20 Temmuz 2020 Pazartesi
15 Temmuz
AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Vefa Tiyatrosu Yeni Sezonun İlk Oyunu ile Perdelerini Açtı
İsviçre’de silah talepleri arttı
Beyaz Eşyalarda Artık Sararma Olmayacak!
Yunanistan' ın Su Krizi ve Yangınlarla Mücadelesi: Turizm ve İklim Krizinin Çifte Darbesi
Yeni tip korona virüs (Kovid-19) dünyada ve ülkemizde birçok açıdan yaralar açtı. Virüs, neredeyse her sektörde olduğu gibi turizmi de vurdu.
Ancak son gelişmeler yüzümüzü güldürecek türden…
Korona sürecinin yaz tatiliyle birleştiği şu günlerde İzmir’deki tüm otel, apart, pansiyon gibi konaklama merkezlerinin dolu olduğunu gözlemledim. Türkiye’nin birçok noktasında hizmet veren turizmci dostlarıma da konuyu açtım ve aynı cevabı aldım:
Evet, her yer hareketli…
Bu gerçekten çok sevindirici bir gelişme.
Bu durum, insanlarımızın tedbiri elden bırakmadığının, sahip oldukları değerlerle kendi önlemlerini aldıklarının, olması gereken bilinç düzeyine ulaştığının da göstergesi aslında. Normalleşme kararları kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yayımladığı hijyen genelgesinin de bunda büyük payı olduğunu düşünüyorum. En küçüğünden en büyüğüne tüm işletmelerde konukların ve mekandaki görevlilerin aynı titiz yaklaşımı söz konusu…
Pideciler mesela… Evimizin mutfağı kadar tertemiz mekanlar… Pırıl pırıl, ışıl ışıl…
Evlerinde maddi durumu elverişli olmasına rağmen virüsten korkan ya da durumu tatile elverişli olmayan, hatta çarşıya, pazara gidip alışveriş yapamayacak kadar korkan vatandaşlar var.
Onlara diyeceğim şu ki; korkmasınlar…
Gereken önlemler alınmış durumda.
Hak veriyorum, kolay değil; 3-4 ay evlerimizdeydik. Sıkıldık. Bazılarımızın ruh hali bozulma noktasına ulaştı. Ancak bu şekilde de bir yere varamayız. Ayağa kalkmalıyız. Tedbiri elden bırakmadan dışarı çıkmalıyız…
Ekonomideki çarkların yeniden dönmesi için turizmi hareketlendirmeliyiz.
Havayolu dahil tüm ulaşım ağlarını doğru kullanarak, kurallara uyarak gerçekleştirilen turizm hareketleri yüzümüzü güldürecek sonuçlar doğuracaktır.
Kurallara uymak diyorum; çünkü hijyen korona virüsten korunmanın ve tüm dünyada müşteri memnuniyetinin ön koşulu.
30 yıllık iş hayatımda pek çok toplumsal soruna şahit oldum. Buna rağmen ekonomik ve sağlık açısından ilk kez bu kadar ciddi bir kriz gördüm. Son yaşananlar elbette beni de ürküttü.
Ancak şu bir gerçek ki; asla yılmadık. İnsanlık için, güçlü ekonomimiz için yılmadık… Sendelesek de kalkmayı bildik…
Tıp dünyasının çare bulmak için canla başla mücadele ettiği bu salgın dönemi elbette bitecek ve hayat devam edecek.
Korkuyla bir yere varılmaz. Sahada hareket halinde olmalıyız.
Süreç devam ederken İzmir’in büyük potansiyele sahip sağlık turizmini güçlendirelim.
İspanya’dan İtalya’ya, Karayipler’den Bahamalar’a kadar dünya turizminin zor durumda olduğu bir gerçek. Hal böyleyken, sektörde hizmet veren bireysel firmalar olarak sağlık turizmi konusunda hem Hükümet, hem de uluslararası bağlantılarla istişarelerimiz devam ediyor. Uluslararası sağlık turizmini kalkındırmamız gerekiyor. Ülkesini seven, memleketinin çıkarlarını korumak için elini her zaman taşın altına koyan bir işveren olarak üstüme düşen görevleri yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim…
Sağlık turizmi dahil sektörün doğru adımlarını yakında göreceğimize hiç şüphem yok.
Sağlıkla kalın…
TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu
İcra Kurulu Üyesi