Balkan vizesi ve AB mesajının etkileri

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçen yıldan hatırlayacağımız gibi Avrupa Birliği Adalet ve İçişleri Konseyi 30 Kasım 2009 tarihinde aldığı karar sonucunda, 19 Aralık 2009 tarihinden itibaren Sırbistan, Makedonya ve Karadağ ülkelerine yönelik vize uygulamasının kalktığını açıklamıştı. Bu yılın AB’den gelen sevindirici haberi ise AB‘ye girmek için müzakereler yürüten Bosna Hersek ve Arnavutluk’a vizesiz AB yolunun açılması oldu. Ne yazık ki 50 yıldır AB’nin kapısında ve son 5 yıldır üyelik müzakerelerinde olan Türkiye ise, vizesiz seyahat için konulan 3 şarttan geri kabul anlaşmasını henüz onaylamadığı için bu haktan yararlanamıyor. Bu hakkı kullanamamanın Türk vatandaşlarına ve özellikle Türk özel sektörüne nelere mal olduğu sanırım herkesçe malumdur. AB’nin son vize dalgası ile birliğin Türkiye ile olan sınırlarını daha somut bir biçimde belirlediği ve bu sınır üzerinden Türkiye ile sıkı pazarlıklar yapmak niyetinde olduğu açık… Hatta Avrupa’nın Balkanlar’ın Müslüman egemen olan bu iki ülkesine vizeleri kaldırması ve bu iki ülkeyi AB’ye tam üye yapmaya niyetli olması, AB’nin bu ülkeler üzerinden İslam dünyasına bir mesaj verme niyeti olarak ta algılanabilir.  Ancak Türkiye’nin üyeliği ve çoğunluğu Müslüman olan Türk vatandaşlarının AB’de serbestçe dolaşmasının dışında, AB’nin İslam dünyasına vereceği hiçbir mesaj, birliğin ve birliğin destekçisi diğer batı ülkelerinin amaçladığı medeniyetler ittifakı söylemini desteklemeye yetmeyecektir. Küçüklük ve büyüklük kıyası ile değil ama tarihi gerçeklikten hareketle baktığımızda, Türkiye’nin hiçbir Müslüman Balkan veya diğer İslam ülkeleri gibi tesir alan ülke olmadığını, dahası Türkiye’nin tesir eden, belirleyici olan, medeniyet kuran ve fail bir ülke olduğu hemen ortaya çıkacaktır.

TÜRK-ARAP-ACEM KÜLTÜRLERİ

Türkiye’nin müteessir değil de müessir bir ülke olduğu, bugün AB’nin vizeleri kaldırılmaya çalıştığı ülkelerden belli değil midir?  Türk – Arap – Acem kültürleri, İslam dinin bu milletlere getirdiği ivme ve bakış açısıyla tarih sahnesinde sıralı bir biçimde yerini almış ve insanlık hafızasına kazınmıştır. Ancak İslam’ın bir kültür olmaktan çıkıp medeniyet olması, dünya siyaset ve politika sahasında etkinlik kazanması ve tüm tarih boyunca hatta günümüzde dahi yapılan her stratejik planda yer alması Türkler sayesinde olmuştur. Hiç kuşku yok bu durum, Türkleri diğer İslam milletlerinden üstün kılmamakla birlikte, bu milletlere karışı sorululukları olan bir merhaleye taşımıştır. Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde ve kuruluş çalışmalarında, İslam milletlerinin Türkiye’ye verdiği desteğin, bu durumun çok açık bir göstergesi değimlidir. Bu sebeptendir ki bu kutlu medeniyetin müntesipleriyle konuşmak ve onlara mesaj vermek isteyen her devlet ya da birlik,  bu medeniyete 1000 yıl boyunca hizmet etmiş, onlarca devleti bu medeniyetin muhafazası ve gelişimi için kurmuş ve kaybetmiş olan Türkiye üzerinden vermesi, verilecek mesajı daha etkin kılacaktır.

Bundandır ki Türkiye Balkanlar’da daha etkin olabilmek, medeniyetlerin barış ve huzurunu daha güçlü sırtlaya bilmek için Balkanlar’da, bugün Suriye – Ürdün – Lübnan ve Türkiye arasında kurmaya çalıştığı serbestinin bir benzerini Makedonya – Arnavutluk – Karadağ – Sırbistan – Bosna-Hersek ve Türkiye arasında da kurmalı, bu bölgedeki kültürü, siyaseti, ekonomiyi daha çok birbirine yaklaştırmalı, bir medeniyetin temsilciliğinden maada medeniyet ve kültürlerin zamkı, harcı olmalıdır. Komşularıyla sıfır problem politikasının, yakın zamanda komşularıyla çok ve sağlıklı ilişki düzeyine çıkması, AB’ye Türkiye’nin kabulü konusunda daha etkili mesajlar verecektir. Türkiye’nin AB’ye vereceği en güzel ve güçlü mesajlarında, balkanlar ve balkanlardaki kardeşlerimiz üzerinden olacağı aşikârdır. Hükümetin ve özellikle Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hemen her ayın bir günü balkanlarda olması, bu konudaki ümitlerimizi artırmaktadır. Bu konudan hareketle Türkiye’deki tüm göçmen topluluklarının katkılarının T.C hükümeti için ne derece değerli olacağı açıktır….

Not; Tüm Balkan Günlüğü Gazetesi ailesinin, Balkanlı hemşerilerimizin, Türk ve İslam aleminin bayramını en içten dileklerimle kutlarım.