Bahçeli: Sakın ola Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu unsurları ve kuruluş iradesi üzerinde oynamalara heves edilmesin

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

TBMM (AA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sakın ola Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu prensipleri ve kuruluş iradesi üzerinde tahribat ve oynamalara heves edilmesin. Paylaşamayacağımız bir şey yoktur. Uydurma ve sanal gündemlere kaptıracak yakamız yoktur.” dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 28. Periyot 3. Yasama Yılı’nın siyasi parti kümelerine, siyaset ve demokrasi hayatına, ülkeye ve millete güzel olmasını temenni ederek milletvekillerine muvaffakiyetler diledi.

İlk Meclisin fedakarlık timsali mebuslarının bağımsızlık ortak paydasında cüretle birleştiklerini ve bilendiklerini belirten Bahçeli, 28. Periyot TBMM’de misyon alan milletvekillerinin bu tarihi mirasa bağlı olmasının vatan ve varoluş borcu olduğunu söyledi.

“Başka Türkiye yoktur.” tabirini kullanan Bahçeli, toprağında gezilecek diğer bir yurt köşesi olmadığını kaydetti. Bahçeli, “Bölgesel ve global tehdit dalgalarının şiddetle kıyılarımıza çarptığı, vakit zaman hasara sebep olduğu bugünkü vakit diliminde Türk milletinin her ferdi birbirine sıkı sıkıya sarılmakla mühürlü ve mükelleftir.” diye konuştu.

Türk milletinin büyük ve güçlü bir aile olduğuna işaret eden Bahçeli, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Bu aile, kalbi kuruyan, vicdanı küflenen bugünkü dünyada hepimiz namına söz ediyorum ki, en emin, en müşfik, en merhametli sığınağımızdır. Değişen koşullara değişmeyen reaksiyonlar vermek akıl karı olarak bedellendirilemez. Ancak değişim kisvesi altında başkalaşmanın ve başıboşluğun çekimine kapılmak, kaynak ve kök bedellerden hızla kopmak mazur addedilemez. Tahrik atmosferinden ve daima oğul veren dış temaslı operasyon kovanından siyasi menfaat arayışına tenezzül etmek namuslu bir insan ve siyasetçi hali asla olamaz, olmamalıdır.”

“Ölümüz şehit, dirimiz yiğit, karşımızdakiler müfrit, direncimiz ve dirayetimiz müthiştir”

MHP lideri Bahçeli, yerküreyi A’dan Z’ye huzursuzluğa ve ümitsizliğe sevk eden mevcut statükonun esaslı tasfiyesi gerektiğini lisana getirerek, “Çünkü maddi ve teknolojik gelişmeler beklenenin bilakis, beşeriyeti ahlaki, ruhsal ve ruhsal iflasın eşiğine taşımış ve esasen mahvetmiştir. Yalnızca ekonomik temelli değil, siyasi ve toplumsal resesyon, kıtaları omurgasından tutmuş ve tozu dumana katmıştır. Demokrasi kalpazanları, siyasi dolandırıcılar, bukalemun mizaçlı fırıldaklar, emperyalizmin damga yemiş uşakları, aklı ve iradesi rehinli işbirlikçiler ne derse desin kaotik dünyaya karşı ulusal ve manevi cephemizin tahkimatı en önemli görevimizdir.” değerlendirmesinde bulundu.

Milli birliklerinin ve varlıklarının amaç alındığını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

“Tüm dünya duysun ki, ölümüz şehit, dirimiz yiğit, karşımızdakiler müfrit, direncimiz ve dirayetimiz fevkaladedir. Global tezgaha yakasını kaptırıp iç barış ve huzur ortamımızı karıştırmak için fırsat kollayanların kulaklarında yay üzere gergin bu sözlerimin her daim çınlaması ısrarlı tavsiyemdir. Sakın ola Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu unsurları ve kuruluş iradesi üzerinde tahribat ve oynamalara heves edilmesin. Paylaşamayacağımız bir şey yoktur. Uydurma ve sanal gündemlere kaptıracak yakamız yoktur. Global projelere boyun eğecek, ‘tamam’ diyecek, saklanıp sinecek korkak bir meşrep bizde yoktur.

Sosyal medya suikastlarına boyun eğecek bir fıtrat bizde hiç yoktur. Ne söylemişsek gerisindeyiz. Neyi diyorsak kelamımız olsun, yapacağız. Türkiye’mize sahip çıkacağız. Cumhur İttifakı’nı yaşatacağız. Devşirilmiş ve demlenmiş fosillere meydanı boş bırakmayacağız. Birliğimizi ve beraberliğimizi nimet bileceğiz. Türk milletinin her ferdini kendimiz üzere göreceğiz, canparemiz sayacağız. Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda, bu kapsamda yeşeren Türk Dönemi’nde yeni bir mucizenin daima birlikte imzacısı ve imtiyaz sahibi olacağız.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun işlevsel yapısı değişmeli, aksi halde Birleşmiş Milletler Genel Şura toplantılarının boykotu gündeme alınmalı.”dedi.

Bahçeli, Gazze’nin 360 gündür vurulduğunu, hücumları durduracak, imdat ve yardım davetlerini duyacak Türkiye ve birkaç ülke dışında müessir bir iradenin ortaya çıkmadığını söyledi.

Orta Doğu’da insanlık can çekişirken, eş vakitli olarak global vicdanın da felçli ve fecaat verici sessizliğe gömüldüğünü belirten Bahçeli, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’daki “sistematik zorbalıklarına” her gün bir yenisini ek ettiğini; birebir vakitte Lübnan’a, Yemen’e ve Suriye’ye bomba yağdırdığını tabir etti.

Bölgesel savaşın çıkıp çıkmayacağını, savaşın yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağını tartışanlara seslenen Bahçeli, şöyle konuştu:

“Savaşın olması ve yaşanması için daha neyin olması beklenmektedir? Savaş çıkacağı kadar çıkmıştır. Hala farklı arayış ve argümanlarla sıcak gelişmeleri, aleni savaş ortamını saptırmanın bir yararı yoktur. İsrail denetimden çıkan, rutinden büsbütün uzaklaşan haydut devlet örneğinin son sürümüdür, Netanyahu ise nefret dehlizinde katlettiği günahsız vücutların üzerine basa basa ikbal ve ikmal tasasını telafi uğraşına girişmiştir. Şurası örtülemez bir gerçektir ki, ABD destekli İsrail terör devleti, Orta Doğu’nun tamamına musallat olmuş, kilit ve kritik maksatlara sızarak suikast ve akınlarını otomatiğe bağlamıştır. Geçtiğimiz hafta cuma günü, Hizbullah lideri Nasrallah’ın Beyrut’ta katli, akabinde tekrar Hizbullah’ın birinci halkasını oluşturan öbür yöneticilerine karşı nokta operasyonlar ayrıca bir yorum ve kıymetlendirme yapmamıza manidir.”

Devlet Bahçeli, savaşın bir konsept dahilinde ve stratejik olarak yaygınlaştırılmasının yalnızca Orta Doğu ile hudutlu kalacağını düşünenlerin yanıldığını vurgulayarak, ABD’nin kasım ayındaki başkanlık seçimlerine kadar devam eden “sürek avının”, tesir alanını ve şiddet gücünü genişleterek neredeyse Türkiye’nin sonlarına dayanacağını söyledi. Bahçeli, “Kaldı ki, İsrail’in sabotaj ve taarruzlarının birebir vakitte Türkiye’ye verilmiş bir bildiri olduğunu inkar etmek bize kalırsa kelam konusu değildir.” dedi.

“Netanyahu’yu alkışlayanlar insanlık defoları olarak hafızalara kazınmıştır”

MHP lideri Bahçeli, İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin, Hamas Siyasi Ofis Lideri İsmail Heniyye’nin, Hizbullah lideri Nasrallah’ın sırayla ölümlerinin içi içe geçen, birbiriyle bağ ve ilişkili olan vahim olaylardan kimileri olduğunu belirterek, görünürde “tetikçi İsrail”in geri planda Türk ve İslam düşmanı global güçlerin Orta Doğu’ya ve yakın coğrafyalara darbe üstüne darbe indirdiğini kaydetti.

Buna karşılık BM’nin devreye girerek müdahale etme niyetinin bile olmadığının anlaşıldığını vurgulayan Bahçeli, Netanyahu’nun BM Genel Şurası’ndaki konuşmasına reaksiyon gösterdi. Bahçeli, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“21-25 Eylül 2024 tarihleri ortasında yapılan Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’nde sessiz milyonlara tercüman olan, hakkın ve haklının sözcülüğünü yapan; çok açık, çok etkili, çok doyurucu bildirileriyle Türk milletinin duruşunu dünyaya bildiri eden Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasından sonra, katil Netanyahu’nun alçakça konuşup tehditler savurması, demokrasi, özgürlük ve insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan ülke temsilcileri tarafından nasıl hazmedilmiştir? Hunhar ve hayasız trajedinin seyri ne vakte kadar sürecektir?

Kürsüye çıkmadan evvel Nasrallah’ın infaz buyruğunu veren bir cani, döktüğü kanlara Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’ni alet edecek kadar pervasız, fütursuz ve küstahtır. ABD Kongresi’nde Netanyahu’yu 72 kere ayakta alkışlayanlar mazlumların imhasını ihtiramla selamlayan ve sahiplenen insanlık defoları olarak hafızalara kazınmıştır. Benzerini Birleşmiş Milletler Genel Şurası’nda yapanlar, tıpkı hizada, tıpkı hüsran verici utancın ve yüz kızarıklığının çemberindedir.”

“Terör devleti karşısında İslam ülkeleri de Allah için sesini yükseltmeli”

Devlet Bahçeli, BM’nin ve BM Güvenlik Kurulu’nun hukukî ve siyasi yapısının, bu haliyle devamının hiçbir pahayla, barış ve huzur hasretiyle örtüşmeyeceğini belirterek, Konsey’deki üyelik koşullarının ve veto yetkilerinin değişikliği için BM Antlaşması’nda değişiklikler yapılmasının mecburî olduğunu vurguladı. Bahçeli, şunları kaydetti:

“Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Kurulu yapısı yeni baştan ve derhal ıslahat edilmeli. Bu ıslahat muhtaçlığının gecikmesi çok önemli ve sancılı gelişmelere sebep olacaktır. İsrail taarruzları karşısında üç maymunu oynayanların, soykırıma seyirci kalanların ne diyeceği, ne yapacağı, neyi önereceği kıymetsiz bir detaydır ve kararını kaybetmiştir. Geldiğimiz bu evrede Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun işlevsel yapısı değişmeli, aksi halde Birleşmiş Milletler Genel Heyet toplantılarının boykotu gündeme alınmalıdır.

Aynı vakitte ülkelerin eşit iştirak ve oy hakkını ihtiva eden alternatif dünya birliği konusunda çalışmalar hızlanmalı ve dünya beş ülkenin ağzına bakmaktan kurtulmalı. Birleşmiş Milletler Genel Konsey kürsüsüne elinde haritalarla çıkıp asıl ve potansiyel amaçlarını açık eden Netanyahu ve temsil ettiği terör devleti karşısında İslam ülkeleri de Allah için sesini yükseltmeli.”

Bahçeli, 1967 hudutları temelinde, başşehri Doğu Kudüs olan, bağımsız, hâkim ve coğrafik bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin hayat bulmasının bölge ve dünya barışı için kilit kıymette olduğuna işaret ederek, Kıbrıs’ta söyledikleri üzere İsrail ile Filistin ortasında da iki devletli bir sistemin tecelli etmesi gerektiğini söyledi. Kalıcı ateşkesin gecikmeksizin sağlanması gerektiğini tabir eden Bahçeli, sürdürülebilir barış ortamının kurumsallaşması gerektiğini lisana getirdi. Bahçeli, “Türkiye ile Suriye işbirliği ve uzlaşma yerinde daha fazla oyalanmadan buluşmalı, İsrail ve destekçilerinin yaygın tehdidine karşı ulusal güvenlik ögelerimiz tetikte ve teyakkuzda olmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

“Kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz”

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bu yasama yılında gündemdeki yasal düzenlemelerin yapılmasıyla birlikte yeni anayasa gereksiniminin geniş bir mutabakat ikliminde kararlılıkla ele alınacağını düşündüğünü söz ederek, sivil ve demokratik bir anayasayı Türkiye’ye ve millete kazandırmanın yeni yüzyılın en büyük demokratik başarısı olacağını vurguladı. Bahçeli, “12 Eylül darbe devrinin kalın iz ve tortularını taşıyan mevcut anayasa ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tabiatı ve sistemsel mimarisi çelişmektedir. Bu nedenle sorumluluk şuuruyla harekete geçmemiz, efradını cami ağyarını mani bir anayasayı hazırlayıp devlet ve millet hayatına hakim kılmamız acil bir gerekliliktir.” dedi.

Bahçeli, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi ile 9. Yargı Paketi’nin de kısa müddet içinde yasalaşacağına inandığını lisana getirdi.

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ait davaya ait Bahçeli, “Kendi ittifaklarına uygunlar, bizim ittifakımıza da berbatlar diyen provokatör CHP Genel Lideri’nin mahkeme kapılarında bir avuç MHP düşmanıyla esip gürlemesi, batık gemiler üzere siyasi ahlaksızlığın meçhul kıyılarına düşe kalka sürüklenmesi tek sözle yüzsüzlüktür.” sözünü kullandı.

Ne kadar Türkiye zıddı varsa, görülen bir cinayet davası münasebetiyle MHP’yi suçlamaya kalkıştığını söyleyen Bahçeli, “Eski yahut yeni fark etmez, birtakım partilerin genel liderleri, kifayetsiz muhabirler, ekranları fitne fesat yayan bir kısım karanlık televizyon kanalları ayak üstü mahkeme kurmuşlar, uzman, hakim ve savcı rolüne soyunarak partimizi, dava arkadaşlarımızı namertliğe dahi taş çıkartan bir iştahla yargılamaya tevessül etmişlerdir. Utanmadan, sıkılmadan, gerçekleri çarpıtarak, azmettirici ve katil arayanlar, timsah gözyaşlarıyla sabrımızı sınayanlar, evvel aynaya bakacaklar, erdem ve haysiyetleri elverdiği ölçüde konuşmayı deneyeceklerdir.” diye konuştu.

Devlet Bahçeli, partisinin, kelam konusu davanın duruşmalarını dikkatle takip ettiğini anlatarak, MHP’ye organize Pensilvanya operasyonu çekenlere MHP’yi de İdeal Ocakları’nı da çiğnetmeyeceğini de söyledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e seslenen Bahçeli, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Özgür Özel sana diyorum, argümanların motamot şahsın üzere çürüktür, bastığın yaş tahta, bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiçbir yere götürmeyecektir. Milliyetçi-ülkücü hareketi karanlık ağızlarına alıp ileri geri konuşan sefillerle hem bu dünyada hem de Mahkeme-i Kübra’da sonuna kadar hesaplaşmak Rabbim’den yegane dileğimdir.

Yaşına başına bakmadan önüne gelen mikrofona konuşmak, siyasi kışkırtmanın ve uzaktan kumandalı oyununun figüranı olmak bir hanımefendiye asla yakışmayacaktır. Herkes haddini bilsin, hudut ihlalinden kaçınsın, kapımızın önünde baykuş öttürmeyiz, kanat çırpan akbabaların da kanatlarını yolar kopartırız. Mahkeme kararı açıklanmadan, adalet yerini bulmadan, güya ve gıyaben karar verenler iftiralarının günahına iki cihanda katlanacaklar, topluluğumuz bu rezillere hakkını hiçbir vakit helal etmeyecektir. Buradan sesleniyorum; Halk TV ve CHP ayağınızı denk alın. Dört soytarı muhabirle Milliyetçi Hareket Partisi’ni sorgulayamazsınız, sorgulatmayız.”

Muhabir: Meriç Ürer, Aykut Yılmaz