30 Aralık 2021 Perşembe
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
“YouTube’a bayılıyorum! Tam bir YouTube düşkünüyüm. Sabah gözümü açıp YouTube’a giriyorum.” Bu heyecan dolu sözler Z kuşağından birine ait değil. Bu sözler, geçen yıl Google’ın ABD’li 55 yaş üzerindeki yetişkin profilini incelediği “Dijital Dünyadaki Yaşlılar” araştırmasına katılan 64 yaşındaki Joan’ın sözleri.
Google, 2020’nin yaz ve sonbahar döneminde niteliksel ve niceliksel bir araştırma yürütmek için pazar araştırması şirketi olan Known ile birlikte çalıştı. Araştırmanın amacı, “baby boomer” kuşağı ile yaşlıların özellikle de sağlık ve sağlıklı yaşamla alakalı olan dijital alışkanlık ve davranışlarını anlayabilmekti.
Bu grubun dijital alışkanlıklarının derinlemesine incelendiği “Dijital Dünyadaki Yaşlılar” araştırmasında internet kullanıcısı yaşlıların yüzde 86’sının internette her gün en az altı saat geçiren, ortalama beş cihaza sahip olan internet tutkunları olduğu kaydedildi. Eğitimli ve ilgili tüketiciler olan bu insanların 10’undan 8’i lisenin ardından eğitimine devam etmiş ve yüzde 82’si akıllı telefonunu her gün kullanıyor.
Yaşlı insanların dijital dünyada giderek daha fazla yer alması sonucunda TV izlemeye ayırdıkları zamanın azaldığı görülüyor. EMarketer’ın tahminine göre “baby boomer” kuşağındakilerin bu yılki TV izleme süresi 2020’ye kıyasla yüzde 5,7 oranında azalacak ve bu azalma 2022’ye kadar devam edecek. Comscore’a göre ise 55 yaş ve üstü yetişkinlerin YouTube videosu izleme süresi Mayıs 2020’den Mayıs 2021’e kadar yüzde 10 arttı.
Anlaşılan önümüzdeki yıllarda yaşlı insanların dijital ortamdaki becerileri artacak gibi eğer onları kazanmak istiyorsanız aşağıdaki üç noktaya dikkat etmelisiniz.
-Tüketicilerinizi anlamak için modası geçmiş varsayım ve sezgilerden değil, veri ve analizlerden yararlanın.
-Kitlenizdeki tüketicilere bulundukları yerde ulaşın. Gördüğümüz üzere YouTube, yaşlıların hayatında önemli bir yere sahip. Bilinirliği ve üzerinde düşünme oranını artırmak amacıyla, daha fazla zaman geçirdikleri yerlere yaptığınız yatırımı artırın.
-Geniş kitleler yerine yüksek değere sahip kitlelere öncelik verin. YouTube’daki birçok amaç sinyalini (pazardaki kitle, yeni emekliler, benzer kitleler, konum) kullanarak en değerli tüketicilerinize geniş ölçekte erişin.
Kamuoyunda ‘sosyal medya vergisi’ olarak anılan vergi kanunu düzenlemesi Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
YouTube gibi sosyal ağlar üzerinden gelir sağlayan vatandaşlardan ve mobil uygulama geliştiricilerinden yüzde 15 oranında stopaj vergisi kesilecek. Kanuna göre söz konusu vergi doğrudan ana kaynaktan yani banka hesaplarından alınacak. Ayrıca bu kişiler gelir vergisinden muaf tutulacaklar.
Özetle daha önceki yazımda belirttiklerimden farklı olarak; halk dilinde Influencer, YouTuber, fenomen vb. adlarla tanımlanan kişiler 7338 No’lu kanun kapsamında ‘sosyal içerik üreticisi’ başlığı altına girdi. 193 sayılı Kanuna mükerrer 20’nci maddesinden sonra gelmek üzere “Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası” maddesi eklendi.
Facebook, bu yıl içerisinde Ray-Ban ile bir çalışma yaparak, iki kameraya ve üç mikrofona sahip Ray-Ban Stories adlı bir gözlüğün üretilmesine önayak olmuştu. Eylül ayında satışına başlanan gözlükten sonra, Facebook, şimdi de akıllı gözlüklerin yeni kullanım alanlarını araştırmak amacıyla Ego4D adında bir proje başlattı.
Gözlüklerin sadece internet üzerinden çekilecek bilgileri göstermekte değil, kullanıcıların sordukları soruların yanıtlanmasında da kullanılması amaçlanıyor. Örneğin, anahtarımı nerede unuttum gibi.
Yalnız, AR (artırılmış gerçeklik) gözlüklerinin henüz sahip olmadığı fakat gelecekte mümkün olabilecek bazı özellikleri çeşitli mahremiyet sorunlarına yol açabilir. Google’nin birkaç yıl önce Google Glass’ı tanıtmasının ardından, gözlüklerin insanların videolarını kaydetmeye olanak sağlaması üzerinden aldığı tepki düşünüldüğünde, AR gözlüklerin varlığı daha büyük bir probleme dönüşüyor. Zira AR ile örneğin, gözlüğün görüş alanındaki insanların kimliklerinin tespit edilip gözlük kullanıcısına yansıtılması ihtimali doğuyor.
Öte yandan, akıllı gözlükler sadece video kaydetmekten fazlasını yapabilirler. İnsanları tanıyabilen, ifadelerini algılayabilen, kişisel bilgileri gösterebilen, konuşmaları kaydedip analiz edebilen gözlüklerin olduğu bir dünyaya hazırlanmak gerekiyor. Bu tür uygulamalar güvenlik ve mahremiyet konusunda sorulara yol açıyorlar.
Görülen o ki Black Mirror, The Entire History of You adlı bölümünün gerçeğe dönüşmesi an meselesi.
Her sabah teknolojik yeniliklere uyandığımız bu günlerde gündemi yakalamak ve çağımızın dijital dönüşümünü merak ediyorsan arada yazılarıma göz atmayı unutma. İstersen soru, görüş, önerilerini de buradan erturkgurbuz@gmail.com paylaşa bilirsin.