DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Balkan Günlüğü Editör

Balkan Günlüğü Editör

22 Aralık 2024 Pazar

    Tekerlekli Sandalyeyle Profesörlüğe

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Güne her başladığınızda insanların sürekli şikayet halinde olduğunu
    görüyorsunuzdur. İnsanın yaşama umudunu kırıyor ve inanılmaz
    üzülüyorsunuz. Bu yüzden belki de yoğun bir şekilde stresle mücadele
    ediyorsunuz. Ama sürekli halimizden şikayet etmek bir davranış şeklimiz
    olmuş. Mutsuz olmak için belki onlarca neden vardır. Oysa mutlu olacak
    bir çırpıda onlarca şey sayabiliriz.
    Can Dündar diyor ya ; Ne güzeldir dört gözle beklediğin bir haberin
    gelmesi, ağrının dinmesi. Yağmurdan sonra açan güneş, buz gibi sokaktan
    sıcacık eve gitmek. Yorgunluktan bitmişken yatağa uzanmak. Tuttuğun
    takımın ezeli rakibini yenmesi. Sabahları kızarmış ekmek kokusuyla
    uyanmak. Bir doktor muayene kapısından kafanızdaki şüphelerin
    dağılması. Sabah uyanıp o günün tatil olduğunu hatırlamak. Fırından
    yeni çıkmış ekmeğin köşesi. Sudan bir sebeple küstüğün arkadaşınla
    barışmak. Sabahtan beri ayağını vuran ayakkabıyı çıkardığın an.
    Nefes almak,
    Konuşmak,
    Duymak,
    Yürümek,
    Görmek, anlamak…
    Aslında hani diyor ya “Güzel görüp, güzel düşünmek, güzel düşünüp hayattan lezzet almak…”
    Prf. Dr. Onur Güntürk’ün Almanya’da yaşayıp, sinir sistemi üzerinde çok
    önemli çalışmalarıyla dünyaca tanınan büyük bir bilim adamı. Adını daha
    önce duymadınız mı? Gayet normal. Bizim aslan basınımız henüz
    objektiflerini magazinden çekip de gerçek haberlere dönme fırsatı
    bulamadı da ondan… Hala “Elin gavuru yapıyo abi!” zihniyetinde gezinen
    kompleksli düşüncelerle, böyle insanların yetiştiğinden maalesef çok
    azımız haberdar…!  Prof. Dr. Güntürk, Nobel almaya aday isimler
    arasında. Bilim Tutkusu, lateralizasyonla ilgili çalışmalarıyla (beynin
    iki yarım küresinin farklı çalıştığını buldu), beyin konusunda çok
    önemli buluşlara imzasını atan Türk bilim adamı Prof. Dr. Onur
    Güntürkün ün yaşam öyküsü. Henüz dört yaşındayken çocuk felcine
    yakalanan Onur Güntürk’ün bu hastalığa karşı verdiği zorlu mücadelenin
    ve umutsuzluktan umut meydana getirişinin hikayesi. Geçirdiği hastalık
    nedeniyle bağlandığı tekerlekli sandalye, onun bilim yolunda tutkulu
    yürüyüşünü engelleyemedi. 15 yıllık geceli gündüzlü yoğun araştırmaları
    sonucunda elde ettiği önemli buluşları nedeniyle, Bochum Üniversitesi
    Üstün Araştırmalar Ödülü’nü, Alman Araştırma Fonu Bursu’nu ve Gerhard
    Hess Bilim Ödülü’nü kazanan Prof. Dr. Güntürkün’e, 1995’te de
    Almanya’nın en büyük bilim ödülü olan Krupp Bilim Ödülü verildi. Prof.
    Onur Güntürkün’ün yaşamı, bilimin hangi koşullarda, nasıl
    yapabileceğinin, bilimsel ilerlemenin ve bilim geleneğinin nasıl
    gerçekleşebileceğinin, insana verilen değerin bilime giden yolları
    nasıl açtığının canlı bir örneği. Ayrıca 35 yaşında profesör, 39
    yaşında da ordinaryüs profesör oldu. Prof. Güntürk’ün bilim
    çevrelerindeki adı: Türk Hawking

    Bakın bir örnek daha vereyim;

    Avustralyalı Nick Vujicic 26 yaşında bir hayat danışmanı!? Dünyanın
    dört bir yanını dolaşıp, “moral konferansları” veriyor. Yüzlerce insan
    onu dinlemek için bu konferansa akın ediyor. Doğuştan ne kolları ne de
    bacakları var. Sadece iki parmağı olan sağ ayağı var. Hayata böyle bir
    zorlukla başlamış, ama bunu avantaja çevirmeyi başarmış. Şimdi her şeye
    sahip mutsuz insanlar bile onu dinleyerek moral buluyorlar.
    “Hayatın Daha Büyük Amacı” adlı DVD’si satış rekorları kırıyor. “Kollar
    Yok, Ayaklar Yok. Problem Yok”  adlı kitabını yayına hazırladı.
    Yayınevi şimdiden bestseller en çok satan kitap olacağını açıkladı.
    Tetra-amelia problemi sebebiyle dünyaya böyle gelen Nick çok zorluk
    yaşadı. Okulda alay konusu oldu. Öyle ki 8 yaşındayken intiharı denedi.
    Ama 12’sinde dünyayı daha iyi tanımaya başladıkça aslında herkesin bir
    problemi olduğunu kavradı. Dahası üniversite bitirdi, iyi bir finans
    planlama uzmanı oldu. Henüz çocuk yaşta başkaları için umut
    olabileceğini anladı. Hayatın her şeye rağmen yaşanmaya değer olduğunu
    anlatmaya başladı. O kadar başarılı oldu ki, sayesinde bir çok insan
    hayata yeniden bağlanmayı başardı. Bugün Nick’in dünyanın dört bir
    yanında binlerce hayranı var.
    Yukarıda anlatmaya çalıştığım iki hayat hikayesi sanırım yılmamak,
    umutlu olmak, olumlu düşünmekle ilgili öyle büyük dersler veriyor ki;
    bazı şeylerden şikayet edeceksek iki defa düşünmek gerektiğini
    suratımıza tokat gibi çarpıyor. Ne dersiniz?!!!