Bosna Hersek’te son 120 senenin en şiddetli yağışlarıyla birlikte akarsuların taşması neticesinde ortaya çıkan sel afeti nedeniyle tarım arazileri ve çok sayıda ev sular altında kaldı. Türkiye, TİKA ve AFAD kanalıyla soydaşlarımızın, dindaşlarımızın ve tüm Osmanlı bakiyesi halklara mensup afetzedelerin yardımına ayrım yapmadan var gücüyle koşuyor. Bosna Hersek ve Sırbistan’da gerçekleşen sel felaketinde hayatını kaybedenler için kalbimin en derinlerinden başsağlığı dileyerek yazıma başlamak istiyorum. Aslında bu hafta geçtiğimiz günlerde Brüksel’de gerçekleşen 74. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu toplantısı izlenimlerimi- Afyon istişare ve değerlendirme toplantımız ve yoğun çalışma tempomuz nedeniyle biraz gecikmeli de olsa- yazacaktım. Ancak Soma kalbimize bir kor gibi düştü. Dolayısı ile yazıma başlamadan önce milletimizin başı sağolsun diyorum. Ailelerinin rızkını temin için en zor koşullarda çalışırken hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara Rabbimizden şifa, şehitlerimizin geride kalan yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Sözler acımızı ifadede gerçekten yetersiz kalıyor. Ancak şu içinde bulunduğumuz an milletçe duygulardan ziyade mantığımızın ağır bastığı bir an olmalı. Zira ancak akıl ve bilim bu acı tablonun bir kez daha yaşanmaması için ışık tutabilir. Gerek maden işletmesi, gerek enerji politikaları, gerekse de madenlerde iş ve işçi güvenliği için kullanılması gerekli teknoloji konularında mevzuatımızın iyileştirilmesi, uygulama ve denetim noktasında reformlara devam edilmesi çok mühim. Soma, AB üyeliği hedefimizde ısrarcı olmamızın önemini bir kez daha hatırlatıyor. Bu noktada, AB üyelik müzakerelerinde 15. Fasıl olan Enerji faslının ve üzerinde siyasi blokaj olmayan üç fasıldan biri olan ‘Sosyal Politika ve İstihdam’ faslının (19. Fasıl) açılmasının Türkiye için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.
AB-TÜRKİYE KARMA PARLAMENTO KOMİSYONU
Bu sene Brüksel’de gerçekleşen 74. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu toplantısı Paskalya tatiline denk gelmesi ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yakın tarihte gerçekleşecek olması nedeniyle diğer toplantılara nazaran daha sakin geçti. Başkan Helen Flautre’ın ise son toplantısıydı, zira Helen Flautre belediye seçimlerini kaybetmişti, bir daha Avrupa Parlamento’suna seçilmek için aday da olmamıştı. Bir sonraki toplantı Eylül ayında gerçekleşecek ve komisyonda yepyeni üyeler ve Avrupa Parlamentosu’ndan yeni bir eşbaşkan olacak. Bu toplantıda bol bol gözlem yapma şansım da oldu. Dikkatimi çeken bir ayrıntı; toplantının gerçekleştirileceği salona giderken, iki Avrupa Parlamentosu binasını birbirine bağlayan ve Yunanlı devlet adamı Constantinos Karamanlis’den ismini alan köprüden geçtim. Bu köprünün Avrupalılar için tabii ki bir anlamı, bir sembolizmi var. Köprü Avrupa ile onun üstüne inşa edildiği klasik kültürel miras arasında sembolik bir bağ görevi görüyor. Bu miras, Avrupalılara göre, Avrupa’nın kültürel temellerinden birini oluşturduğunu düşündükleri Grek medeniyeti. Avrupa’nın, Yunan medeniyeti ile olan duygusal bağını Brüksel’de Avrupa Parlamento’suna adım atar atmaz Constantinos Karamanlis köprüsünden geçerek böylelikle görüyorsunuz. Gönül isterdi ki Avrupalıların algısında bu köprü Asya ile Avrupa’yı bağlayan Türkiye olsun ve Türk bir devlet adamının da ismi Avrupa Parlamento’sunda bir noktaya verilsin. Köprüyü geçtikten sonra iki kat aşağı iniyorsunuz ve karşınıza Yehudi Menuhin salonu çıkıyor. Yehudi Menuhin, Amerikalı keman virtüözü. Büyük bir sanatçı. Burada da Avrupa’nın sanata ve sanatçıya verdiği önem, ayrıca Avrupa Medeniyeti’nin dayandığı diğer temel olan Judeo Christian ortak etik, kültürel değerleri hissediyorsunuz. İnşallah bir Türk sanatçının ismi de bir gün Avrupa Parlamentosunda bir salona verilsin diye kalbimden geçiriyorum. İşte bu noktada Sayın Başbakan’ımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Medeniyetler İttifakı Projesi’nin önemi çok açık hissediliyor. Avrupa tek kutuplu, tek kültürlü olmamalı. Bu Avrupa için büyük bir kayıp olurdu. Kim ne derse desin, Türkiye AB’ye üye olsun olmasın, Türkiye Avrupa’nın bir parçası. Avrupa medeniyeti çok zengin bir medeniyet ve temellerinde sadece Grek-Romen ve Judeo-Christian kültürü yok, aynı zamanda Osmanlı var, aynı zamanda Endülüs var, aynı zamanda bir hoşgörü ve barış dini olan İslam var. Ekonomi, Bilim, Sanayi, Teknoloji, Enerji Politikaları ve Eğitim konularında reformlarımıza hız verirken, Avrupalı halkların kalplerini ve beyinlerini kazanmamız gerekiyor.
EVLAD-I FATİHAN
Prof. Dr. Pelin Gündeş Bakır
Kayseri Milletvekili
gundes@tbmm.gov.tr
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce