DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Ufuk Klinçe

Ufuk Klinçe

05 Ağustos 2021 Perşembe

    Kendini Saydır Türküm De!

    Kendini Saydır Türküm De!
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Ufuk Klinçe

    Değerli Kuzey Makedonya Türk toplumu, bildiğiniz üzere, kadim tarihimiz, toplumsal ve milli haklarımız, ecdadımızın bize bıraktığı vasiyetin yerine getirilmesi, geleceğimizin inşaası, gelecek nesillerin menfaati, var oluşumuzun güvence altına alınması ve umutlarımızın yaşatılması adına önemli bir döneme yani sayım sürecine girmiş bulunmaktayız. Malumunuz birçok kafadan ses çıkan bu konu hakkında bilgi kirliliği hat safhada. Bu sebeple bir hukukçu gözüyle sayımın ne olduğunu, sayımın önemini, özellikle Kuzey Makedonya Türk toplumu olarak sayıma katılmamızın ehemmiyetini, ‘meşhur’ hakça temsil ilkesini ve onun uygulanmasında sayımın nasıl bir rol oynadığını mamafih sayımı gerçekleştirecek kurum ve kuruluşların ve Kuzey Makedonya Cumhuriyeti 2021 Nüfus, Hanehalkı ve Konut Sayımı Kanunu’nun hakça temsil ilkesiyle bağdaşıp bağdaşmadıklarını gözler önüne sereceğim.

    Nüfus sayımı nedir, neden yapılır ve neden önemlidir?

    Nüfus sayımı, nüfusun sayısını belirlemek ve nüfusun özelliklerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılır. Daha doğrusu nüfus sayımı toplumun doğum ölüm hızı, nüfus artış miktarı, eğitim durumu, işsizlik durumu, gelir seviyesi gibi konuların ölçülmesini, kısacası nüfusun niceliklerinin ve en önemlisi de niteliklerinin bilinmesini hedefler.

    Yapılan nüfus sayımı sonucunda elde edilen bilgilere göre bir ülkenin kalkınmasında alınan kararların amaçlanan hedeflere ulaşması için planlamalar, politikalar yapılmaktadır. Bu doğrultuda, alınması gereken tedbirler ve uygulamaya konulacak programlar belirlenir.

    Ülkemizin nüfus sayımı tarihi

    Devlet İstatistik Kurumu internet sitesinde paylaşılan verilere göre ülkedeki ilk (sadece erkekleri ve vergi taşıyıcılarını kapsayan) nüfus sayımı 15. yüzyılda Osmanlı devleti tarafından yapılmıştır. Ülkede ilk modern nüfus sayımı ise 1921’de gerçekleşmiştir. Bu tarihten itibaren, sekiz nüfus sayımı yapılmıştır (1948, 1953, 1961, 1971, 1981, 1991 и 1994 и 2002). 2011 yılında Nüfus Sayımı Komisyonu üyelerinin toplu ve geri dönülemez bir şekilde istifa etmelerinin ardından kesintiye uğrayan 2011 nüfus sayımı ise bu veriler arasında yer almamıştır.

    Ülkemizin nüfus sayımı tarihi demişken, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti sayım tarihini değiştirecek Doç. Dr. Adnan Şerif’in Kuzey Makedonya Devlet Arşivi yayınlarından olan “Makedonya Tarihi Hakkında Osmanlı Belgeleri – XIX. YY Sayımları – Üsküp Sancağına Bağlı Üsküp Kazası” kitabının Ocak 2021’de okuyucuları ile buluştuğunu sizlerle paylaşmadan duramayacağım. Kitapta, 19. Yüzyılın ilk yarısında gerçekleştirilen nüfus sayımının, tarihçiler arasında ilk modern nüfus sayımı olarak kabul edildiği, çünkü 1832/33 yıllarında yapılan nüfus sayımında verilen ayrıntılı bilgilerin, daha önceki kaynaklarda rastlanmadığı’ ifade edilmiştir. Bu konuya ilgi duyanların kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.

    Hakça temsil ilkesi hakkında bilmeniz gereken her şey

    Bildiğiniz üzere, 13 Ağustos 2001’de iki büyük Makedon partisi (VMRO-DPMNЕ ve SDSM) ve iki büyük Arnavut partisi (DPA ve PDP) liderlerinin ve Cumhurbaşkanı Boris Trajkovski’nin katılımıyla Ohri Çerçeve Anlaşması imzalanmıştır. Ohri Çerçeve Anlaşması Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin yakın tarihinin en büyük sorununun çözümü amacıyla imzalanmıştır. Bu anlaşma özetle; şiddete başvurmama, ülkenin toprak bütünlüğünün korunması, çoklu-etnik yapının korunması, düşmanlıkların son bulması, yerel yönetimlerin AB standartlarına uygun bir biçimde yeniden düzenlenmesi ve yetkilerinin artırılması, hakça temsil ilkesi ve devlet dairelerinde oransal temsil ilkesinin benimsenmesi gibi hususları içermiştir. Anlaşma ayrıca anadilde eğitim hakkı, etnik grupların dilsel, kültürel ve dini sembollerini kullanabilmeleri ve azınlık haklarının geliştirilmesi gibi konuları da kapsamıştır. Çoğunluk oluşturamayan etnik gruplara özel kontenjanlar aracılığıyla pozitif ayrımcılık uygulanması da bu ilke bağlamında öngörülmüştür.

    Ohri Çerçeve Anlaşması’nın bizim bakış açımızdan en önemli ilkesi “hakça temsil ilkesi”dir. Bu ilke, mevcut yasaların herkes için eşit bir şekilde geçerli olabilmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesine, ayrımcılığın asla kabul edilmeyeceğine ve hatta Kuzey Makedonya Cumhuriyeti nüfusunun % 20’sinden daha az olan topluluklara pozitif ayrımcılık uygulanması gerektiğine işaret eder.

    Teoride mükemmele yakın bir resimle karşı karşıyayız. Peki pratikte durum nedir? diye sorarsanız, anlaşma genel olarak Arnavut ve Makedon’ları sımsıkı kucaklarken diğer etnisiteler üvey evlat muamelesi görmektedirler. Nitekim, kamu kurum ve kuruluşlarının hakça temsil ilkesine riayet edip etmediklerini ve gereken tedbirleri alıp almadıklarını gözlemleyen ve bu doğrultuda teklifler ve öneriler sunan, ayrıca raporlar hazırlayan kamu denetçisi görevini üstlenmiş Ombudsman’ın (Halk Avukatı) ofisinde bile hakça temsil ilkesi gerektiği biçimde uygulanmamaktadır. Bu bilgiler, haziran 2019 yılında yayınlanan ‘Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Ombudsman’ının 2018 yılı hakça temsil ilkesi uygulanma raporunda’ yayınlanmıştır. Buna göre, toplam 79 kişinin çalıştığı Ombudsman’ın ofisinde biri yönetici pozisyonunda olan sadece ve sadece iki Türk çalışmaktadır yani hakça temsil rakamımız olan % 3,85 burada bile saygılanmamıştır.

    Gelelim Kuzey Makedonya Cumhuriyeti 2021 Nüfus, Hanehalkı ve Konut Sayımı Kanunu uyarınca sayım sürecinde çeşitli görevler üstlenеcek olan kurum ve kuruluşlara. Burada da, aşağıda verilen Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Ombudsman’ının 2018 yılı hakça temsil ilkesi uygulanma raporu doğrultusunda hazırlanmış tabloda belirtilen istatistiksel veriler ışığında göreceğiniz üzere hakça temsil ilkesi gerektiği gibi uygulanmamıştır.

    Yazımın konusu olan sayımı yöneten, uygulayan ve gerçekleştiren kurum olarak Devlet İstatistik Kurumunu ayrı bir yere koymak isterim. Çünkü ülkemizin geleceği adına böyle önemli bir görevi üstlenmiş bir kurumda hakça temsil ilkesinin uygulandığını görmek birazcık da olsa içimize su serpecekti, özellikle sayım hakkında birçok spekülatif bilginin kulaktan kulağa yayıldığı bu dönemde! Fakat burada durum yukarıda yer alan tabloda bulunan kurumlarda ki durumdan bile daha vahimdir, sebebi ise toplam 276 çalışanından sadece ve sadece 3’ünün Türk olmasıdır.

    Buna ek olarak, devlet istatistik kurumu internet sitesine göre devlet istatistiğinin uzman konseyi olarak görev yapan, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti 2021 Nüfus, Hanehalkı ve Konut Sayımı Kanunu’nun 27. maddesi 1. fıkrası uyarınca Devlet İstatistik Kurumu müdürüne, Metodolojinin içeriği, sayım ve sayım formları, sayım verilerinin korunması sebebiyle organizasyonel – tekniksel önlemler ve sayım verilerinin işletilmesi ve yayınlanması programı hakkında fikir sunma gibi önemli yetkileri olan Kuzey Makedonya Cumhuriyeti İstatistik Konseyi’nin Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Meclisi tarafından atanan 13 üyesinden biri bile Türk değildir.

    Kuzey Makedonya Cumhuriyeti 2021 Nüfus, Hanehalkı ve Konut Sayımı Kanunu ve Makedonya Cumhuriyeti 2011 Nüfus, Hanehalkı ve Konut Sayımı Kanunu’nun azınlık hakları açısından karşılaştırılması ve yorumlanması

    İlk önce sayımın her aşamasında görev yapacak kurumlardan ve kişilerden bahsetmek istiyorum.

    Kuzey Makedonya Cumhuriyeti 2021 Nüfus, Hanehalkı ve Konut Sayımı Kanunu (metnin devamında kısaca “2021 Sayım Kanunu”) 26. maddesi uyarınca Nüfus Sayımının organizasyonu ve yürütülmesinde:

    1. Kuzey Makedonya Cumhuriyeti İstatistik Konseyi;

    2. Nüfus sayım bölge komisyonları;

    3. Devlet eğitmenleri;

    4. Bölge eğitmenleri;

    5. Bölge sayım görevlileri ve

    6. Bu Kanun hükümlerinde belirtilen diğer katılımcılar yer almaktadırlar.

    Kuzey Makedonya Cumhuriyeti 2011 Nüfus, Hanehalkı ve Konut Sayımı Kanunu (metnin devamında kısaca “2011 Sayım Kanunu”) ve 2021 Sayım Kanun’nu hakça temsil ilkesi açısından analiz edersek:

    1. Hem 2011 Sayım Kanunu’nda hem de 2021 Sayım Kanunu’nda Kuzey Makedonya Cumhuriyeti İstatistik Konseyi’ne atamalarda hakça temsil ilkesinin uygulanması öngörülmemiştir. 2021 Sayım Kanunu’nda belirtilen hiyerarşiye göre en üst kademede bulunan (“Hakça temsil ilkesi hakkında bilmeniz gereken her şey” bölümünde detaylıca bahsettiğim) bu Konsey’de halihazırda bir tane Türk bile yer almamaktadır.

    2. Nüfus Sayım Bölge Komisyonlarının oluşturulmasında her iki Kanun’da da hakça temsil ilkesinin uygulanacağı belirtilmiştir.

    3. 2021 Sayım Kanunu 30. maddesi uyarınca: sayımın gerçekleştirilmesi için getirilen metodolojik kuralların ve talimatların uygulanmalarını gözetlemek; bölge eğitmenlerinin ve nüfus sayım bölge komisyon üyelerinin hazırlıklarına katılmak, eğitimlerini yürütmek ve sayım görevlilerinin eğitimlerini denetlemek; Nüfus Sayım Bölge Komisyonu ile birlikte, bölge eğitmenleri ve sayım görevlilerinin seçimi için teklifler hazırlamak; Nüfus Sayım bölgesinde yürütülen Nüfus Sayımı sürecinin tümünün organizasyonuna ve koordinasyonuna katılmak; Nüfus Sayımının yürütülmesini, bölge eğitmenlerinin ve bölge sayım görevlilerinin çalışmalarını düzenli olarak ve doğrudan gözetlemek gibi bir çok önemli yetkileri olan Devlet eğitmenlerinin, Devlet İstatistik Kurumu müdürü tarafından (çalışanları arasından) atanmalarında 2011 Sayım Kanunu’nda olduğu gibi 2021 Sayım Kanunu’nda da hakça temsil ilkesi uygulanma zorumluluğu (ne yazık ki) getirilmemiştir.

    Denetleme, gözetleme, eğitme ve kısmen de olsa seçme yetkileri olan, kısacası 2021 Sayım Kanun uyarınca sayım organizasyonunun hiyerarşisinde en üst seviyelerde yer alan bu kişilerin arasında diğer toplumları temsilen hiç kimsenin olmaması bana devlet kurumlarının genel işe alma politikasını hatırlattı. Muhakkak fark etmişsinizdir, devlet kurumlarının işe kabul ilanlarında hakça temsil ilkesinin görece “uygulanması” amacıyla sadece ve sadece kurum hiyerarşisinin (kurum sistematizasyonuna göre) en alt kademelerinde bulunan iş yerleri için Kuzey Makedonya Cumhuriyeti nüfusunun % 20’sinden daha az olan toplulukların bir üyesi olma şartı aranmaktadır. Örnek olarak eğer bir kurum tarafından devlet danışmanı (kurum hiyerarşisinde en üst sırada yer alan iş yeri) ve kıdemsiz memur„ (kurum hiyerarşisinde en alt sırada yer alan iş yeri) iş yerleri için ilan verildiyse emin olun hakça temsil ilkesi sadece ikinci iş yeri için uygulanır.

    Yazımın konusu olan Sayım Kanunu’ndan yola çıkarak örnek vermek gerekirse, hiyerarşide en üst sırada yer alan ve en fazla yetkisi olan Devlet eğitmenlerinin seçiminde hakça temsil ilkesi uygulanmıyor, fakat tekniksel görevleri yerine getirme dışında hiçbir yetkisi olmayan ve hiyerarşide en alt sırada yer alan sayım görevlilerinin seçiminde ise hakça temsil ilkesi uygulanıyor (Neye göre, kime göre adalet?).

    Son olarak, 4. Bölge eğitmenleri ve 5. Bölge sayım görevlilerinin işe alınmalarında hem 2011 Sayım Kanunu’nda hem de 2021 Sayım Kanunu’nda hakça temsil ilkesinin uygulanması öngörülmüştür.

    Ek bilgi: Kuzey Makedonya Cumhuriyeti 2011 Sayım Kanunu uyarınca hakça temsil ilkesi uygulanarak oluşturulan (25 üyesinden 2’si Türk), Hükümet ve Devlet İstatistik Kurumu arasında köprü görevi gören ve sayım süreciyle alakalı kurallar belirleme olmak üzere birçok önemli yetkisi olan Devlet Sayım Komisyonu (yeni) 2021 Sayım Kanun’unda yer almamaktadır. 2021 Sayım Kanunu doğrultusunda Devlet Sayım Komisyonu’nun birçok yetkisi (oluşumunda hakça temsil ilkesi uygulanma zorumluluğu olmayan) Kuzey Makedonya Cumhuriyeti İstatistik Konseyi’ne devredilmiştir.

    Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Türk toplumu için 2021 sayımının önemi

    Metnin başında belirttiğim gibi sayım normal şartlar altında halkın refahının arttırılması için uzun vadeli planlamalar ve stratejiler hazırlama amacıyla yapılır, fakat bunun büyük ölçüde) Kuzey Makedonya Cumhuriyeti için geçerli olmadığını ‘Mısır’daki Sağır Sultan bile duydu’ ve anladı. Zira ülkemizde sayım yapmak etnik röntgen çekmek gibi birşey. Aslında sorun sadece bizim ülkemizin başa çıkması gereken bir sorun değil. Ne yazık ki aynı sorunları bir başka Balkan ülkesi olan Bosna da yaşıyor, sebebi ise tartışmalı Dayton anlaşması sonrasında ülkede oluşturulan yönetim modelinin (Ohri Çerçeve Anlaşması’nın ülkemize yaptığı etki gibi) etnik nüfus oranları temeline dayanan (onu ana faktör olarak benimseyen) bir model olmasıdır. Bundan yola çıkarak, daha doğrusu bahsettiğim yönetim modelinde rakamların hakları belirlediği aşikar iken, 1953 sayımından bu yana çeşitli (elimizde olan veya olmayan) nedenden dolayı hızla azalan sayımızın haklarımızı ne şekilde etkilediğini hatırlamamız gerekir (1953 sayımında 203,938 olan sayımız son 2002 sayımlarında 77,959’a gerilemiştir). Bu doğrultuda, 2021 sayımının bizim daha iyi sonuçlar elde etmemiz için tarihi bir fırsat olduğunu ve manipülasyona mahal vermememiz gerektiğini aklımızda bulundurmamız lazım.

    Bilhassa, Hükümetin resmi sitesinde 11 şubat 2021 tarihinde yayınlanan basın bildirisinde İnkültürasyon, Tek Toplum, Kültürel Gelişim ve Departmanlar Arası İşbirliği Ulusal Koordinatörü Robert Alagyozovski’nin “Nüfus sayımından elde edilen veriler aynı zamanda Tek Toplum stratejisinin uygun şekilde uygulanmasına ve özellikle çoğunluk olmayan toplulukların hakça temsilini garanti etmeye yardımcı olacaktır” sözlerine ayrı bir parantez açmak isterim. Üst düzey bir hükümet yetkilisinin ağzından bilhassa hakça temsil gibi bizim için çok mühim bir ilke konusunda çıkan bu kelimeler hepimize uyarı niteliği taşımalıdır.

    Şimdiye kadar değindiğim pek çok ehemmiyetin yanı sıra sayım, ülkenin demografik realitesini ortaya çıkaracak olması, ülkemizin siyasi aritmetiğini gözler önüne serecek olması, temel haklar arasında yer alan iş olanakları, eğitim, seçilme haklarının iyileştirilmesi ve onların korunmasının sağlanması, devlet kaynaklarına erişim, bütçeden pay v.s. gibi birçok açıdan da önemlidir. Bu sebeple, nisan ayında yapılacak nüfus sayımına, en üst düzeyde katılımın sağlanması, dolayısıyla gerçek sayımızın bütün resmi belgelerde yazılarak haklarımızın korunması bizim için, en çok ta gelecek nesiller için büyük öneme sahiptir.

    Bu bağlamda, bütün Kuzey Makedonya-Türk sivil toplum kuruluşlarımıza, Kuzey Makedonya’da faaliyet gösteren Türk basın ve yayın organlarımıza, saygıdeğer Türk siyasetçilerimize, Türk bilim ve kültür adamlarımıza, iktisat teşekküllerimize ve Kuzey Makedonya Türk toplumunun her muhterem ferdine sayıma etkin bir şekilde (kenetlenerek, birbirimize destek olarak, üzerimize düşen sorumlulukları alarak) katılma çağrısında bulunuyorum.

    Unutmayın, gelecek bizim elimizdedir.

    En içten saygı ve sevgilerimle,

     

    Yeni Balkan

    Devamını Oku

    Hakça Temsil İlkesi Saygılanmıyor

    Hakça Temsil İlkesi Saygılanmıyor
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

     

    Yazımda, kamu sektörü çalışanları merkezi veritabanını temel alarak hazırlanan 2020 raporu’ndan (Rapor) Makedonya Türkleri için önemli gördüğüm bazı bilgileri sizlerle paylaşmak isterim.

     

    04.03.2021 tarihinde gazetemizde yayınlanan yazımda Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Ombudsman’ının önemli görevlerinden daha doğrusu kamu kurum ve kuruluşlarının hakça temsil ilkesine riayet edip etmediklerini ve gereken tedbirleri alıp almadıklarını gözlemleme ve bu doğrultuda teklifler ve öneriler sunma, ayrıca raporlar hazırlama yetkilerinden bahsetmiştim. Rapora göre bu kurumda Türk çalışanların sayısı %1.30’dur. Bu doğrultuda, hakça temsil ilkesinin savunucusu olması gereken kurumda bile hakça temsil oranımızın (%3,85) saygılanmaması bizleri umutsuzluğa itmektedir.
    Buna ilavetten, aynı yazıda, halihazırda devam eden sayım süreci ve bu süreçte önemli görevler ifa eden Devlet İstatistik Kurumu’ndan bahsetmiştim. Bu kurumda rapora göre Türk çalışan sayısı %1,24’tür. Ülkemizin geleceği adına böyle önemli bir görevi üstlenmiş bir kurumda hakça temsil ilkesinin uygulanmdığını görmek daha doğrusu toplam 276 çalışanından sadece ve sadece 3’ünün Türk olması hepimizin dikkat etmesi gereken bir sorundur. Sayının hak belirlediği bu topraklarda o kurumda haklarımızı koruyacak kişilerin olması bizim için önemlidir. Bu bağlamda ‘önemli mercilerde bizi temsil eden çok az kişinin olması’ gibi mühim bir soruna daha parantez açmak isterim. Kuzey Makedonya Cumhuriyeti 2021 Nüfus, Hanehalkı ve Konut Sayımı Kanunu’30 maddesi uyarınca sayımın gerçekleştirilmesi için getirilen metodolojik kuralların ve talimatların uygulanmalarını gözetlemek; bölge eğitmenlerinin ve nüfus sayım bölge komisyon üyelerinin hazırlıklarına katılmak, eğitimlerini yürütmek ve sayım görevlilerinin eğitimlerini denetlemek; Nüfus Sayım Bölge Komisyonu ile birlikte, bölge eğitmenleri ve sayım görevlilerinin seçimi için teklifler hazırlamak; Nüfus Sayım bölgesinde yürütülen Nüfus Sayımı sürecinin tümünün organizasyonuna ve koordinasyonuna katılmak; Nüfus Sayımının yürütülmesini, bölge eğitmenlerinin ve bölge sayım görevlilerinin çalışmalarını düzenli olarak ve doğrudan gözetlemek gibi bir çok önemli yetkileri olan Devlet eğitmenleri, Devlet İstatistik Kurumu müdürü tarafından (Kendi çalışanları arasından) atanmaktadırlar yani demem o ki bahsi geçen kurumda Türk çalışan sayısı artarsa devlet eğitmenleri atamalarında hakça temsil ilkesini öngörmeyen 2021 Sayım Kanunu’nun değiştirilmesini aramak için elimiz kuvvetlenecek ve böylece bizim de bu gibi mühim görevleri üstlenmiş temsilcilerimiz olacak.
    Sesli ve görsel-işitsel medya hizmetlerinde çoğulculuğun korunması ve geliştirilmesine özen gösterme, çeşitli, bağımsız sesli ve görsel-işitsel medya hizmetlerinin var olmalarını teşvik etme ve destekleme; sesli ve görsel-işitsel medya hizmetleri alanında vatandaşların çıkarlarının korunmasına özen gösterme; televizyon veya radyo yayınları ile ilgili lisans verme, lisans uzatma veya iptal etme kararlarını verme ve medya okuryazarlığını teşvik etme gibi görevleri olan Sesli ve Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Ajansı’nda Türk çalışan sayısı %1.79. Kuzey Makedonya’da Sesli ve Görsel-İşitsel Medya Hizmetleri Ajansı’nda kayıtlı Türk dilinde faliyet gösteren birçok medya organı varken bu kurumda Türk’leri temsilen çok az sayıda çalışanın olması, bence Türk medya mensupları tarafından detaylı bir şekilde araştırılmalı ve gerektiği şekilde dillendirilmelidir.
    Devlet kurumlarında işe alınma denilince akla gelen ilk kurum İdare Ajansı’dır. Kamuda istihdam amacıyla ilan yayınlamak; kamu görevlilerinin seçimi için yürütülen prosedürlerin organizasyonunu yapmak; kamu görevlilerinin işe alınmalarıyla ilgili şikayetleri ve itirazları ikinci derecede ele almak; kamu görevlilerinin işe alınmalarıyla ile ilgili sınav gerçekleştirmek gibi mühim yetkileri olan bu kurumda Türk çalışan yoktur.
    Ayrıca, bu durum, kamu görevlilerinin işe alınmalarıyla ilgili şikayetleri ve itirazları ele almak (İdare Ajansı yetkileri dışında kalan görevleri yerine getirmek) ve bakanlıklar, diğer devlet idare organları, kanunun öngördüğü kuruluşlar ve diğer devlet organları tarafından idari usulde ilk derecede verilen kararlara karşı yapılan itirazları çözümlemekten sorumlu olan İdari ve istihdam prosedürleri hakkında ikinci derecede karar veren Devlet Komisyonu için de geçerlidir. Özellikle devlet kurumlarında işe alınmalarda karşı karşıya kaldığımız sorunlar hepimizin malumu, bu kurumlarda Türk’leri temsilen hiç kimsenin olmaması, bence bu sorunların temel taşlarından biridir.

     

    Raporu göz önünde bulundurursak bakanlıklar nezdinde hakça temsil oranımız genel anlamda iyidir diyebiliriz.
    Yazımda, Kültür Varlıklarını Koruma Müdürlüğü özel bir parantez açmak isterim. Kuruluşundan bu yana kültürel miraslara yasal koruma sağlayan yani Osmanlı döneminden kalan binlerce eseri korumakla da yükümlü olan bu kurumda tek bir Türk’ün bile çalışmaması daha doğrusu karar verme mekanizmalarında yumruğunu sert bir şekilde masaya vuracak hiç kimsenin olmaması bence Üsküp Türk Çarşısı başta olmak üzere birçok Osmanlı eserinin katledilmesine ön ayak olmuştur.
    Göç Ajansın’da da durum aynıdır. Kuzey Makedonya’dan göç eden göçmenlerin hakları ile ilgili görevleri yerine getiren ayrıca göçmenlerin Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’ne geri dönmeleri için koşulların oluşturulmasını daha doğrusu onların buradaki kamusal ve ekonomik yaşama dahil edilmeleri için koşulların oluşturulmasını sağlayan bu ajansta, yurt dışına göç eden yüzbinlerce Makedonyalı Türk gerçeği akıllarda yer edinmişken tek bir Türk’ün bile çalışmaması ilaveten Türk göçmenlerle ilgili somut politikaların gözle görülür elle tutulmaz bilmecesini andırması kafalarda birtakım soru işaretleri uyandırmaktadır.
    Gençlerimizin yurt dışına göç etmesi sorunu uzun zamandır manşetlerden inmedi, buna rağmen Gençlik ve Spor Ajansı ve Girişimciliği Destekleme Ajansı gibi gençlerimize kol kanat germekle yükümlü kurumlarda Türk çalışan yoktur.
    Sizlerle iki önemli bilgiyi paylaşmak isterim. Birincisi zambak.ba internet sitesinde 21 ocak 2021 tarihinde yayınlanan bir haberde yer almaktadır. Habere göre ‘Kuzey Makedonya’daki Türk yatırımları pandemiye rağmen 2020 yılında da devam etmekte olup, 1,3 milyar Doları bulmuştur’. İkincisi ise rapora göre Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Yabancı Yatırımlar ve İhracatı Geliştirme Ajansı’nda Türk çalışan yoktur. Yorum sizin!
    Son olarak, Dini Topluluklar ve Dini Gruplarla İlişkiler Komisyonu’nunun internet sitesinde bulunan şu tümceyi sizlerle paylaşmak isterim: ‘Makedonya Cumhuriyeti’nin önemli ülkelerle olan uluslararası ikili ilişkileri genellikle ülkenin İsrail, Vatikan, Türkiye gibi dini topluluklarla olan ilişkileri tarafından belirlenir’. Yukarıda belirtilen tümceyi esas alarak SORUYORUM: Neden dini cemaat olarak yüzlerce yıldır varlığımızı sürdürdüğümüz bu topraklarda Türkiye’de eğitimini tamamlamış sayısız soydaşımız yaşarken ve her fırsatta bir çok alanda olduğu gibi din hizmetleri alanında da Türkiye Cumhuriyeti ile ikili ilişkilerin önemine vurgu yapan devletimizin bu kurumunda Türk çalışan yok?
    Kuzey Makedonya’daki Türk siyasi parti başkanları, bakan yardımcıları, milletvekilleri, ülkedeki Türk ve yerel kurum ve kuruluş temsilcileri, akademisyenler, Türk sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve diğer davetlilerin katılımlarıyla gerçekleşen, tam bir milli dayanışma örneği olan ‘Kuzey Makedonya Türkleri Sayım Değerlendirme Çalıştayı’ ve akabinde oluşturulan Milli Sayım Koordinasyon Kurulu’nda gösterilen birlik ve beraberlik örneğinin Hakça Temsil İlkesinin Uygulanması Konusunda Milli Strateji’nin oluşturulmasında da gösterilmesi Kuzey Makedonya Türk Toplumu için hayati öneme sahiptir çünkü birlik olup anayasal haklarımızı hep bir ağızdan gür bir sesle aramazsak karşı karşıya kaldığımız birçok sorunun büyümesinde ve çözülemez hale gelmesinde bizim de payımız olur. Unutmayalım ki bu gün bunu yapmazsak yarın çok geç olabilir.

     

    Umarım, Bilgi Toplumu ve İdaresi Bakanlığı’nın yeni raporunda bizler için sevindirici bilgilerle karşı karşıya kalırız.

    Yeni Balkan

     

     

    Devamını Oku