DOLAR 33,0452 0.02%
EURO 36,0685 -0.01%
ALTIN 2.621,330,00
BITCOIN 21381540.30527%
İzmir
38°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

305 okunma

Balkan Fıkraları -15

ABONE OL
11/10/2013 10:38
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçen hafta içinde Karşıyaka Makedonya Göçmenler Derneği’nin organize ettiği bir panele konuşmacı olarak katılan 21. İzmir Milletvekili Sayın Kemal Vatan beni de davet etti. Panel sonrası kendisiyle kısa bir görüşmem olmuştu. Nisan ayında bastırmış olduğu Rumeli-Balkan Fıkralarımız ve İlginç öykülerimiz kitabı içinden bazı fıkra ve hikâyeleri köşemizde yayınlamak istediğimi söyledim. Kendisi de memnuniyetle istediğimiz kadar paylaşabileceğimizi ifade etti. Sayın Vatan’a tüm okuyucularımız adına teşekkür ediyor, bugün Sayın Vatan’ın kitabı içinden seçtiklerimi sizlerle paylaşıyorum.

Keyifle okumanız dileklerimle.

 

 

ZOR ZAMAN İÇİN 

 

 

Selanik’in Kayaları kazası köylerinden bir Türk başpehlivanı, orman yolundan köyüne giderken, bir grup eşkıya tarafından yolu kesilir. Ufak tefek bir adam olan çete reisi üstünü ararken pehlivanın kuşağı arasından piştolu(tabancası) yere düşer. Bunu gören eşkıya reisi çıkışır;

–  Bu ne ulan?

Başpehlivan süklüm püklüm cevap verir.

–  Zor zaman için taşırım efem!

–  Ulan bundan daha zor zaman mı olur aptal herif, kullansana diyerek, zıplayıp iki metre boyu olan pehlivana okkalı bir tokat atar.

 

SARIMSAKLA SOĞANI KARIŞTIRMA BEYİM 

 

Vakti zamanında Rumeli’de kurnaz bir bey (Toprak ağası) yanında çalıştırdığı çobanları sömürmek için bir hile geliştirmiş. Yanında çalıştırdığı çobanlara bir yıl boyunca çalışmalarının karşılığında sürüsündeki koyunlardan sırtlayıp ağıl duvarından dışarı atabildikleri kadarını onlara vermeyi vaat etmiş. Ancak çobanlara bütün bir kış boyunca taze soğanla ekmekten başka bir şey vermezmiş. Yılın sonunda takatten düşen çobanlarda ancak bir kaç koyunu ağıl dışına attıktan sonra güçten kesilirmiş. Günün birinde taze sarımsağın güce güç kattığını fark eden bir çoban beyden bir yıl boyunca sarımsak vermesini istemiş. Sarımsak ile soğanın farkını önemsemeyen bey de bu teklifi kabul etmiş.

O sarımsak ki, çobanı koca kış boyunca hastalıklardan koruyup ona güç ve enerji vermiş. Nihayet yılsonu dolup ta hakkını almak için kolları sıvadığın da gücünden bir şey kaybetmeyen akıllı çoban, sahip olduğu güç ile beyin bütün koyunlarını ağılın dışına atmış.

Sonra da beyine (toprak ağasına) dönüp ” SARIMSAKLA SOĞANI KARIŞTIRIRSAN BAŞINA GELEN BU OLUR” demiş.

 

 

SEN BÖYLE KAFAYI BUL DA GÖREYİM

 

 

Balkan göçmenlerinden bir vatandaşımız, şapka almak için İzmir Kemeraltı Çarşısı’na gider. Ancak kafası bayağı irice olduğundan şapka bulmakta zorlanır. Nihayetinde başına uyan bir şapka bulunca hemen dükkâna dalar ve heyecanla şapkanın fiyatını sorar. Adamın heyecanın fark eden dükkân sahibi, bu durumdan istifade edip bizim hemşerimize çok yüksek bir fiyat söyler. Bizim hemşeri de kızıp bu fiyat çok deyince; Satıcı ” İster al, ister alma kuzum. Böyle büyük şapkayı ucuza al da göreyim” der. Hazır cevap olan bizim göçmen müşteri kafasını göstererek ” Nah sen böyle bir kafayı bulup ta bu şapkayı sat da göreyim” der.

 

AKO Sİ BOŞNAK 

(Boşnak isen )

 

Çok eskiden göç eden ama Boşnakça ana dillerini devam ettiren İzmir Bornova’ya bağlı çiçekli köyünden bir Boşnak, komşu yaka köyünün mezarlığı yanından geçerken, taze bir mezar görür ve mezardaki ölü için dua okur ve dua sonunda şöyle der.

Ako si Boşnak Allah rahmet eyleye. Ako si nekoy drug cehennem na glava” 

“Yani; Boşnak isen Allah rahmet eylesin, ama başka kimse isen başın aşırı cehenneme. 

 

ANKARA KARMAKARIŞIK

 

Pomakların ana dilleri Bulgarca ve Makedonca karışımıdır. İstanbul’a göç eden Pomak ailesi de Türkçelerini biraz ilerletmişler. Bu Pomak ailenin Ankara’da evli olan kızları varmış. Bir akşam evin beyi televizyonda akşam haberlerini izliyormuş. Sıra hava durumuna gelince Spiker; Marmara Bölgesi az bulutlu 10 derece, Ege Bölgesi açık ve güneşli 15 derece, Ankara ise karla karışık yağışlı geçecek deyince, adam birden heyecanla ” Hanım koş bak ne der televizyondaki sunucu. Ankara karma karışıkmiş. Çabuk kızi telefon ile arayıp bakalim durum neymiş”

 

SADE OLSUN

 

Kırcalılı kafasını toparlamak için parkta oturuyordu. Yan taraftan yaklaşan üç-beş şımarık delikanlı;

– Amca kahven sade mi olsun, yoksa sütlü mü? diyerek dalgalarını geçerler.

Kırcalılı hiç istifini bozmadan;

 – Sade olsun. Sütlüsü alişkanlik yapar. Hem sonra ben her zaman bu kadar kalabalık ineği bir arada nerede göreceğim?

                                                                

                           

ÖDEŞİRİZ

 

Ofçabollu, misafirlikteyken cami cemaatinden birisi ölmüştür. Ofçabollu cenazeye katılmaz. Misafirlikten dönünce cami cemaatine baş sağlığında bulunur. Gevezenin birisi; ” Cenazeye katılmamakla çok fena yaptın. Sakın duymadım deme” diyerek çıkışır.

Bu duruma canı sıkılan Ofçabollu’nun daha diyecek bir şeyi kalmamıştı, elini sallar ve;

– Eh ne yapalım. O da benim cenazeme gelmez. Ödeşiriz” der.

    

 

    En az 10 karakter gerekli