DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Balkan Günlüğü

Balkan Günlüğü

26 Temmuz 2024 Cuma

    Arnavut Ahmet Hoca

    Arnavut Ahmet Hoca
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Rahmetli amcam Yusuf Sait ve eşi Melek yengemle Ramazan ve Kurban bayramlarında ilk ziyarete gittiğimiz yer rahmetli Ahmet hocanın (Ahmet  Giray) namı diğer “Arnavut Ahmet Hoca”nın Buca Dokuz Çeşmeler ’deki  evi olurdu. Maddi durumları değil de gönül durumları çok zengindi. Aile dostlarımızdı. Rahmetli dedem Bekir Sait’in dava arkadaşlarındandı. Ahmet hoca, yanlış hatırlamıyorsam II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından işgal edilen Arnavutluk’ta komünist partizanlara karşı oluşturulmuş 38 Waffen-SS tümeninden biri olan ve Skenderbeg, Türkçesi İskender Bey olan askeri birlikte görev almıştı. Ahmet hoca 7 dil bilen ilginç bir din adamıydı. İkinci Dünya savaşından sonra mecburen İtalya’ya gider. Dört yıl kadar İtalya’da kalır. Savaş bittikten sonra İtalya’da kalmak istemez ve Müslüman olduğu için Türkiye’ye gelmeye karar verir.

    Sağ olsun Bucalı gazeteci arkadaşımız Baki Kanıcı, rahmetli Arnavut Ahmet hoca için bir yazı kaleme almış. Hoşumuza gitti. Hem ahde vefa olur dedik. Kendisinden müsaade alıp yazıyı aşağıda paylaşıyoruz. Rahmetli 2001 yılında hakka yürüdü. Buca yeni kabristanlığında yatıyor. Allah’tan (cc) rahmet diliyorum.

     

    Rifat Sait

     

    Arnavut Ahmet Hoca (Ahmet Giray)

     

    Gazeteci Baki Kanıcı’nın kaleminden “Arnavut Ahmet Hoca”

     

    Arnavut Ahmet hoca ismi bir iki gündür Yanık Kahveler ’deki Arnavut cami fotoğrafı altında gelen yorumlarda geçince sizlere onu anlatmak istedim. Hem küçük bir çocuk gözünden hem yakınlarından dinlediğim kadarıyla…

     

    Önce bendeki Ahmet Hoca’yı anlatayım; Günümüzde Buca Dumlupınar mahallesinden Üçkuyular’a gider iken mülkiyetinin halâ çok değerli Bucalı olan Gaçka ailesinde olduğunu okuduğum, insana sıcaklık veren yapıya gelmeden küçük bir ayakkabı tamir barakası olan Selman dedeye geliş gidişlerimde aşina olmuştum uzun boylu aydınlık yüzlü Ahmet amcayla. Dedem o buranın Arnavut camisinin eski imamı demişti sorduğumda. Ve sonradan öğrendim ki; öyle devletten almıyormuş o zaman maaşını Arnavut Ahmet hoca. Mahalleli topluyormuş maaşını veriyorlarmış gönül rahatlıkları ile inançları gereği.

    Buca Dumplupınar mahallesindeki Arnavut camisi

     

    Sonra ilkokula başladığımız sene tanıştığımız, üzerinden 52 sene geçen sürede, sevgimizden saygımızdan gram noksan olmayan küçük kızları Hayriye ile olan arkadaşlığımız zamanında evlerine gidip gelmeme ses çıkarmayan beni görünce hep o aydınlık pırıl pırıl olan yüzüyle gülen Ahmet amcam oluverdi. Ortaokula başladığımızda koptuk Hayriye ile. Taşınmışlardı herhalde Papazın bahçesindeki evlerinden.

    Dedim ya sözlerimin başında adını hocasından alan cami yani Arnavut Ahmet hocanın camisi (Buca Dumlupınar mahallesindeki küçük eski cami) tartışmasına, Dumlupınar mahallesinde oturan Arnavut kökenli dünyanın en güzel en inatçı insanlarının ikameti dolayısıyla aldığı söylenen adıyla ARNAVUT camisi bir tarihi anıt olarak yerinde durmakta halâ.

     Ahmet hoca ve ailesi

     

    Şimdi size Ahmet GİRAY hocanın filmlere öykü olacak hikâyesini aktarayım yakınlarından dinlediğim kadarıyla.

    1919 yılında Kosova’nın başkenti olan Priştine şehrinde ağabeyi Recep’ten sonra dünyaya gelen Ahmet GİRAY çileli bir süreçte yaşamış. Yugoslavya’nın Alman işgali ile ülkeleri kuşatılınca Almanlar tarafından esir alınır Recep ve Ahmet GİRAY. Sonra Mussoli’nin talebiyle İtalya’da çalışacak Müslüman esirler ile birlikte İtalya’ya giderler Ahmet hoca ve ağabeyi Recep Efendi. Burada beş kızı olan İtalyan ailenin çiftliğinde dört yıldan fazla çalışırlar. Savaş bitince İtalyan yetkililer ülkelerine gelen savaş esirlerine istedikleri ülkeye gitmeleri için izin verir. Çok ısrar eder çiftlik sahibi GİRAY kardeşlere gitmeyin kızlarımızdan ikisi ile evlenin ve buraya yerleşin diye. Kabul etmez bu teklifi iki kardeş ve Türkiye’ye gitmek istediklerini söyler ve izni alırlar.

    1947 yılında Manisa’ya gelirler. Burada eşi Ayşe hanımla tanışır ve evlenir daha sonra yaşamına iş olarak gireceğini bilmediği ibadet üstatlığı Arnavut hoca lakabını yapıştıracak yakasına.

    1950-51 yıllarında Buca’ya yerleşir Ahmet hoca ve eşi. Caminin yanındaki ufak evde oturmaya başlarlar. Burada 1952-1966 yılları arasında imamlık görevini yapar Arnavut hoca.1954 yılında ilk kızı öğretmen olan Ayten sonra Cemile, Nurten, Hayriye, Fetullah ve Nurhan dünyaya gelirler.

    Ağabeyi Recep DDY lojmanlarına geçince Şirinyer’de oturduğu abisinin evine taşınır hoca, sonra İşçievleri tarafına en son Buca Papazın bahçedeki evlerinde otururlar.

    2001 Yılında Buca’da yaşama veda eder Arnavut Ahmet hoca arkasında “ÇOK İYİ İNSANDI SÖZLERİ” ile. Ben de onu öyle hatırlıyorum gülen yüzü ve çocuk yüreğimle.

    İşte adını vermekten sakınılan ARNAVUT Camisi denilemeyen sahibi Bucalı bir ibadethanenin Ahmet hocasının güzel hikâyesini aktardım size.