grubuna ihtiyacımız var herkes doktor olamaz, hemşireye de ihtiyaç var, herkes beyaz yakalı olamaz mavi yakalılara da ihtiyacımız var. Kim ne olursa olsun önce ahlaklı ve maneviyatlıolsun. 

      Yorucu bir eğitim döneminden sonra öğrenciler güzel bir dinlenmeyi hak ettiler, dinlenirken kitap okumayı, sinemaya, tiyatroya, düğüne ve sosyal aktivitelere katılmayı ihmal etmeyin. Zaman geri getirilemeyen en önemli değerdir anı yaşayarak zamanı verimli kullanmak lazım.

       Kimi öğrenci bir üst sınıfa geçerken birçoğu üst okula geçti, yeni çevre, yeni sistem ve yeni heyecanlar başlıyor. Hayat acımasız bir öğretmen gibidir tecrübe ile döve döve öğretir, hem ağlar insan hem de güler bu sistemde. Her kişi kendi hayatının başrolünü oynar, acısıyla ve tatlısıyla ama bu rol en zor olandır. Kimsenin sizin oyunculuğunuzu sorgulamasına müsaade etmeyin. Siz üzülürken hep yalnız üzüleceksiniz. Mutluluğun sırrı kimseyle kendinizi kıyaslayıp aşı görmeyin ki dediğim gibi her insan özeldir.

       Öğrenciler kadar yorucu olan eğitim ve öğretim dönemi öğretmenler içinde yorucu geçti, en çok tatil yapan meslek gruplarından olan öğretmenlerimiz yine bir tatile daha başladı. Öğretmenlik kutsal bir meslektir ve toplumları öğretmenler yetiştirir. Yetiştirdikleri yeni nesil toplumun fertlerini oluşturacak ve ülkeye yön verecekler. Fenomen öğretmenler için üzücü olsa da sosyal medyada bol öğrencili reels, story gibi paylaşımlar yapamayacak.

       Güzel yarınlar için mutlu ve güler yüzlü nesiller yetiştirmeliyiz, para nasıl olsa kazanılır. Gençler yüzünüz hep gülsün. Yarınlara sizlerle daha umutla bakıyoruz, iyi ki arsınız. İyi tatiller. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.

    Devamını Oku