Azınlık hakları alanında faaliyet gösteren öncü uluslararası sivil toplum kuruluşlarından biri olan Azınlık Hakları Grubu Avrupa Ofisi (MRGE – Minority Rights Group Europe), 23 Ekim 2019 tarihinde “Batı Trakya’daki Türk Azınlık: Uzun Yıllardır Süren Hak ve Tanınma Mücadelesi” başlıklı bir rapor yayımladı. Rapor, 2010 ve 2016 yılları arasında Uluslararası Azınlık Hakları Grubu’nda (MRG International) çalışan ve halihazırda Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü olan Evelin Verhás tarafından kaleme alındı. Rapor, Verhás’ın Haziran 2019’da Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesinde gerçekleştirdiği saha araştırması kapsamında Batı Trakya Türk toplumunun seçilmiş müftüleri ile sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, Türk azınlık okullarının temsilcileri ve Gümülcine Belediye Başkanı ile yaptığı görüşmeler sonucu ilk elden edindiği bilgilere ve bölgedeki gözlemlerine dayanıyor.
Yunanistan Batı Trakya Türklerinin Türk etnik kimliğini tanımıyor, eğitim ve dini özerkliğini ihlal ediyor
Raporda, Batı Trakya Türklerinin sorunları, Batı Trakya Türk toplumunun etnik Türk kimliğinin tanınmaması ile antlaşmalarla garanti altına alınan din ve eğitim özerkliğine devlet müdahalesi ana başlıklarında ayrıntılı olarak ele alınıyor.
Yunanistan tarafından Batı Trakya Türk toplumunun kollektif Türk etnik kimliğinin reddedildiğinin belirtildiği raporda, isminde geçen “Türk” kelimesi nedeniyle Batı Trakya Türk toplumuna ait derneklerin kapatıldığı veya kaydedilmediği ifade ediliyor. Ayrıca raporda, Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) İskeçe Türk Birliği, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği ile ilgili aleyhine verdiği kararları on bir yıldır uygulamadığı kaydediliyor.
Raporda, Yunanistan’ın Batı Trakya Türk toplumunun seçtiği müftüleri tanımadığı ve din özgürlüğünü kısıtladığı, dini özerkliğe aykırı olarak vakıfların yönetimini atama yoluyla belirlediği kaydediliyor. 1991 yılında çıkarılan yasa ile Yunan devletinin müftüleri atamaya başladığı ve Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğini yok saydığının not edildiği raporda, Yunanistan’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din özgürlüğüyle ilgili 9. maddesini ihlal etmesi nedeniyle Rodop Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Eski Seçilmiş Müftüsü Mehmet Aga’nın 2000 ve 2006 yıllarında AİHM nezdinde kazandıkları davalara atıfta bulunuluyor.
1923 Lozan Barış Antlaşması’nın Batı Trakya Türk toplumuna eğitim alanında özerklik hakkı tanımasına rağmen pratikte bunun uygulanmadığının belirtildiği raporda, 2010 yılından beri ekonomik gerekçelerle toplam 65 azınlık ilkokulunun kapatıldığı dile getiriliyor. Batı Trakya’da Türkçe ve Yunanca iki dilli azınlık anaokullarının açılmasına izin verilmediği de raporda ayrıca yer alıyor.
Uluslararası insan ve azınlık haklarının devletlerin altına düşmemesi gereken asgari koruma standartlarını belirlediğine dikkat çekilen raporda, uluslararası insan hakları standartlarına uymak için Yunanistan’ın Batı Trakya Türk toplumunun sahip olduğu eğitim özerkliğini iade etmek için uygun bir yol bulması gerektiği vurgulanıyor.
Yunan hükümetine yönelik tavsiyeleri de içeren ve Yunanistan’ın taraf olduğu bir dizi uluslararası insan hakları sözleşmesinden doğan yükümlülüklerine uygun davranması gerektiği belirtilen raporda Yunanistan’a Batı Trakya Türk toplumunun Türk etnik kimliğini tanıması ve sahip olduğu haklardan tam olarak yararlanmasına yönelik tüm engelleri kaldırmak için ivedilikle adım atması çağrısında bulunuluyor.
İngilizce, Yunanca ve Türkçe dillerinde yayımlanan söz konusu rapora aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
İngilizce:
https://minorityrights.org/wp-
Yunanca:
https://minorityrights.org/wp-
Türkçe:
https://minorityrights.org/wp-
BALKAN YEMEKLERİ
13 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
18 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024