18 Haziran 2023 Pazar
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Türkiye’nin tek Balkan gazetesi olarak Balkan ülkelerine yapılan bu
önemli geziye sayın Bakan Çağlayan’ın bakanlık basın müşavirliği
tarafından değil de Makedonya devlet bakanı sayın Hadi Nezir tarafından
davet edilmemiz ilginçti.Bu vesileyle sayın Hadi Nezir’e çok teşekkür
ediyorum.Ayrıca Makedonya’daki güzel organizasyon için hem sayın
Nezir’i hem de Türk partisi genel başkanı sayın Dr. Kenan Hasip’i
tebrik etmek istiyorum.Diğer yandan sayın Zafer Çağlayan’ın yanındaki
bazı bürokratların işgüzar ve kraldan çok kralcı davranışları sayın
bakanın başarılı çalışmalarına maalesef eksi puan getirmiştir.Sayın
Çağlayan merak edecek olursa kendisine detaylı bilgiyi veririz.Ayrıca
şunu da önemle vurgulamak gerekir ki; 136 kişilik kalabalık bir heyetle
gidilen Makedonya ve Kosova gezisi bana göre özetle “Dağ fare
doğurmuştur” Ama tekrar ediyorum, bu olayda sayın bakanı tenkit
etmiyorum.Bilakis sıcak ve pratik davranışlarıyla sayın Çağlayan puan
topladı.Ama kendisi de bilir ki bu işler takım işidir.Takımınız zayıfsa
gol kralı olsanız da fark etmez.Evet birkaç anlaşma
yapılmıştır.Tokalaşmalar ve tebessümler atılıp espiriler
yapılmıştır.Ama önemli olan sonuçtur.Bu önemli gezide kantitatif büyük
bir anlaşma oldu mu? Bunu merak ediyorum.Sayın Çağlayan girdiği her
toplantıda biz hazırız , hemen falanca anlaşmayı filanca yazışmayı
hemen şu anda yapabiliriz dedi.Ama maalesef karşıdaki Kosovalı bakanlar
buna hazır değildi.Sanırım onlar bu spontone anlaşmalara hazır
değillerdi.Bu arada bakan sayın Çağlayan’ın Türk işadamlarına yönelik
şu sözleri çok güzeldi ve doğrusu hoşuma gitti: “ Burada (Kosova ve
Makedonya’da) sadece para kazanmak için iş yapmayın.Dengeleri
koruyun.Buraları bizim için önemli”
101 işadamı hem Makedonya’da hem de Kosova’da muhadil işadamları ile
görüştüler.Organizasyonu yapan Uludağ ihracatçı birlikleri ve DEİK
sanırım işadamlarımızın kaç tane anlaşma yaptıklarını detaylı olarak
açıklarlar.Bu turistik bir gezi olmadığına göre herhalde birkaç anlaşma
yapılmıştır.Burada sakın yanlış anlaşılmasın Ne Uludağ ihracatçı
birliklerini ne de DEİK’i eleştirmiyorum.Bilakis özellikle Uludağ
ihracatçı Birliklerini, başta Genel sekreter sayın İbrahim Okur ve
sayın Önder Evci’yi tebrik ediyorum.Oldukça başarılı bir organizasyon
gerçekleştirdiler.Her şeyden önce iyi niyetliydiler.
Bu gezide gördük ki; Balkanlar için yapılması gereken daha çok şey
var.Ancak bunlar ne bu gezilerle ne de bazı bürokratlarla
çözülebilir.Türkiye Cumhuriyeti’nin özellikle Balkan ülkelerine yönelik
özel uzman ve danışmanlara ihtiyacı vardır.Bu uzmanlar bu bölgeleri
tanıyan, hatta mümkünse oralardan göç etmiş ailelerin çocukları
olabilir.O bölgenin insanını tanıyan, huyunu suyunu bilen, dilini
konuşabilen.Onlar size birer köprü olurlar.Diğer taraftan Balkanlara
ilk defa gelmiş ve belki de bir daha gelmeyecek ve hatta içinden “
nerden geldik buralara, bitse de bir an önce Türkiye’ye dönsek “ diyen
bazı maaşlı bürokratların çözemeyeceği kadar zordur Balkanlar.
Son olarak bizler Kosova’da iken bir Türk firması ENKA’nın da içinde
olduğu konsorsiyum’un başarılı olarak gerçekleştirdiği Kosova ve
Arnavutluk’u birbirine bağlayan tünelin açılışı bölge halkını çok
heyecanlandırdı.Arnavutlar birbirlerini sanki bir bayram günü gibi
sevinçle tebrik ediyorlardı.Erik dağını delip geçen tünel ile Kosova
devleti kardeş Arnavutluk’a karadan yakınlaşıyordu.Ancak daha önemlisi
Kosova’nın artık Arnavutluk tarafından verilen deniz kıyısında (Durse)
bir limanı olmuştu.Bu yüzden ben de bu bayram günü için tüm Kosova ve
Arnavutluk halkını tebrik ediyorum.Ayrıca Kosova’daki görüşmelerde
Kosovalı bakanların Devlet bakanı sayın Zafer Çağlayan’dan Kosova’nın
Dünya bankası üyeliğine kabulü için destek talebi vardı.Dün Kosova,
Dünya bankasına üye oldu. Bunda Türkiye’nin büyük emekleri olmuştur.Bir
diğer gelişme yine Türkiye’nin destekleri ile İslam Konferansı örgütüne
Kosovalı bir uzmanın davet edilmesi olmuştur.Kosova’nın ve
Kosovalıların bu güzellikleri unutmayacağını düşünüyorum.Tıpkı
Kosova’yı tanıyan ilk ülkenin Türkiye olduğu gibi.Ancak Kosova’daki
bazı ihalelerde Kosova’da yaşayan Türk işadamlarının tepkileri
olduğunu duyduk ve üzüldük.Kosova hükümetinin bu konuda hassas olmasını
rica ediyorum.
Rifat Sait