DOLAR 34,3503 0.01%
EURO 37,3923 -0.02%
ALTIN 3.020,16-0,06
BITCOIN 2331284-1.21392%
İzmir
16°

AÇIK

06:06

SABAHA KALAN SÜRE

Balkan müziklerinin İstanbullu duayeni: Hasan Karakaş
528 okunma

Balkan müziklerinin İstanbullu duayeni: Hasan Karakaş

ABONE OL
03/09/2020 00:58
Balkan müziklerinin İstanbullu duayeni: Hasan Karakaş
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hasan Karakaş’ı bir çırpıda anlatmak o kadar kolay değil. Yıllarını müzik ve sanata adamış, gecesini gündüzüne katmış, gelecek kuşaklara bir şeyler bırakabilme adına çok önemli misyon üstlenmiş, yıllar geçse de içinde aynı hırs ve azmi taşıyan dünyalar tatlısı bir güzel insan.

 

 

 

İZZET KARASU/MANİSA

 

Balkan ve Rumeli müziği dinlerken, “Karakaş” soyadını duyduğumuzda tabii ki hepimizin aklına Havva ve Hasan Karakaş çifti gelmektedir. Her ne kadar basın önünde yorumcu kimliği ile Havva Hanım bir adım önde gözüküyor olsa da, bu güzel insanları tanıyanlar onları birbirlerinden asla ayırmazlar. Birbirlerinin ruh ikizi gibidirler. Böylesine güzel insanlar ile tanışmak, onların dünyasına yakın olmak inanın benim içinde büyük bir şans diye düşünüyorum. Yıllarca TRT ekranlarında olsun, konserlerde olsun Balkan müziğini ve kültürünü genç kuşaklara aktarma adına büyük misyon üstlenen bu iki güzel insandan Sayın Havva Karakaş ile geçtiğimiz haftalarda güzel bir röportajımız olmuştu. Bu haftaki köşemizi, Havva Karakaş’ın büyük bir gururla “hem hayat arkadaşım, hem iş arkadaşım” dediği Balkan müzikleri araştırmacısı ve koro şefi sayın Hasan Karakaş’a ayırdık. Hasan Karakaş’ı bir çırpıda anlatmak o kadar kolay değil. Yıllarını müzik ve sanata adamış, gecesini gündüzüne katmış, gelecek kuşaklara bir şeyler bırakabilme adına çok önemli misyon üstlenmiş, yıllar geçse de içinde aynı hırs ve azmi taşıyan dünyalar tatlısı bir güzel insan. Gelin hep birlikte Hasan Karakaş’a sorularımızı yöneltip bu güzel insanı daha yakından tanımaya çalışalım.

 

 

Sayın Hasan Karakaş, Havva Karakaş ile evli olduğunuz için toplumumuzda birçok kişi sizi Rumelili olarak düşünmektedir. Bize kısaca Hasan Karakaş’ın biyografisini anlatır mısınız? 

 

Hasan-karakaş1Havva hanımı çok seven hemşerileri, Eeee… Hasan Bey Balkanların neresindensin bakalım? dediklerinde, en zorlandığın anlar benim için o zaman başlamaktadır. Çünkü o kadar eminler ki benim Balkanlı olduğumdan! Bende onların hayallerini bozmamak için ” İstanbul’un Rumeli yakasındanım” diyerek o güzel insanların yanından mutlu bir tebessümle ayrılmalarını sağlıyorum. Evet ben İstanbulluyum ama Balkanların, Rumeli’nin ve Trakya’nın o güzel yürekli insanlarını çok seviyorum. Hayatımın yarısından çoğunu Balkan-Rumeli müzikleri ve kültürüne adamış bir insan olarak, ömrüm yettiğince hizmetlerinde olmak benim için büyük bir gurur ve onurdur.

Sizi TRT ekranlarında yıllarca orkestra ve koro şefi olarak büyük bir keyifle izledik. Hasan Karakaş TRT öncesi ne gibi çalışmalar yapmıştır? Kimlerden destek almıştır? 

Tabii ki TRT öncesi çok uzun bir zaman dilimi. Ben bu yıllar içerisinde İstanbul’da amatör ve profesyonel bir çok sanatçıya sahnelerde sazımla eşlik ettim ve bu arada kendimi geliştirebilmek, nota ve Türk Halk Müziği nazariyatını öğrenebilmek için düzenli olarak, çeşitli eğitim kurumlarından dersler aldım. Bu yıllar içerisinde bende emeği olan belki de yüzlerce kişi vardır ama benim belleğimden silinmeye hocalarıma gelirsek; Bir halk müziği duayeni, folklor uzmanı, müzikolog, saha araştırmacısı, sanatçı, eğitimci, yönetici sanat uygulayıcı Sadi Yaver hocamın bende büyük emeği vardır. Bu muhterem kişiyi 1994 yılında 88 yaşında kaybettik. Nur içinde yatsın. Bir müddet fahri olarak katıldığım İstanbul Belediye Konservatuarı’nda Dürdane Altan hocamı bana yapmış olduğu katkılarından dolayı minnet ve şükran ile anıyorum. Uzun yıllar sahnede birlikte çalıştığımız Türk Halk Müziğinin dev sesi rahmetli Turan Engin ve Allah uzun ömürler versin İstanbul Radyosu bağlama sanatçısı Erhan Kutsal ve Yavuz Top hocalarım bende emeği olan çok değerli kişiler arasında en başta gelenlerdir.

SEN ÇALIŞ HAZIR OL, İŞ SENİ BEKLEMEZ

Uzun yıllar TRT İzmir Radyosu’nda görev yaptınız. TRT İzmir Radyosu’na giriş öykünüzü bizimle paylaşır mısınız? 

Hani derler ya, sen çalış hazır ol, iş seni beklemez diye. İzmir Radyosuna giriş öykümü kısa özetleyecek olursak, Yıllarca nasıl biraz daha fazla bilgi sahibi olabilirim diye gece gündüz emek  sarf ettiğim, gönül verdiğim Türk Halk Müziğine hizmet ede bilmeme olanak sağlayabilecek, TRT’nin sınavla yetişmiş saz sanatçısı alacağı haberini radyo anonsundan duydum. Gece geç vakitti. Spiker, ertesi gün kayıtların son günü olduğuna dikkat çekiyordu. Her nedense kendimi bu sınava hazır hissediyordum ve ani bir kararla o akşam İzmir’e doğru yola çıktım. İlginç rastlantı, o gün en son kayıt olan kişiydim. Benden sonra gelenleri zaman dolduğu için kayıt etmediler. Bunda da bir hayır vardır dedim ve yıllardır isimlerini radyolardan duymuş olduğum bir jüri ve başlarında Allah rahmet eylesin Büyük hoca Nida Tüfekçi. Girdiğim bu sınavı iyi bir derece ile kazanarak, 1982 yılında İzmir Radyosunda göreve başlamış oldum.

Havva Karakaş ile kaç yılında evlendiniz?

Havva hanımla 1983 yılında evlendik. Ezgi adında bir kızımız var.

 

Koro şefliğine ne zaman geçtiniz? 

 

10 yıl radyodaki çeşitli programlarda bağlama sanatçısı, grup şefi ve icra denetim kurulu üyesi olarak hizmet verdikten sonra, 2000 yılında Ankara’da yapılan THM şeflik sınavını birincilikle kazanarak ” Koro şefi ve Saz sanatçısı ” olarak hizmete devam ettim.

 

Orkestra ya da koro şefine ne gerek vardır? Koro şefi ya da orkestra şefi olmadan onlar parçaları seslendiremezler mi? Bu değerlendirmeler ışığında bize Koro ve orkestra şefliğinin önemini açıklar mısınız? Bizim algıladığımız gibi basit bir şey olmadığını düşünüyorum. 

 

Hasan-karakaş2Orkestra şefleri, bir esere ruh ve kişilik kazandıran önemli müzik adamlarıdır. Şeflerin en önemli görevleri, o eserin gidişine göre yapılan icrayı yönlendirmek, yapılabilecek yanlışları uyarmak, notadaki nüans terimlerine uygunluğu sağlamak, eserin tüm orkestra tarafından gereken hızda veya yavaşlıkta o esere yakışacak bir metronom içinde icra edilmesini sağlamaktır. Şef, el kol, jest ve mimiklerle orkestrasına yön vererek onları işlerine konsantre eden kişidir. Şef olmaz ise ne taktik, ne teknik, ne de strateji kalır. O el ve kol hareketleri de ezbere yapılan hareketler değildir. Hepsinin ayrı bir anlamı, ayrı bir anlatım dili vardır. Burada mühim olan takım olma ruhudur. Bu sebepten dolayı, şef burada bütünleştirici ve uygulatıcı rolündedir. Peki, şef olmadan bir orkestra eseri seslendirilebilir mi? Tabii ki seslendirilir ama unutmayalım ki savaşlarda birlikte koordineyi sağlama açısından ordunun başında bile bir komutan vardır. Müzik, hepimizin de bildiği gibi teorisi olan, matematiksel olduğu kadar, ruhsal dinamikleri de içinde barındıran, olum’dan ölüme kadar hep bizimle olan harika bir olgudur.

    

Bir orkestranın herhangi bir yapıt için provasını izlemek ile o orkestrayı konser salonunda dinlemek arasında duygusallık ve öğreticilik arasında ne gibi fark vardır?

 

Bu sorunuza şöyle yanıt verebilirim. Bir lokantanın mutfağındasınız ve orada o yemeğin sizin önünüze gelene kadar ki geçirmiş olduğu bütün merhaleleri görüyorsunuz. Ama daha tatmadığınız için lezzeti hakkında bir fikir sahibi değilsinizdir. İşte prova da böyle bir şeydir. Orası müziğin pişirildiği mutfaktır. Orada nelerin cevapları aranır derseniz? bir çok kriter sayabilirim. Bunlar; eserin metronomu, tonu, nüans yerleri, nerede susulacak, nerede forte, nerede piyano yapılacak gibi müzik terimlerinin uygulandığı çalışmadır Prova. Aslında dinleyene fazla keyif verdiği söylenemez ama iyi yapılan ciddi bir provanın orkestraya konser sırasında büyük bir katkısı olur. Yapılan müziği ruhun gıdası olarak düşünürsek, prova sayesinde bu gıdayı en mükemmel şekildi pişirerek halkımıza sunmuş oluruz.

    

TRT’de koro şefliği dışında bulunduğunuz görevler ile birebir içinde bulunduğunuz ve hayata geçirdiğiniz programlar nelerdir? 

 

İstanbul’da çeşitli amatör ve profesyonel topluluklarda sahne çalışmaları, İstanbul(Sarıyer) Halk eğitim korusu kuruluşu, Manisa( Turgutlu) İzmir (Karşıyaka) Halk eğitim merkezlerinde ve Karşıyaka Belediye korosunda bağlama ve repertuvar hocalığı yaptım.

TRT’de Müzik yönetmenliği yaptığım programlardan bazıları;

1- TRT-FM Günün solistleri 10 yıl boyunca her hafta canlı

2- Radyo sanatçılara konserleri, her pazar ayda 1 kez

3- Radyo 4 cıngılları

4- THM – TSM ile birlikte Türkiye’nin bir çok ilinde Cumhuriyet Halk Konserleri

5- Çok sayıda Bayram özel programları

6- Aşık Veysel özel CD çalışması

7- Taş plaktan günümüze CD’si( Eskiden en çok beğenilen Türküler)    

    8- Dış yayınlar için çok sayıda özel eğlence programları

9- Kahramanlık ve Ege Türküleri CD’si

10- THM özel Türküler CD’si

11- “Telde dilde Anadolu” programı 1 yıl boyunca her hafta canlı                                12- 10 yıl boyunca TRT Amatör Halk Müziği yarışmalarında müzik yönetmenliği   13- Çok sayıda Yurttan sesler, Dolu dolu Anadolu ve Halk ezgileri programları     14- Özel Rumeli CD’leri                                                                                              15- 2006-2009 yılları arasında Ankara Televizyonu’nun çektiği ” Balkan Havası ” (90 program canlı)

Yukarıda yazdıklarım kadar daha çeşitli program ve görevlerde bulunmuşsunuz. İnanın ben yazarken yoruldum. Sizi yürekten tebrik etmek istiyorum. Hasan bey yurt içinde üst düzey programlar yaptınız ve çok önemli görevlerde bulundunuz. Peki Hiç yurt dışı görevlerinde bulundunuz mu?       TRT’nin görevlendirdiği görevlerim arasında;

1-    Norveç ” EBU Konserleri”

      2- 8 ayrı şehirde Makedonya konserler dizisi

      3- Cumhuriyet treni ile Balkan ülkeleri gezisi ve konserler dizisi

4- Belgrat’ta yapılan 1. Balkan Festivalinde Türkiyeyi temsil görevi.

2008 yılında Gilan, Prizren ve Priştina’daki  Kosova konserlerini sayabilirim. 

Koro ve orkestra şefliğinin yanında tabii ki Balkan müzikleri araştırdığınızı ve TRT repertuarına birbirinden güzel beste ve derlemeler kazandırdınız. Bunlardan bazılarının isimlerini bizimle paylaşır mısınız.    

Ak güvercin olaydım, Susuz köy başlarında Hilmiye’m, Ardaya suya varma, Bekir ağam bağları, Köprüden geçer iken, Duman çökmüş yar yolunu seçemem, İki turnam gelir aşaden aman, Benim bugün ahım var, Hokka hokka lokumları, Kar yağar alçaklara, Aklida basma giyersin beyim aman, Ben bir göçmen kızı gördüm tuna boyunda, Gidin sorun babasına, İki gemi yan yana, Leblebi koyarlar tasa, Çattılar gazan taşını, Minderin ucuna bastım, Oduncular dağdan odun indirir, Üç çınar altında lambalar yanar, Minaresi yetmiş basamak, çattılar ocak taşını

KAVRAM KARMAŞASI VAR

Balkan ve Rumeli müzikleri nasıl yorumlanmakta?

Rumeli müziği, maalesef çok büyük yanlışlıklar girdabı içerisinde sürüklenip gidiyor. Ortada bir kavram karmaşası var. İlk önce kendi kendimize biz kimiz? diye sormamız gerekiyor. Eğer kim olduğumuzun ve nereden geldiğimizin farkına varırsak o zaman yapılan müziklere de kalite ve milli duygularımızı katabiliriz. Alternatif programların olmaması nedeniyle, düşük kalitedeki müzikleri dinlemek zorunda bırakılan halkımız, çaresizlik içerisinde kalmaktadır. Çünkü seçme hakları yoktur ve ne verirseniz onu dinlemek mecburiyetindedir. Son yıllarda Rumeli müziğine duyulan ilgi hızla artmakta olup, az sayıda olmakla birlikte çok kaliteli gruplar ve bu müziğe gönül veren insanları görmek olarak ifade edebilirim.  

Uzun yıllar TRT ekranlarından birbirinden güzel çalışmalarınız olmuş. Tabii ki bizlerde en çok iz bırakanı, çok değerli eşiniz Havva Karakaş ile birlikte hayata geçirdiğiniz ” BALKAN HAVASI ” programı ile milyonları ekranlara kilitlediniz. Balkan Havası programı ile Türkiye’de neler değiştirdiğinizi düşünüyorsunuz?                                                                                                         

                                                      Her coğrafyanın Türküleri güzeldir ve zevkle dinleriz. Çok geniş bir bahçeye benzeyen Türk dünyasının her köşesi, başka bir güzelliktedir. İşte bu bahçenin Balkanlar köşesinde bizim güzelliklerimiz de vardır. Hepimiz Balkan-Türk kültürünün türkülerini dinleyerek büyüdük. Bunun yanı sıra masallarımız, yemeklerimiz, bilmecelerimiz, manilerimiz, giyim ve düğünlerimiz bizlerin kopmaz birer parçasıdır. Balkan kültürü radyo televizyon ve diğer sanat etkinlikleriyle ayakta kalabilir. Yapacak o kadar çok iş var ki. Balkanlardaki eski Türk kentleri ve köylerinde, üzeri külle örtülü kalmış Türk izleri. Yani, dilimiz, edebiyatımız, türkülerimiz vs. Sözün kısası; Balkanlardaki Türk kültürünün bütün güzellikleri taze kalmak zorundadır. İşte bu duygular amaç edinilerek Balkan Havası programı fikri doğdu. Balkanlardaki Türk coğrafyasında çalınan ve söylenen türküler, şarkılar, maniler, halk oyunları, göç hikayeleri, seyirlik oyunlar. Kısaca Balkan kültürü doğru şekilde aktarılmaya çalışılmıştır. TRT kurumu kamu yayıncısı sıfatıyla her türlü desteği bizden esirgemiştir. Program yapımcısı ve yönetmen Necati Var ve Sevinç Akansel, sunucu Havva Karakaş ve müzik yönetmeni olarak ta ben görev yaptım. TRT tarihinde bir ilk olan bu programla bazı farkına varılmayan kültürel değerlerimizin farkına varılmasında katkıda bulunduğumuza inanıyoruz. Bunun kanıtı olarak TRT Balkan Havası programı olarak ” Medya Halk Bilimine Hizmet” ödülüne layık görüldük. Yıllar içersinde radyo ve TV’de yaptığmız bir çok müzik üretimleri içerisinde ” Balkan Havası Programının” ayrı bir yeri vardır. Neden? diye soracak olursanız; O uzun süre devam edebilen, taşıdığı kültürden aldığı kuvvet ile, ayakları yere sağlam basan, sadece bir müzik programı değil, geçmişte yaşanmış ve günümüzde yaşanmakta olan Balkan ve Rumeli Kültürünü her yönüyle inceleyen, Rumeli insanını duygu ve düşüncelerini canlı örnekleriyle veren bir programdı. Ve çok değerli halkımız ve hemşehrilerimiz onu gönlündeki en güzel yere koydu.

 EMEK YOKSA YEMEKTE YOK

Hasan-Karakaş

Emeklilik sonrası Hasan Karakaş neler yapıyor ve yapmaktadır?     

                                      

2008 yılında kendi isteğimiz ile emekli olduk. Tabii ki sadece memuriyetten. Çünkü müzik’ten ise asla emekli olunmaz. Eğer kafanızda bir projeniz yoksa, bir şeyler üretmek isteğiniz kaybolduysa, işte o zaman emekli oldunuz


Seneler geçse de Hasan Karakaş’ın içindeki müzik ve sanat aşkı hiç bir şey kaybetmemiş gözükmektedir. Bu yoğun tempo yanında, dünyalar tatlısı kızınız Ezgi ile birlikte Üniversite okuduğunuzu duydum? Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?                                                                                                  

Bu insanın ömrünü de kısaltan bir süreçtir. En azından hobi olarak bir şeyler ile meşgul olmak insana yaşam sevgisi verir. biz emekli olduktan sonra da Televizyonda Balkan Havası Programına devam ettik. Bu yüzden bizim emekliliğimize geçişimizde hiç bir sorun olmadı. Her hangi bir boşluğa düşmedik. Program bittikten sonra biraz dinlendik ve derleme ve araştırma çalışmalarına tekrar başladık. Sahne ve konser çalışmalarımız çok şükür son hızıyla devam ediyor. Evdeki zamanımızı ise yeni eserler geçerek, bunları en doğru şekilde icra edebilecek seviyeye getirebilmek için devamlı bir çalışma içerisindeyiz. Yani evde de müzik ve ses olarak devam ediyor çünkü. Kısaca emek yoksa yemekte yoktur.                                     

Önce işten başlayalım. Eğer işinizi severek yapıyorsanız, işinizi yaparken işinize gülüyorsanız, devam edin. Çünkü doğru yoldasınız demektir. Eğer işiniz size gülüyorsa, siz o zaman işi bırakın. Tamam artık emekli olma zamanı gelmiş demektir. Çok sevdiğim bir söz vardır ” İNSANIN İYİSİ, İŞİNİN DELİSİ” diye. Diğer sorunuza gelince, ben ” İşletme Lisans” kızım Ezgi ise ” İngiliz dili ve edebiyatı” mezunuyuz. Biz baba kız, okumanın ve öğrenmenin yaşı yoktur felsefesinde yola çıkarak, 2. üniversitelerimiz olan ” Radyo ve Televizyon Programcılığı ” bölümünden de mezun olmak üzereyiz. Çünkü biz okumaktan ve öğrenmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Buradan geleceğimiz olan gençlere de ” Muhakkak okuyun” diyorum. Çünkü eğitimsiz bir toplum, yok olmaya mahkumdur.

Yıllarca Balkan ve Rumeli müziği dedik, derleme dedik ve beste dedik. Bunların dışında gelecek kuşaklara aktarma adına başka projeleriniz var mıdır? Anılarınızı paylaşacağınız bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz? Ya da buna benzer bir çalışmanız olacak mı? 

Rumeli folkloru ile ilgili geniş kapsamlı bir çalışma içerisindeyiz. Arzumuz bu çalışmayı en kısa zamanda CD’li bir kitap haline dönüştürebilmek. Ayrıca burada balkanlar ile ilgili, şimdilik detaylarını açıklayamayacağım çok güzel bir projem var. İnanın benim hayatımdaki en büyük arzum, bu projeyi hayata geçirebilmektir.

Bu projenizi inanın biz de merakla bekliyor olacağız. Sayın Karakaş, biz sordukça ağzınızdan bal akar gibi büyük bir içtenlikle sorularımıza cevap veriyorsunuz. Samimiyetle itiraf etmek isterim ki, yüreğinizdeki insanlık sevgisi, eşiniz ile birlikte tavan yapmış durumda. Havva Karakaş ile röportajımızda Hasan Karakaş kimdir? diye sormuştum. Rövanş alma sırası sizde?(Gülüştük) Siz çok değerli eşiniz Havva Karakaş için neler söylemek istersiniz?  

Havva Karakaş’ı size nasıl anlatayım bilemiyorum? Ne kadar anlatsam, inanın çok şey eksik kalacaktır. Ama öncelikle çok iyi bir eş, çok iyi bir ev hanımı ve anne diyebilirim onun için. Eşim, bir balkanlı kadının tüm özelliklerini taşıyan biri. Öncelikle çok doğal. Ekranda gördüğünüz saflık ve  temizlikte. Acıyı, sevinci paylaşan güzel yürekli bir insan. Atalarından aldığı kültürü, geleceğe doğru aktaran, araştıran, okuyan, sanat yaşamında herkese yardımcı olan, yapılan güzel çalışmaları takdir eden, fakat asla taklit etmeyen kendine özgü bir sanatçıdır Havva Karakaş. Öz güveni, ezberi ve doğaçlama konuşma kabiliyeti çok yüksek olan eşim, Vatanına, bayrağına, Atasına, gelenek ve göreneklerine son derece bağlı melek kalpli bir Türk kadını.

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP