23 Mayıs 2019 Perşembe
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Bundan 23 yıl önce, Karabağ’da insanlar, kadın, çocuk demeden, kafa derileri yüzülerek, hamile kadınların karınları deşilerek, çocuklar çivilerle duvarlara asılarak öldürüldü. Bundan neredeyse yüz yıl önce, üstelik savaş sırasında gerçekleşmiş olayları deştikçe deşen Batı, daha 1992 yılında burnunun dibinde gerçekleşen olaya nasıl da gözlerini kapatıyor! Neden? Bosna’da, Srebrenitza’da olanların üzeri neden örtüldüyse, Kıbrıs’ta, Türklere yapılanlar nasıl unutulup, Türkiye adada işgalci konumuna getirildiyse, Hocalı’da olanlara da o sebepten gözler kapatılmaktadır. Vicdanları tarafından mahkûm edilen, o katliamı yaşamış kişilerin anlattıkları, çektikleri görüntüler Hocalı’nın acısını, vahşetini biraz olsun anlamamıza yardımcı oluyor. Katliamı, Ermeni bir gazeteci olan, Hocalı’dan sonra Beyrut’a yerleşen Daud Kheyriyan’dan dinleyelim; “Ölü vücutları yakmak ile görevli olan ve gaflan denilen grup, 2 Mart günü Hocalı’nın bir kilometre batısında Azerbaycan Türklerinden oluşan 100 cesedi topladı ve yaktı. Son kamyonda başından ve ellerinden yaralanmış 10 yaşında bir kız gördüm. Kızın yüzü mosmordu. Fakat açlığa, soğuğa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Zorlukla nefes alıyordu. Küçük kızın gözlerindeki ölüm korkusunu unutamıyorum. Aniden Tigranyan isimli bir asker kızı tuttu ve cesetlerin üzerine attı sonra cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan cesetlerin arasından bir ağlama, çığlık duydum gibi geldi. Tüm bu olanlara daha fazla dayanamadım.”
ACIMIZI İÇİMİZDE HİSSETSEK TE
Hocalı’nın acısını içimizde hissetsek de, Hocalı katliamının etnik bir temizlik hareketi olduğunu dünya kamuoyuna anlatmak, işkenceler ile öldürülen insanların haricinde vatanlarından sürülen binlerce insan olduğunu hatırlatmak, bunların hesabını sormak için daha fazla gayret etmemiz gerekiyor. Bugün bile ateşkese uymayan Ermenistan, birçok Azerbaycanlı askeri sınır bölgelerinde şehit ediyor, bunu dünyada kaç kişi biliyor? Her gün şehit cenazeleri kaldıran ülkeler olmak bizim kaderimiz mi, tesadüf mü? Bu zamana kadar, Hocalı Katliamı ile ilgili Uluslararası alanda birçok tepki verildi. Dünyanın bu vahşete nasıl? Tepkiler gösterdiğini merak ettim. Bu nedenle, Araştırmamı, bu meseleye yoğunlaştırdım. İçimizde kalan bu acıya, kimler sahip çıktı. Kısaca bunlara değinmek istiyorum. İnsan Hakları İzleme Örgütü “Hocalı Katliamını”, Dağlık Karabağ Savaşı içerisinde yapılan en büyük katliam olarak nitelemiştir. Azerbaycan Parlamentosu 1994’te Hocalı da yaşanan katliamı “soykırım” olduğunu ilan etti. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin 30 üyesi tarafından imzalanan, “Ermenistan tüm Hocalıları öldürdüler ve tüm şehri harap ettiler ifadesinin de yer aldığı ve 19. yüzyılın başlarından beri Ermenistan tarafından Azerbaycan milletine karşı işlenen soykırımı tanınmaya adım atılması gerektiğini bütün parlamento üyelerine açıklanan 324 nolu bildiri” yayınlandı. Ayrıca, 2009’un Şubat ayında Kaliforniya Eyalet Alt Senatosu’nun üyesi Felipe Fuentes, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e yazdığı mektup da Hocalı olaylarını Azerbaycanlıların katliamı şeklinde nitelendirerek, kurbanların ailelerine başsağlığı sunmuştur. Ayrıca, Meksika Senatosu, 2011’de Hocalı olaylarını soykırım olarak tanımıştır.
ANIT YÜKSELİYOR
Üzülerek belirteyim ki yürekli bazı Avrupalı devlet yetkililerinin istekleri doğrultusunda Hollanda’nın başkenti Lahey’de ve Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de birer “Hocalı Katliamı Anıtı” yükselmekte olduğu halde, ülkemde ne İstanbul ne de Ankara’da böyle bir anıt bulunmamaktadır. Bunun yanında, uluslararası siyasi anlamda hiçbir etkinliği olmayan Keçiören’de 2005, Beypazarı’nda 2009, Isparta ile Kızılcahamam’da 2011 yıllarında inşa edilen anıtlardan başka bir anıt yoktur. Öte yandan, söz konusu insanlık kıyımını Azerbaycan, Pakistan ve Meksika devletleri dışında, insan haklarından dem vuran hiçbir ülke tam manasıyla kınamamıştır. Bunların dışında, 2012 yılında, Endonezya parlamentosu Hocalı’da yapılan katliamı soykırım olarak kabul etti. 2013 yılında, Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan Hocalı Katliamı Amerika’da protesto edildi. 2012 yılında, TBMM’de Hocalı katliamında yaşananları unutmamak adına Karabağ-Hocalı sergisi açıldı. 2013 yılında, Hocalı katliamını, Akdeniz Üniversitesi’nde okuyan Azerbaycanlı öğrenciler protesto etti. 2012 yılında, Hocalı katliamında yaşanan üzücü olayların resimleri Taksim’de sergilendi. 2013 yılında, Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (TURSAM), “Hocalı Katliamı”nın yıldönümü dolayısıyla, K.K.T.C ‘yi Meclisi kütüphanesinde, anma etkinliği düzenledi. Hocalı Katliamı’nın hatta Soykırımı’nın üzerinden 23 yıl geçti. Bu tarih artık bir milat olsun. Hocalı’yı anma törenleri ile beraber, mücadelemizi artırarak sürdürelim. Orada olanları unutmadık, unutmayacağız, bu insanlık suçunun cezasız kalmaması için elimizden geleni yapacağız. Ve biliyoruz ki, Hocalı’da, henüz annesinin karnında ölen o bebek, annesine sarılarak kurşuna dizilen 3 yaşındaki kız çocuğu, bir gün adalete kavuşacak!
“Yalan dörtnala gider, gerçek adım adım yürür. Fakat gene de vaktinde yetişir.”