DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Rifat SAİT

Rifat SAİT

18 Haziran 2023 Pazar

    Tebrikler BAHAD

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    1984-1989 arasında Bulgaristan’daki Türkler, isimlerinden
    vazgeçmedikleri için özgürlüklerinden alıkonuldular. Evlerinden,
    ülkelerinden sürgüne gönderilerek endişe dolu yeni bir hayata
    zorlandılar.
    O dönemde yaşanan mağduriyetleri ve hafızalarda hâlâ taze olan anıların
    acısını kısmen hafifletebilmeye yönelik çalışmalar yapmak üzere Temmuz
    2004’te Bursa’da faaliyetlerine başlayan Balkanlarda Adalet, Haklar,
    Kültür ve Dayanışma Derneği (BAHAD), bu konuda önemli adımlar atıyor.
    BAHAD üyeleri, 1999’da Sofya Askeri Mahkemesi’nde başlattıkları hukuki mücadelelerinde bugüne kadar bir sonuç elde edemediler.
    Konuyu AB kurumları nezdinde gündeme getirmeye yönelik çalışmalara
    yönelen BAHAD yöneticileri, bu kapsamda Avrupa Komisyonu (AK)
    yetkilileriyle çeşitli temaslarda bulunarak, Belene’de yaşadıklarından
    ve taleplerinden bahsettiler. Sonuçta da önemi bir başarıya imza
    attılar.
    AB üyesi olduğu dönemden bu yana adli sistemdeki eksiklikleri
    dolayısıyla AK raporlarında sert bir şekilde eleştirilen Bulgaristan,
    “AK’na Üye Ülkelerin Taahhütleri ve Sorumluluklarını Yerine
    Getirmesi’ne İlişkin İzleme Komitesi” tarafından hazırlanan 07 Nisan
    2009 tarihli “İzleme Sonrası Bulgaristan İle Diyalog” başlıklı raporda
    bir kez daha açıkça eleştirildi.
    Bu raporu bizler açısından önemli kılan ise Belene mağdurları ve BAHAD’ın çalışmaları konusuna da değinmesi.
    Söz konusu raporun “Belene Eski Tutuklularının Talepleri” başlığı altındaki 80. ve 81. maddelerinde;
    “Belene toplama kampında yatan 517 mağdur ve Bulgaristan’dan 1984-89
    yılları arasında zorla göç ettirilenleri temsil eden BAHAD ile birçok
    görüşme yapıldığı, zorla göç olayları esnasında yaklaşık bir milyon
    Türk’ün asimilasyona zorlandığı, 850-900 Türk’ün de haksız yere ve
    keyfi olarak hapse ya da toplama kamplarına gönderildiği,
    Mayıs-Eylül 1989 döneminde, Bulgaristan’ı tek bir etnik yapıdan oluşan
    devlet yapmak amacıyla, 350.000 Türk’ün zorla Türkiye’ye gönderildiği,
    AKPM Bulgaristan Heyeti Başkanı Ünal Lütfi’nin Ocak 2006 ayındaki
    totaliter komünist rejim suçlarının uluslararası alanda kınanmasına
    ilişkin AKPM toplantısında bu olayları, ‘bir azınlığın dini, siyasi ve
    etnik kimliğini yıkma amaçlı etnik soykırım’ olarak nitelendirdiği,
    Belene Toplama Kamp’ında yatanların, ‘1984-89 yılları arasında işlenen
    suçların incelenmesi ve suçluların mahkemeye çıkarılması, Bulgaristan
    devletinin mağdurların maddi ve manevi zararlarını karşılaması,
    cezaevinde kalınan yılların hesaplanarak, emeklilik yaşı ve emeklilik
    maaşına sayılması’ taleplerinde bulundukları,
    Belene mağdurlarının temsilcilerinin, iç hukuk yollarının tüketilmemesi
    nedeniyle, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne
    taşıyamadıklarını ileri sürdükleri, bu şahısların siyasi olarak temsil
    edilmemeleri nedeniyle, yetkililerden taleplerinin göz önüne
    alınmasının istendiği”
    hususlarına yer veriliyor.
    Ayrıca raporun “Ulusal Azınlıklara Mensup Şahısların Hakları” başlığı altındaki 36.-45. maddelerinde ise;
    “Bulgaristan’daki en büyük iki azınlığı oluşturan Türklerin ve
    Romanların ayrımcılığa zorlandıkları, 1984-1989 arasında Türklerin eşi
    benzeri görülmemiş ölçekte insan hakları ihlallerine maruz
    bırakıldıkları, 1990’lardan bu yana Türklerin durumunun oldukça
    geliştiği, Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin Bulgaristan’daki
    belediyelerin %12,5’ini, belediye meclis üyeliklerinin ise %15,2’sini
    kazandığı, Romanların durumunun ise aksine endişe verici olmaya devam
    ettiği, Bulgaristan’ın ‘Avrupa Bölgesel ve Etnik Diller Sözleşmesi’ni
    imzalamadığı”
    vurgulanıyor.
    AK İzleme Komisyonu Başkanı Serhiy Holovaty tarafından hazırlanan
    rapor, Bulgaristan için oldukça ağır eleştiriler içeriyor. Dileyenler,
    raporun İngilizce orijinal metnini
    http://assembly.coe.int/CommitteeDocs/2009/20090407_amandoc35rev-2008.pdf
    adresinden okuyabilirler.
    Bulgaristan, BAHAD üyelerinin takip ettiği hukuki süreci ısrarla
    sürüncemede bırakarak zaman aşımına uğratmayı planlıyor. Ama şunu
    gözden kaçırıyorlar: Davaya konu taleplerin zaman aşımına uğratılması
    durumunda (ya da öncesinde) BAHAD konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
    (AİHM)’ne taşıyacaktır. Bu durumda ise kaybeden kesinlikle Bulgaristan
    olacaktır. Zira dava açılması ya da daha önce açılmış davaların
    sonuçlandırılması yönünde BAHAD’ın talepleri var ve bunlar kayıtlarda
    yer alıyor. Diğer taraftan, AK’nun hazırladığı bu gibi raporlar da
    AİHM’de açılacak bir davada önemli kanıtlar olacaklardır.
    Bulgaristan, Belene’yi hatırlamamakta ısrar etse de birgün buna mecbur kalacak. Bunu da BAHAD başaracak.
    Tebrikler BAHAD…