09 Aralık 2024 Pazartesi
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Kış mevsimi beraberinde kar , buzlanma sis ve yağmur gibi zorlu hava koşullarını beraberinde getiriyor. Bu mevsimde yollar , sürücüler için adeta bir test alanına dönüşüyor. Maalesef hava koşullarının bu denli kötü olması beraberinde trafik kazalarını da beraberinde getiriyor. Trafik kazaları, her yıl binlerce insanın hayatını etkileyen önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle yaralamalı trafik kazaları, sadece fiziksel sağlık değil, aynı zamanda psikolojik ve maddi yönden de mağdurlar üzerinde derin izler bırakabiliyor. Yaralamalı trafik kazalarında, mağduriyetin giderilmesi ve hukuki süreçlerin doğru şekilde işletilmesi oldukça önemlidir. Ancak pek çok kişi bu süreçte sahip olduğu hakların farkında değildir. Bu yazıda, yaralamalı trafik kazalarına ilişkin hukuki haklarımızı ana hatlarıyla ele alacağız.
Yaralamalı trafik kazalarında mağdurların birden fazla yasal hakkı bulunmaktadır:
• Maddi Tazminat Hakkı:
Kaza sonucu oluşan sağlık giderleri, iş gücü kaybı ve diğer maddi kayıplar için tazminat talep edebilirsiniz. Bu tazminat, kazaya neden olan tarafın zorunlu trafik sigortası kapsamında karşılanabilir. Örneğin, hastane masraflarınız veya kazadan dolayı işinize bir süre ara vermek zorunda kaldığınızda kaybettiğiniz gelir, bu kapsama dahildir.
• Manevi Tazminat Hakkı:
Kaza sonucu yaşanan psikolojik travmalar, korku veya acılar da manevi tazminat talep etmenize olanak tanır. Mahkeme, olayın boyutuna ve yaşanan zararın derecesine göre bu tazminat miktarını belirler.
• Sigorta Kapsamı:
Türkiye’de, araç sahipleri için zorunlu trafik sigortası ve kasko sigortası gibi güvenceler bulunmaktadır. Bu sigortalar, hem mağdur hem de kazaya neden olan taraf için maddi sorumlulukların belirli bir kısmını üstlenir. Eğer kaza geçiren kişi, kazaya karışan bir aracın yolcusuysa, o aracın sigortasından yararlanabilir.
• Cezai ve Hukuki Sorumluluk:
Trafik kazasına neden olan kişi, trafik kurallarını ihlal etmişse ya da dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu bu kazaya sebep olmuşsa, ceza davası açılabilir. Bu dava, mağdurların adaletin yerini bulmasını sağlamak adına önemli bir adımdır.
Mağduriyetlerin Azaltılması İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler:
•Delil Toplanması: Kazanın nasıl gerçekleştiğini kanıtlamak adına olay yeri fotoğrafları, kamera kayıtları ve tanık ifadeleri gibi delilleri toplamak hayati önem taşır.
•Uzman Desteği Almak: Hukuki süreç karmaşık olabileceği için bir avukattan yardım almak, haklarınızı tam anlamıyla savunabilmeniz için gereklidir.
•Sigorta Şirketleriyle İletişim: Kaza sonrası sigorta şirketine durumu bildirmek, tazminat sürecinin hızlanması adına önemlidir. Ancak, sigorta şirketlerinin teklif ettiği ilk ödeme her zaman mağdurun hak ettiği miktar olmayabilir. Bu nedenle, teklifi değerlendirmeden önce bir uzmana danışmak faydalı olacaktır.
Yaralamalı trafik kazaları hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlu süreçlere neden olur. Ancak hukuki haklarımızı bilmek, bu süreci daha kolay atlatmamızı sağlar. Tazminat hakları, sigorta güvenceleri ve dava süreçleri gibi mekanizmalar, mağdurların zararlarını telafi etmeyi amaçlar. Bu tür durumlarda profesyonel hukuki destek alarak adaletin sağlanmasını talep etmek herkesin hakkıdır. Unutmayalım ki bilgi, hak aramanın en önemli anahtarıdır.
Av. EYYÜP SAĞIR
Ülkemizde uzun yıllardır toplumun büyük bir bölümü tarafından dile getirilen EYT(Emeklilikte Yaşa Takılanlar) meselesi sonunda çözüme kavuşturuldu. EYT düzenlemesi Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Düzenlenmenin yasalaşmasıyla birlikte birçok hak sahibi düzenlemeden faydalanmak için çeşitli yollar aramaktadırlar. Hak sahiplerinin başvurduğu yollardan biri de Hizmet Tespit davasıdır.
Hizmet tespit davası, bir işçinin sigortasız çalıştırıldığı dönemi sigortalı hale getirmek için açılan dava çeşididir. Bu davayı sigortası hiç bildirilmeyen , eksik bildirilen, işe girişleri geç yaptırılan bütün işçiler açabilmektedir. Hizmet tespit davası 5 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Bu süre işyerinde çalışmanın son bulduğu günden itibaren işlemeye başlar. Örneğin işçi, 2013 yılında girmiş sigortasız çalışmaya başlamış ve 2017 tarihinde işten ayrılmışsa, süre 2017’den işlemeye başlar. Hak sahibi dava açarak 2015 yılından itibaren, hizmetinin tespitini talep edebilir. Ancak bazı istisna hallerin olması durumunda bu süre işlemeyecektir.
İstisna haller şunlardır; işveren SGK’ya işçi için, işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu ve sigortalı hesap fişi vermişse, yada İşçilik alacakları için aynı döneme ait kesin hüküm taşıyan mahkeme kararları veya müfettiş durum tespit tutanağı varsa 5 yıllık hak düşürücü süre işlemez, işçi süreye tabi olmadan dava açabilir.
EYT için en önemli şart hizmet başlangıcının 8 Eylül 1999 tarihinde önce olmasıdır. İşçi, sigortasız çalıştığı günlerin tespiti adına hizmet tespit davası açıp kazanırsa EYT’den faydalanabilir.
Burada üzerinde durulması gereken en can alıcı nokta işçinin 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olunup olmamasıdır. Eğer 5 yıllık hak düşürücü süre açısından yukarıda bahsettiğimiz hak düşürücü sürenin istisnalardan birisi gerçekleşmiş ise, işçi artık hizmet tespit davası açıp kazanırsa, EYT’den faydalabilir.
Netice olarak hizmet tespit davaları, EYT ile yakından ilişkili olup, davanın kazanılması halinde EYT’den de faydalanılabilir.
Av. EYYÜP SAĞIR