26 Temmuz 2024 Cuma
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Çeşme’de “Protor” markasıyla sektörde birçok yeni ve güzel projelere imza atan, İzmir Ticaret Odası Konaklama Komitesi ve Meclis Üyesi M. Kaan Yıldırım ile Çeşme turizmini konuştuk. İki yıl içinde yeni ve çok güzel bir projeye daha imza atacağını öğrendik.
Son günlerde yaşanan olaylar turizmi nasıl etkiledi?
Özellikle Ortadoğu’da yaşanan karışıklıkların etkisi ve Avrupa’nın krizde olması nedeniyle bizim ekonomimizin de diğer çevre ve bölgedeki ülkelere göre daha stabil olduğu, ayrıca güzel ve doğru yatırımlar yapıldığı için geçtiğimiz sezon yükselen bir trend oldu. Konaklama kısmında ise, İstanbul rekor kırdı ve turizm girdilerini önemli ölçüde artırmıştık diyebilirim. Ancak bu gün geldiğimiz noktada ülkede başlayan olaylar biraz turizmi etkiliyor. Çünkü turizm bir sonraki sezonu ilgilen konular. Bu sene beklentilerimiz kısmen yatay seyirde gitmesi yönünde diye düşünüyorum.
Çeşme bundan ne kadar etkileniyor?
Bu konu bizim bölgemiz olan Çeşme’yi de etkiliyor tabi. Çeşme biraz da yerli olarak, İstanbul merkezli bir turizm olduğu için daha az etkileniyor. Çeşme kısa ama yoğun bir sezon geçiyor diyebilirim. Her yıl yatak sayısı artıyor. Biz de yeni yatırımlarla katkı sağlıyoruz. Daha önce Kondo Suit’i hizmete açılmıştı. Bu yıl da 88 yataklı Delmar Suit’i hizmete açtık. Önümüzdeki sezon ise, yeni bir projemiz var. Bu projemiz de iki yıl içinde hayata geçecek. Çeşme’de turizmle büyüme gayreti içinde katkı sağlamak istiyoruz.
TURİSTE OPSİYON SUNMAK
Çeşme popüler olmasına rağmen neden turist yok?
Türkiye içinde yeterli popülariteye sahip. Ama Türkiye sınırlarını açması gereken bir belde. Yurtdışında birçok yer gördüm ve gezdiğim zaman Çeşme’nin Fransız Rivierası ne ise Çeşme’nin de aynı oranda hatta fazlası olduğunu gördüm. Gerek plajı, gerekse doğal kliması ile. Ulaşım ise, kara, hava ve deniz yoluyla, feribot ile Sakız’dan Çeşme’ye bağlantıların gelmesi, çevrede olan tarihi güzelliklerimiz. Urla Yarımadası’nın kendi dokusu içinde farklı alanlarının, şarap ve zeytin gibi ürünlerin olması başlı başına bir güzellik. Çünkü turizm artık sadece deniz, kum ve güneşten ibaret değil. Turistlerin ilgisini çeken daha farklılıklar var. Şöyle ki, gurme yemekler ve daha farklı turizm anlayışları dünyada trend haline gelmeye başladı. Çeşme bir çoğunu karşılayacak imkanlara sahip. Efes ise, buradan karayoluyla iki saat mesafede. Burada önemli olan yurtdışı turistlerini Çeşme’ye getirip burada konaklatmak ve onlara tüm opsiyonları sunmak olacaktır. Ancak şu anda bunu yapamıyoruz, çünkü en büyük engel maalesef nitelikli yatak sayısı eksikliği. Örneğin Alaçatı, kendi içinde bir oluşum içine girdi. Orada butik oteller gelişti. Bunlar 4-5 odalı olanları ve maksimum 8 odalı yerler ve daha çok aile işletmeleri şeklinde. Ama farklı bir turizm kolu olduğunu söyleyebilirim. Onun içinde Ticaret Odası’nda bir mücadele veriyoruz.
Nasıl bir mücadele desek?
Bunların havada kalmış bir mevzuatı var. Bu nedenle komitemizin içine butik otelleri temsil etmesi için bir arkadaşımız bunlarla ilgileniyor. Konuyla ilgili bir takım çalışmalar yapıyoruz. Çünkü Butik Oteller sadece İzmir ve Çeşme’de değil, Türkiye’de tüm tatil yöreleri dahil olmak üzere, her yerde var. Farklı konuları ve sorunları olan bir sektör diyebiliriz. İnsanlar neler talep ediyor, ne ihtiyaçları var. Bunları tespit edeceğiz. Örneğin burada bir Eritrai kalıntıları var. Bunu hayata geçirdiğiniz zaman sadece bu bile bir atraksiyon olacaktır. Sonra güzel bir sörf merkezimiz var. Yelkencilik var. Her tarafı denizlerle çevrili olan Çeşme’de termal suyumuz var. Bunun dışında Alaçatı Ot Festivali, yerliye dönük olsa dahi, yeni olmasına rağmen ilgi görüyor. Bu neden yabancıya dönük olmasın. Sonra her yerde üzüm bağları var, bunların yabancıya dönük tadımlarının yapılabileceği bir festival olabilir.
Çeşme’de ne istiyorsunuz öncelikle?
Antalya ve Alanya’da denenmiş olan gibi her şey dahil sistem istemiyoruz. Konaklama ayrı olsun, gelenler çarşıya çıksın, Marina’ya gitsin yemek yesin, kafeterya’ya gidip otursun bir kahve içsin ve esnaf da sebeplensin, turizmden tüm esnaf faydalansın istiyoruz. Bizim en büyük çabalarımızdan birisi de bu yönde olacak. Yatak sayısının artırılması için bir takım planlamaların yapılması ve arazi tahsislerinin yapılması ve yatırımcının da önünün açılması gerekiyor. Çünkü kalan son parseller hem yeterli metrajlarda değil, hem de o metrajlar da imar yok. Değerler çok yüksek olduğu içinde yatırımcı biraz ürkek davranıyor. Halbuki hazineye ait araziler planlanıp, imara açıldığı taktirde önümüzdeki yıllarda Çeşme tutulamayacak hale gelecektir.
Çeşme’de eksik olan nedir?
Tek eksiğimiz biraz daha zevk diyebilirim. Özellikle Alaçatı örneğinde olduğu gibi, demek ki yapıldıktan sonra olabiliyormuş. Bu zevki diğer yerlere de sirayet ettirebilir isek, dışardan gelen insanlar çoğalacaktır. Bizim burada öncelikle katma değer yaratmamız gerekiyor. Bunları yapabilecek o nesil geliyor. Yeni jenerasyon ile önümüzdeki 10 yıllık zaman diliminde, biraz daha ilerlemiş olacağını düşünüyorum. Bu arada Cruise’ların da destinasyon ile Çeşme’ye alınması gündemde. İnsanları buraya bir kez çekebilirsek, gerisi gelecektir. Zaten hizmet sektöründe Türkiye kendini aşmış olduğu için misafirperverliğimizi ülke olarak sağlıyoruz. Avrupa’da eski oteller, eski restoranların kendisine göre güzellikleri olsa da biz her şeyi sıfırdan, sıfır kilometre ile yaptığımız için bunun verdiği bir çekicilik olduğunu düşünüyorum. İnşallah ilerleyen zaman içinde Çeşme havası, denizi ve yıpranmamış bakir bir belde olarak rakipsiz olacağı kanaatindeyim. Bu enerjimiz ile Çeşme Turizmi’ni yurtdışında daha ileri seviyelere taşıyacağımızı söyleyebilirim.