DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Balkan Günlüğü Editör

Balkan Günlüğü Editör

22 Aralık 2024 Pazar

    AB ve Türkiye

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Türkiye’de de, dünyada da bir şeyler oluyor. Kesin olarak göze çarpan konular var. Özellikle AB’nin birleşme amaçlı kurduğu siyasi ( ! ) birliktelik, ekonomik çalkantılar sebebiyle milli kimliklere yöneleceğe benziyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarına göre uçurumun eşiğine gelen Portekiz ve İspanya’nın nasıl kurtulacağı, Romanya ve Bulgaristan’da  mali iflasların nasıl önüne geçileceği tartışıla dursun, Almanya ve Fransa’da da halk toplanan vergilerin başka ülkelere aktarılmasından rahatsız. En son Yunanistan’da yaşananlardan dolayı yapılacak desteğe AB ülkelerinin halkları şikayetçi.  Avrupa Birliği çatırdıyor. Yükselen milliyetçilik AB için tehlikeli siyasi problemdir. Avrupa vatandaşlığı maalesef olamayacaktır.

    Uluslararası bir bankanın CEO’su Michael Geoghegan, Hong Kong’taki bir ekonomik forumda ekonomiye yön veren G 7’lerin devrini tamamladığını yerini E 7’lerin alacağını ileri sürüyor. G 7’ler; Amerika, Kanada, Japonya, Fransa, Almanya, İngiltere ( Birleşik Krallık) . Rusya ile G 8 olamadı.

    Bu ülkelerde yaşananlara  bakınca global kriz hem AB’yi hem de G 7’leri etkilemenin ötesine geçmiş.

    İkinci Dünya savaşı ile doğu ve batı bloğu ortaya çıkmıştı. Zaman içinde komünizm çökmüş ( doğu bloğu dağıldı ) şimdi de vahşi kapitalizm yolcu ( batı bloğu ülkeler de dağılacak). Birleşmiş Milletler’in yapısı da değişecek. Dünya değişiyor. Çok şey değişecek.

    Bu esnada G 7’ler yani; Çin, Türkiye, Brezilya, Endonezya, Rusya, Hindistan ve Meksika. Bunların girişicimleri alışılmışın dışında hareket ederek, ülke coğrafyası ve genç nüfusu dikkate alarak, hem de siyasi istikrardan yararlanarak ekonomilerini  çok iyi yönetmeyi öğrendiler.  Ben değil, bunları CEO Geoghegan söylüyor. Yerli düşüncelerin, yani muhafazakar kitlenin işe hakim olduğu bu ülkeler ( E 7’ler)  önemli bir Müslüman nüfusa da sahip. Türkiye ve Endonezya zaten Müslüman ülke ama,  Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerde de Müslümanlar hatırı sayılır bir kitle. Bu ülkeler küresel hedefi olan şirketler için iyi bir pazar aynı zamanda. Türkiye’de yönetim bunun farkında. İçimizdeki bazı çevreler de bunun farkına bir varsa. İç ve dış gelişmelere karşı gerek siyasi partiler ( özellikle muhalefet ) gerekse istemezükçüler kendilerini yeniden bir dizayn edebilseler  daha yararlı işler yapılacak.

    Her şey kendini ve bulunduğun ortamı iyi tanımaktan geçiyor. Gerçeklere göre hareket etmek gerekiyor. Sömürgeci ülkeler çalışmadan elde ettikleri rantlarından olunca, ekonomileri de iflas etmeye başladı. Çareyi birliktelikten

    Milli kimliğe sokarak kavgaya dökmek olarak görecek olan bu ülkelerin yakında ne durumlara düşeceğini hep beraber göreceğiz.

    Türkiye istikrarını korumak zorundadır. İç hesaplaşmalara en azından ara verilmeli. Milletin kendi arzusunu iktidar etmektir.

    Necati Bahçeci

    İH Bölge Müdürü