22 Aralık 2024 Pazar
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Edirne’de geleneksel sanatların yaşatılarak tanıtılması amacıyla açılan “Rumeli Kültür Sanat Akademisi”, usta-çırak ilişkisinin güçlenmesini sağlarken, el emeği ürünlerin daha görünür olmasına imkan tanıyor.
Kentte 15. yüzyılın ilk yarısında inşa edilen ve günümüzde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Devecihan Kültür Merkezi, Valilik tarafından “Rumeli Kültür Sanat Akademisi” ismiyle birçok alanda faaliyet gösteren merkeze dönüştürüldü.
Akademide, Edirnekari, hüsnühat, süpürgecilik, desenleme, sepet örücülüğü, kispet, saraciye, mis sabun, çinicilik ve gastronomi atölyelerinde ustalar tarafından hazırlanan ürünler ziyaretçilerle buluşturuluyor.
İlgi duyanlar da ustaların yanında sanatın inceliklerini öğrenmeye başlıyor.
Gastronomi atölyesinde pişirilen yemekler ziyaretçilerin beğenisine sunulurken, haftanın üç günü İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Roman Müzik Topluluğu, akademiyi ziyaret edenlere müzik ziyafeti veriyor.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, Rumeli Kültür Sanat Akademisi’ni, Edirne’nin kültür, sanat, edebiyat, tiyatro ve müzik merkezi haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Bölgenin unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatları ve gastronomi atölyeleriyle yerli ve yabancı ziyaretçileri ağırladıklarını belirten Soytürk, “Yerli ve yabancı ziyaretçiler bu mekana girdiklerinde onları Roman Müzik Topluluğu’nun tınıları ve ezgileriyle karşılıyoruz. Haftanın 3 günü ziyaretçilerimize Balkan, Rumeli ve Anadolu müzikleriyle nefis bir yolculuk yaptırıyoruz. Atölyelerimizi ziyarete gelecek gruplara da müzik ziyafeti sunmayı planlıyoruz.” diye konuştu.
Atölyelerde geleneksel sanatlarını devam ettiren ustalar da ilgiden memnuniyet duyuyor.
Saraciye ustası Heves Kayın, akademide hem çalıştıklarını hem de çırak yetiştirdiklerini dile getirdi.
Ziyaretçilere kaybolmaya yüz tutmuş sanatlarla ilgili bilgi verdiklerini kaydeden Kayın, “Usta çırak ilişkisi açısından iyi oldu. Daha önce kurslarımızda kalabalık ortamlarda çok verimli olamıyorduk. Burada öğrenciye daha teknik yaklaşabiliyorsunuz. En ince ayrıntısına kadar ilgilenebiliyorsunuz öğrenciyle. Bu yönden faydalı oldu.” dedi.
Hattat Zafer Günal da atölyelerle sanata verilen değerin ortaya çıktığını söyledi.
Akademideki ustaların önceden Edirne’nin farklı bölgelerinde, değişik kurumlarda ders verdiğini belirten Günal, “Herkesin yaptığı el emeği teşhir ediliyor. İnsanlar görüyor, ziyaret ediyor, geziyor. Daha önceden insanlar ‘Edirne’de Edirnekari ustası var mı veya bir hattat var mı’ diye sorduğu zaman kimi ‘Yok’ kimi, ‘Bilmiyorum’ diyordu. Burada toplandık, çok güzel oldu. İnşallah turları da buraya yönlendirecekler.” ifadesini kullandı.
Sepet örgü ustası Özlem Durmaz ise akademide yaptıkları işin daha görünür olduğunu, ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiğini aktardı.