24 Ekim 2024 Perşembe
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Prof.Dr.Erdal Bay
Kuşadasının karşısında Ege denizinde bir ada..
Samos adası
Mükemmel doğası olan bir yerleşim yeri.
Bu adada yaşayan Pisagor bir gün Tanrıya dua eder.
“Tanrım bana dünyadaki en büyük ilmi ver!!!”
O gece rüya görür.
Rüyasında “şuraya git bekle orada aradığın ilmi bulacaksın” derler.
Söylenilen yere gider.
Deniz kenarıdır.
Günlerce bekler ama bir türlü gelmez.
Çıldırmak üzeredir.
Sonra bir ara gözlerini kapar
Dalgaların sesini, rüzgarın esintisini, kuşların cıvıltısını dinlemeye başlar.
Ve buldum der…
Evet aradığı ilmi bulmuştur.
Ahenk-denge ve uyum…Dünyadaki en büyük ilim…
Tanrı her şeyi ahenk-uyum ve denge içerisinde yaratmıştır.
Gece gündüz, ağaç yaprak her şey…
Dünya eksenin eğik olması mevsimleri oluşturur.
Dünyamız kendi ekseninde ve güneş sistemi ekseninde dönerken bile ahenk-uyum ve denge içindedir.
Bu üçlüdeki en küçük bir değişim her şeyi tersine çevirebilir.
Makineler, insan üretimi her şey bu üçlü kural dahilinde işler.
Bir binaya benzetilen insan bedeninde bu üçlü kural vardır. İnsan vücudunun farklı bölgelerinin birlikte ve etkili çalışmasıyla denge kurulabilir. Dengenin olması içinde, kulaktaki denge organının, gözün, duyu sisteminin, beyincik, beyin sapının ve motor sistemin hep birlikte ahenkli çalışması gerekir.
Dünyada her şey “uyum-ahenk ve denge” üçlüsüne göre düzenlenmiştir.
“Düşünü kurduğum her şey bir denge sanatıdır.” Abraham Maslow
Dünya o kadar ilahi bir şekilde organize edilmiştir ki her birimiz kendi yerimizde ve zamanımızda, diğer her şeyle denge halindeyizdir. Hermann Hesse’ye
Yaşamın amacı karşıtlıklar arasında denge kurmaktır. Montaigne
Yaşamak bir denge meselesi. Birine aşırı bağlanmak dengesizliktir” Uganda atasözü
Ünlü bir âlimin çok güzel bir sözü vardı.
“Bir şey haddini aşarsa zıddına dönüşür”..
Aşırı zeki birinin delirmesi…
Aşırı sevginin nefrete dönüşmesi…
Şeyh Edebali’nin “Çok sevildiğin yere sık gidip gelme..” öğretisi de bu üçlüye tam uygun örnektir.
İnsan sevdiğine bile aşırı bağlanmamalıdır.
İbni Sina’nın “az konuş, az ye, az uyu” sözleri…
Eşler, arkadaşlıklar, evlatlar ile ilişkilerde bile bu kural geçerlidir.
Ve bu üçlü kuralı uygulayabilen kişi mutlu olabilir.
Evet her şeyde aslında bu üçlü kural vardır.
Pisagor kupası
Pisafor “uyum-ahenk ve denge” kuralına göre bir bardak tasarlar.
Bu bardak “adalet kupası” olarak ta bilinir.
Bu bardağın altı deliktir. Bardağın içinde belirli bir çizgi vardır. O çizgiye kadar su koyduğunda bardağın altı delik olmasına rağmen su akmaz.
Ancak bardağın içinde çizgiyi geçtiğiniz anda içindeki su hemen alttaki delikten boşalmaya başlar.
Bu bardak aynı zamanda “haddini bil bardağı”dır.
Hayatta böyle değil midir? Bu üçlü kuralı sağlayabilenler ellerindekine sahip olabilirler. Sağlamayanlar ise ellerindekini kaybetmezler mi?
Ez cümle;
Şamana sorarlar “zehir nedir?”
“İhtiyacımızdan fazla olan her şey zehirdir. Güç, tembellik, yiyecek, ego, hırs, ihtiras, kendini beğenmişlik, korku, öfke kıskançlık ve hatta iyi niyet.” diye cevap verir.
“Uyum-ahenk ve denge” üçlüsünü yaşamında uygulayabilenlerden olmak ümidiyle…