Prof. Dr. Pelin Gündeş Bakır
gundes@tbmm.gov.tr
Çevre en siyasi konulardan biri. Bu senenin ilk Avrupa Birliği Türkiye Karma Parlamento Komisyonu’nun toplantısının da üç gündemi vardı. Birinci gündem; Türkiye’de yargı reformu, demokratikleşme ve 23. ve 24. fasılların açılması üzerine beklentiler hakkındaydı. Türkiye 23. Fasıl olan ‘Yargı ve Temel Haklar’ ile 24. Fasıl olan ‘Adalet, Özgürlük ve Güvenlik’ fasıllarının açılmasını uzun zamandır istiyor. Nitekim Avrupa Parlamentosu Genel Kurul’unda 11 Mart 2014 tarihinde görüşülen ve nihai oylaması 12 Mart 2014 yılında yapılan ve 153 ret, 43 çekimser oya karşı 475 oyla kabul edilen 2013 yılı Avrupa Parlamentosu Türkiye ilerleme raporunda da 23. ve 24. fasılların açılmasına önemle vurgu yapılıyor. Avrupa Birliği Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helen Flautre’ın Yeşiller Partisi üyesi olması ve başkanlığı döneminde Çevre Faslını görüşmek istemesi, aynı şekilde Ana Muhalefet Partisi milletvekillerinin de komisyon gündemine 27. Fasıl olan Çevre Faslını almak istemeleriyle, Başkanlık Divanı bu faslın da görüşmelere dahil edilmesine karar verdi. Görüşülen üçüncü başlık ise ‘Türkiye-AB Gümrük Birliği, Serbest Ticaret Anlaşmaları ve Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’ idi.
AB NEZDİNDE 27. FASIL
AB Çevre Mevzuatı, hem yatay mevzuat (çevresel etki değerlendirmesi, stratejik çevre değerlendirmesi, çevre bilgilerine erişim), hem hava kalitesi, atık yönetimi, doğa koruma, endüstriyel kirlilik ve risk yönetimi, kimyasallar, iklim değişikliği ve gürültü konularında yasal düzenlemeleri içeriyor. AB nezdinde, 27. Fasıl olan Çevre Faslı’nın tarama toplantıları 2006 yılında tamamlanmış ve iki teknik açılış kriteri belirlenmişti. Bunlar:
-Çevre faslının müktesebatının AB ile uyumlaştırılmasına, uygulanmasına ilişkin aşamaların ve zaman çizelgelerinin bulunduğu kapsamlı bir stratejinin hazırlanması
-Türkiye’nin Avrupa Birliği- Türkiye Ortaklık Konseyi kararları doğrultusunda AB çevre müktesebatının uygulanmasına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmesi
Bu bağlamda, Türkiye, 350 sayfalık bir strateji belgesi hazırladı. Belgede, kimyasallar yönetimi, yatay mevzuat, atık yönetimi, doğa koruma, endüstriyel kirlilik ve risk yönetimi, hava kalitesi, su kalitesi, gürültü yönetimi ve genetiği değiştirilmiş organizmalar konularındaki 69 adet AB Çevre mevzuatı için idari yapılanma ve altyapı yatırımları konusunda planlar ve müktesebat uyumu konusunda bilgiler bulunmaktaydı. İkinci açılış kriteri babında 5 AB Çevre direktifi ile ilgili uygulama notu hazırlandı. Bunlar: Tehlikeli Kimyasallar Direktifi (67/548/EEC), Deney Hayvanları Direktifi (86/609/EEC), Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi (94/62/EC), Petrol ve Motorin Kalitesine İlişkin Direktif (98/70/EC) ve Bazı Sıvı Yakıtların Kükürt İçeriğine İlişkin Direktif (99/32/EEC)’dir. Çevre faslının açılış kriterlerinin karşılandığına dair Açılış Kriteri Değerlendirme Raporu Kasım 2009’da onaylandı. Sivil Toplum Kuruluşlarının görüşleri çerçevesinde son haline getirilen ve 13 bakanın onayına sunulan Müzakere Pozisyon Belgesi, İsveç dönem Başkanlığı’na iletilerek fasıl Brüksel’de Aralık 2009’da düzenlenen Hükümetlerarası Konferansta açıldı.
ORTAK POZİSYON BELGESİ
Çevre faslının kapanması için, AB tarafından hazırlanan ‘Ortak Müzakere Pozisyon Belgesi’nde, Türkiye’nin Türkiye ile AB arasındaki ortaklık anlaşmasına Ek protokol’de yer alan yükümlülüklerini yerine getirmesi kriterine ilave olarak 5 adet teknik kriter de bulunmaktadır. Bunlar:
1. Türkiye’nin, AB’nin yatay ve çerçeve müktesebatını uyumlaştırmaya yönelik adımlar atması,
2. Türkiye’nin, AB’nin ‘Su Kalitesi’ ile ilgili mevzuatını kabul etmesi, nehir havzaları koruma eylem planı hazırlaması,
3. Türkiye’nin, endüstriyel kirlilik kontrolü ve risk yönetimi ile ilgili müktesebatın uyumlaştırılmasına yönelik gelişme kaydetmesi,
4. Türkiye’nin, doğa koruma, atık yönetimi konularında mevzuatını uyumlaştırma noktasında gelişmeler kaydetmesi,
5. Türkiye’nin denetim de dahil olmak üzere, her düzeyde idari kapasitesini geliştirmesi.
Çevre faslı mali açıdan en zorlayıcı fasılların başında geliyor. Avrupa Birliği Bütünleşmiş Yaklaşım Stratejisi (UCES) (2007-2023), Türkiye’nin AB Çevre mevzuatına uyum sağlamasını ve uygulamasını garanti altına alabilmek için gerekli olan teknik ve kurumsal altyapı ile ilgili detaylı bilgi içeren ana belge. Bu çerçevede, UCES su, katı atık, hava, endüstriyel kirlilik kontrolü, doğa koruma ve yatay mevzuatı da içeren primer konularda, Türkiye için gerekli hedef ve stratejileri belirliyor. UCES’e göre, AB’nin çevre mevzuatı ile uyumlaştırmanın Türkiye’ye maliyeti (kimyasallar ve gürültü sektörü dışında) yaklaşık olarak 59 milyar Euro olarak tahmin edilmektedir. Çevre sektöründeki yapılması gerekli yatırımların yüzde 80’i kamu, yüzde 20’si ise özel sektör tarafından yapılacaktır. Türkiye, son yıllarda, katı atık yönetimi, su kalitesi, iklim değişikliği, kimyasallar, endüstriyel kirlilik kontrolü ve doğa koruma başlıklarında onlarca yönetmeliği uygulamaya koydu. İklim değişikliği konusunda ülkemiz 2009 senesinden bu yana Kyoto Protokol’üne taraf. Bunlar hükümetimizin çevre koruma konusunda ne kadar hassas ve kararlı olduğunun bir ispatı. Ancak yüksek maliyet nedeniyle Türkiye, Çevre Faslıyla ilgili olarak, yatırımları zamana yayarak, altyapının tamamlanması için üyelikten sonraki dönem için geçiş süreleri talep etti.
ÇEKİRDEKTEN DİPLOMAT
Küçük bir anekdot: Brüksel’deki Avrupa Parlamentosunda gerçekleşen toplantıya Kasım 2013’te doğum yaptığım için 3. ve en küçük çocuğum bebek Mehmet Fatih ile katıldık. Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı Avrupa Parlamentosu’nda temaslarda bulunacak Diplomatik Heyet Listesi’nde Bakan ve Milletvekillerinin isimleri vardı, ancak en aşağıda Mehmet Fatih Bakır ve parantez içinde (bebek) yazıyordu. Mehmet Fatih bebeğe Türkiye Cumhuriyeti Diplomatik Pasaportu da böylece verilmiş oldu. Çekirdekten diplomat böyle olsa gerek.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce