YENİ BİR BALKAN DIŞ POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR MI?
Rifat Sait
24.Dönem İzmir milletvekili
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı
rifatsait@gmail.com Twitter : @saitrifat
Balkanlarda ilginç olaylar oluyor. Zaten sürekli hareketli ve sıcak olan bölgede Türkiye’nin etkisi azaltılmaya çalışılıyor. Balkanlar üzerinde etkili olan ABD, Rusya, İngiltere ve Almanya, Türkiye’yi bölgeden tamamen kopartmaya çalışıyorlar. Osmanlının Balkanlardan çekilmesinden bugüne hep aynı hedef ve buna paralel senaryolar yaşanıyor. Türkiye’nin son dönemde başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere TİKA, Yurtdışı Türkler Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, TRT, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ekonomi Bakanlığı müşavirlikleri ve hatta THY çalışmaları (hizmetleri) etkili olmuştur. Hatta başta Ziraat Bankası olmak üzere Halk Bankası, BKT ve TEB gibi bankalarımızın Balkanlardaki faaliyetlerini artırması da son derece yararlı olmuştur. Ancak tüm hizmetler yeterli midir ya da doğru bir şekilde yapılıyor mu sormak gerekir?
Balkanlarda faaliyette olan tüm bu kurumlarımızı tenzih ediyorum ve yaptıkları güzel hizmetler için hepsine teşekkür ediyorum. Ancak kanaatimce bir yerlerde bir eksik var. Bu konuda bir şeyler söyleyebilmek için Balkanlarla dış ticaretimize bakmak gerekiyor. Yani Türkiye’nin Balkanlarla yaptığı dış ticaret yeterli midir? Diğer yandan başta Arnavutluk ve Kosova olmak üzere buralarda hala çalışmalarına devam eden FETO okullarına bakmak gerekiyor. Bunlar hala niye devam ediyorlar ya da engellenmiyorlar? Bulgaristan, Kosova ve Makedonya gibi soydaşlarımızın var olduğu ve siyaset yaptığı yerlerde birlik olmaları gerekirken 2-3 Türk siyasi parti ile temsil edilmeleri ve aralarında var olan küskünlükleri niye? Ayrıca son günlerde Yunanistan ile soğumakta olan ilişkileri gözden geçirmek yararlı olacaktır. Aslında bir an önce ilgililerin tarafsız ve bölgeyi çok iyi bilen elemanlar tarafından detaylı en son Balkan raporunu hazırlayıp yukarı mecralara vermeleri ve bu raporların titizlikle incelenmesi gerekiyor.
Bizim bu konuda naçizane önerilerimiz vardır. Uygulanıp uygulanmaması büyüklerimizin işidir. Bir kere her şeyden önce bölgeye liyakatli ve sadakatli insanlar gönderilmek zorundadır. En önemli olay insan faktörüdür. Bu yüzden Bölgeye yüksek maaş için değil yüksek devlet idealleri için gidecek insanlara ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. Balkan dilleri olan Arnavutça, Boşnakça, Bulgarca gibi dilleri bilen insanlar bölgeye gönderilmelidir. İngilizce bilmek tabiki yararlıdır ama tek başına yeterli değildir. Esas bilinmesi gereken dilin şu lehçelerden oluşması daha önemlidir: Sadakatçe, Babayiğtçe, Reisçe, kalpçe… Bölgede 600 yıllık dostumuz ve kardeşimiz olan Arnavutlarla, Boşnaklarla, Pomaklarla, Torbeşlerle çok iyi ilişkiler kurulmalı, bunlarla diyalog ve iletişim kurabilecek insanlar görevlendirilmelidir. Özellikle Kosova, Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ, Makedonya ve Yunanistan’ın tamamı veya farklı bölgelerinde yaşayan ve tüm Balkanlarda nüfusları 8 milyonu geçen Arnavutlar, Balkanlarda bizim stratejik ortağımız ve birlikte hareket etmemiz gereken önemli bir topluluktur. Buna dikkat etmek bölgede bize önemli bir güç kazandıracaktır. Cennet mekân Sultan Abdülhamid’in Balkanlarda Arnavutlar üzerine geliştirdiği stratejiler mutlaka incelenmelidir. Türkiye’den bölgeye giden tüm İslami toplulukların Allah razı olsun yaptıkları fedakarlıklar ve hizmetler harika, bu hizmetlere tabiki devam etsinler ancak her birini tenzih ediyorum ama devlet içinde yer almak, dış politikaya etki etmek, Balkanlarda hizmet eden yukarda saydığımız devlet kurumlarına eleman koymak gibi şeyler yerine projeler geliştirerek bilgilendirici (İrşat) , Balkanlardaki fakir kardeşlerimize maddi destek vermek (Sadaka) ya da Kamu Diplomasisi gibi hizmetlerde bulunmaları son derece yararlı olacaktır. Türkiye’de faaliyet gösteren bölgeyle ilgili dernekler, düşünce kuruluşları, akademik çalışma grupları desteklenmeli ve Balkanlara proje üretmek üzerine cesaretlendirilmelidirler. Son olarak Balkanlarda yayın yapan başta Türkçe olmak üzere Arnavutça ve Boşnakça yayın organları ile iyi bir iletişim kurulmalı, istişare içinde olunmalıdır.
BALKAN YEMEKLERİ
1 gün önceHABERLER
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024
Öncelikle böyle bir paylaşımın yapılması gayet güzel olmuş fakat ilk önce Türk olanlara, Arnavut.. Arnavut olanlara ise Türk dayatması yapılmamalıdır, Türk, Arnavut, Boşnak bunlar birer ırktır, isteyen istediği gibi kendisini hissedebilir, şayet dayatma yapılırsa diğer ulusların çıkarınadır. Kardeş olduğumuz, ve Birlik ve Beraberliğimiz olduğu sürece yeterlidir, Şahsi görüşümce Balkan Politikası doğrudan gerekli, fakat hizmete konulsa bile yeterince çalışacağını sanmıyorum, çünkü Makedonya , Kosova ve Arnavutluk olsun son derece kritik düzeyde FETÖ barındıran ülkeler ve siyasi istikrarsızlığın hakim olduğu bir ülke. İlk önce Türkiye’de ki Arnavutları bir araya toplama zorluğu çekiyorken bu zamanlarda, Balkan Dış Politikasına muhakkak ihtiyacımız vardır, ama ilk önce Türkiye’de bunu yapmalı ve başarmalıyız. Saygı ve Sevgilerle
Görüşlerinize katılıyorum vekilim erşeyden önce bir üs kurmanız lazım makedonyada
Türkiyeden balkanlara görevlendirilecek olan , giden kişilerin ;akrabaları ve soyu oralarda olanlardan seçilmesi , arnavutça ,makedonca,boşnakça,bulgarca, vb yerel halk dilini bilip bir bütün olarak hizmet vermesi gerekmektedir.orada yaşayan insanların bu tarzdaki kardeşlerimize bakış açısı bir başkadır.
Türkiye’ye atanan yabancı misyon şefleri ve hariciyecilerin kahır ekseriyeti Türkçe bilerek veya öğrenerek atanıyorlar.
Türkiye olarak biz ne zaman şu sadece “İngilizce” sevdasından ve dayatmasından kurtulup, “o” ülkenin dilini bilenleri yurtdışına diplomat olarak atamaya başlayacağız.
Ayrıca; İngilizce bildiğini iddia edenlerde görüyoruz. Birşey bildikleri yok.
Saygılar,
Ahmet Tarık
Önerilerinize katkı için; bölgeye atanacak tüm diplomatlarımız artık “yerel dili ve kültürü” bilen hariciyecilerden atanmalı.
Yoksa da, bu hedefe dönük çalışmalar başlatılmalı,
Saygı ile,
Dr. Semih Koç