12 Eylül 2023 Salı
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Balkanlar.. Tarih boyu Güneş’i kovalamış bir milletin Avrupa’ya girdiği, tutunduğu, yaşamaya başladığı ve yaşayanlarla iç içe geçtiği ve de asırlarca hüküm sürdüğü yer…
“İslam’ın beklediği en şerefli gündür bu
Rum Konstantiniyye’si oldu Türk İstanbul’u” dizelerini yazmasına sebep olan Kutlu Fetih’ten bir asır önce Devlet-i Aliyye’nin Balkanlar’daki fetihleri başladı. Balkanlar İstanbul’dan da Trabzon’dan da önce Türk oldu.
11 yıllık Fetret Devri’nde; devletin başsız kaldığı dönemde bile Balkanlar’da kayda değer bir isyan çıkmadı. İskan politikasıyla Balkanlar ile Anadolu et ile tırnak oldu. Dili, dini fark etmeksizin Balkanlar’ın her karışı bizle aynı sancak altında yaşama iradesi gösterdi.
Yeniçeri ve Sipahiler’e devşirme sistemi ile her köyden çocuklar toplanırken, kanun gereği Bosna bundan azade tutuldu; kanun hükmü “müslümanlar devşirme yapılamazdı” Bosnalılar ise bu ayrıcılığı istemedi. Kanuni’ye mektup yazıp; “müslüman olsak bile çocuklarımız Devlet-i Aliyye’nin hizmetine girsin” diye talep ettiler. Bu talep üzerine; padişahın özel fermanıyla Bosna’da devşirme sistemi uygulanmaya devam etti. Sadece asker olarak değil, Enderun’da da yetişmiş liyakat sahibi fertler olarak 78 vezir çıktı cihan devletine Balkanlar’dan. ‘Saraybosna’ adı, saraya bu kadar çok vezir koyup; devletle hem yönetilen hem de yöneten olarak bu bütünleşmeden gelir.
Fazla teferruata, lafı eğip bükmeye gerek yok.. Biz sadece Anadolu’ya sıkışmış bir millet değiliz! Avrupa’da müslüman demek Türk demek. Türk demek “Balkanlar’ın Hamisi” demek.
90’larda Sırplar’ın soykırımını durdurmak için ‘Türk Barış Gücü’ bölgeye gidince, ilk duydukları söz şu oldu; “Nerde kaldınız?”
İşte biz tam da bu yüzden güçlü olmak zorundayız çünkü bizim uzatacağımız eli bekleyen, kardeşliğimizin sürdüğü kocaman bir ‘Gönül Coğrafyamız’ var. Orta Asya’dan; Balkanlar’a, Kırım’dan; Kıbrıs’a, Karabağ’dan; Kerkük’e “Bu Memleket Bizim”
Her yerde biz varız.
Biz her yerdeyiz.