0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Rifat Sait
24.Dönem İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı
rifat.sait@gmail.com

Balkan ülkeleri başkaldırmış, Balkanlarda milliyetçilik hortlamış, O küçük dediğimiz, Sırbistan, Yunanistan ve Bulgaristan gibi Balkan ülkeleri koskoca Osmanlı’ya karşı kafa tutmaya cüret etmişlerdir. Rahmetli Abdülhamid Han, 3 yıl Selanik’teki Alatini Köşkü’nde ev hapsinde tutulduktan sonra 1912’de İstanbul’daki Beylerbeyi Sarayı’na apar topar getirilir. İstanbul’a gelince durumu gören Sultan Abdülhamid, üzülmüştür, zira 33 yıl devletin başında Osmanlı’yı ayakta tutmayı başarmıştır. O kadar saldırılara, ihanetlere ve çirkin eleştirilere rağmen akıllı ve doğru iç ve dış politikalarla bunu başarmıştır. Sultan Abdülhamid İstanbul’a gelince “Yunan ve Bulgar ne zamandan beri birlik oldular onlar, onlar düşman değiller miydi? “ diye sorar. Ama cevap alamaz. Zaten ardından da 1913-14 yıllarında Birinci ve ikinci Balkan savaşları patlar, sonrasında birinci Dünya savaşı gelir. Selanik’i, Üsküp’ü, Kosova’yı, Adaları birer birer kaybederiz.
Abdülhamid han’ın sorduğu soru önemlidir. Yunanistan ve Bulgaristan arasında yıllar öncesinden var olan sorunlar, onların birbirleriyle uğraşmasından, Osmanlı’ya kafa kaldırmasını engellemiştir. Bu Osmanlının daha doğrusu Sultan Abdülhamid’in akıllı dış politika stratejisidir. Demek ki Batılı ülkeler ki başrolde İngilizler, Ruslar, Almanlar vardı, bu sorunları unutturup, milliyetçilik ateşini körüklediler ve ardından da Balkanlar’da Hristiyan-Müslüman savaşını başlatıp, İslam’ın hamisi Osmanlı’ya ortak bir Balkan savaşı başlattılar. Maalesef bu savaştan Balkanlardaki Müslüman topluluklar, Arnavutlar, Boşnaklar, Torbeşler ve Pomaklar çok zarar gördüler. Aslında onların da hataları vardı. Osmanlıya sahip çıkıp, sımsıkı kenetlenmeleri gerekirdi. Maalesef olmadı. İçerdeki ve dışardaki hainler, koskoca Balkanların bizden kopmasına neden oldular.
Tarih tekerrürden ibarettir. Ders alınmazsa tekrar etmeye devam eder. Geçen hafta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında güzel bir ifade kullandı. Hatırladığım kadarıyla mealen dedi ki; “Meydanlarda destan yazıyoruz ama onu yazıya dökmekte başarılı değiliz” Yani hem diplomatik olarak masada hem de tarih kitaplarında bunları istediğimiz şekilde yazamıyoruz. Şimdi yaklaşık 100 kadar yıl önce Balkan savaşlarının öncesine gidip, Sultan Abdülhamid’e kulak versek. Tarihten dersler alsak. Zira Balkan ülkeleri yine birilerinin fitneleriyle bize karşı diklenmeye başladı. Bu onların haddi ve cesareti değil. Dediğim gibi birileri (ABD, Almanya, Fransa veya İngiltere) kışkırtıyor veya zorluyor. Son günlerde Yunanistan Savunma bakanı, Başbakanı ve son olarak Cumhurbaşkanı Türkiye’ye karşı anlamsız ve aptalca dikleniyor. Aptalca diyorum zira ekonomik sıkıntı ve siyasi bunalım içindeki Yunanistan’ın komşusu Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olması akıllıca olurdu. Belli ki birileri zorluyor. Keza AB dönem başkanı Bulgaristan’da da bir takım Türkiye aleyhine gelişmeler yaşanıyor. Yarın Bulgaristan’ın Varna şehrinde yapılacak olan AB toplantısı önemli. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan da bu toplantıya katılacak. Bu arada Bulgaristan’ın ABD ile yaptığı askeri tatbikatlar gözden kaçmıyor.
Balkanların Türkiye’ye karşı bilenmesi yada düşmanca hareket etmesi son derece yanlış. Zira onların zaten ilgilenmesi gereken kendi içinde sorunları var. Sanırım unutmuşlar ama hatırlatmak gerekiyor. Yunanistan’ın Makedonya ile olan isim sorunu, Yunanistan’ın Arnavutluk ile olan Çamerya Arnavutları sorunu, Sırbistan’ın Kosova ile olan sorunu, Sırbistan’ın Sancak ve Voyvodino özerk bölgeleri gibi. Tüm bunların dışında Balkanlardaki Slavlaşma, Katolik-Ortodoks karşılaşması, milliyetçilikler… v.s. Türkiye hepsini çok iyi biliyor. Türkiye, Balkanlarda, stratejik ortağı olan Arnavutları ve Boşnakları çok iyi değerlendirebilir. Ayrıca Balkanlarda yaşayan 2 milyondan fazla Türk ve 10 milyon kadar Müslüman topluluk, birilerine hatırlatılmalı. Osmanlıdan ve Sultan Abdülhamid’ten alınacak çok güzel stratejik dersler var. Ama her şeyden önce biz kendi içimizde birlik olmamız gerekiyor.