DOLAR 32,8438 0.05%
EURO 35,2037 -0.11%
ALTIN 2.449,41-1,61
BITCOIN 2107225-1.14502%
İzmir
36°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Balkanlar’a iç siyaseti sokan Çıray’a, Arınç’tan cevap

Balkanlar’a iç siyaseti sokan Çıray’a, Arınç’tan cevap

ABONE OL
04/06/2014 09:43
Balkanlar’a iç siyaseti sokan Çıray’a, Arınç’tan cevap
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İSTANBUL/BALKAN GÜNLÜĞÜ

Balkan Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu’nun Ördekli Kültür Merkezi’nde düzenlenen 4. genel kuruluna katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Aytunç Çıray, Türk tarihinde vatana ihanet etmiş bir bebek katiliyle pazarlık etmenin olmadığını ifade ederek, “Dün duydum, üzüldüm. Başbakan yardımcıma da şikâyet ediyorum. Şırnak Valisi çıkmış, Sayın Başbakana ve Öcalan’a teşekkür ettiğini söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başbakanı ile bir terörist başını aynı cümle içinde kullanan vali, Türkiye Cumhuriyeti’nin valisi olamaz. Böyle bir şey kabul edilemez. Bu belli ki Cumhurbaşkanlığı seçimi aşamalarından bir tanesi. Türkiye’de bu iş bu kadar kolay çözülecekse bu ülke neden bu kadar bekledi? Eğer Türkiye’de 2 bin kişi istediklerini ülkeye dikte ettireceklerse 700 bin kişilik orduya ihtiyaç yok. Vergilerimize günah. Terhis etsinler onları gitsin. Bu kabul edilemez. Anaların ağlamasını kimse istemez. Bunu ancak vicdansızlar isteyebilir. Bu ülkede kan akmasını da isteyemez ama kan akmasın diye Kurtuluş Savaşı’ndan vazgeçemezdik. Analar ağlamasın istiyorsunuz ama iki gün önce gördük, analar ağlıyor. Çocukları dağa kaçırılmış insanlar protesto yapıyor. Berkin Elvan’ın annesi yok mu? Uğur Kurt’un annesi ağlamıyor mu? Türkiye bu bölünme, ayrışma sürecinin önünde durmalıdır” ifadelerini kullandı. Hükümetin, Hak ve Özgürlükler Partisi’ne kaybettirmek için seçimlerde Hürriyet ve Şeref Partisi kurdurduğunu ileri süren Çıray, “Bereket uyanık Balkanlılar ve Rumelililer, ülke içindeki bu siyaset oyununa gelmedi. Eğer o iş o zaman başarılı olsaydı bugün Bulgaristan’daki asimilasyon politikası sonuna kadar başarıya ulaşırdı. Bu manzaradan başkaları üzüntü ve utanç duymayabilir fakat biz Rumelililer bu ‘iki ayyaş’ sözüne çok üzüldük. Sitem ediyorum. Bu ülkenin kurucusuna ve kurtarıcısına ‘ayyaş’ denildiğinde yeterli tepkiyi vermedik. Türkiye adaletini arıyor. Türkiye ciddi bir yönetim arıyor. CHP olarak kanun dışı her türlü dinlemeye karşıyız. Başbakanı da kanun dışı dinliyorlarsa karşıyız. Ahmet efendiyi de kanun dışı dinliyorlarsa karşıyız. Bu ülkenin sırlarına vakıf olmak için, bu ülkeye tasallutta bulunan herkesin karşısındayız. Casusluk yapmak isteyen herkesin karşısındayız ama bu olayları biz yapmadık. Biz bu olaylara maruz kaldık. Önümüze geldiler, koydular. Birileri yapmış, onları, bunları dinlemiş. Burada daha vahim bir olay var. Başbakan, ‘Beni dinlemişler’ diyor. Cumhurbaşkanımızı dinlemişler. Anayasa Mahkemesi Başkanını, Genelkurmay Başkanını dinlemişler. Eğer bu kadar insan dinlenmişse, biz sadece bize dinletilenleri biliyoruz. O zaman devletimizin sırları hangi ülkelerin elinde acaba? Acaba devletimizi yönetenler rehin mi alındı? Kendisini koruyamayan, Cumhurbaşkanımızı koruyamayan, Genelkurmay Başkanını koruyamayan birisi sizin hanenizi, çoluk çocuğunuzu nasıl koruyacak? Böyle devlet yönetimi olmaz” ifadelerini kaydetti.

AYNI ŞEY BÜTÜN BALKAN ÜLKELERİNDE VAR

Çıray’ın konuşmasının ardından söz alan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arnıç ise, “Biraz önce konuşan Çıray adeta bana Meclis’te olduğumu hissettirdi. Kendisiyle bazen Meclis’te karşılıklı atışmalarımız oluyor. Aşmadan, söz isteyip, birbirimize bir şeyler söylediğimizi de hatırlıyorum. Tabii çok nezaketli konuştu. Yerdiği birkaç konu hakkında sizleri üzmemek kaydıyla, konfederasyon genel kurulumuzu da rahatsız etmeme düşüncesiyle kısa cevaplar vermeyi arzu ediyorum. Bulgaristan’da Hak ve Özgürlükler Hareketi’nden Kırcaali’den milletvekili seçilen Erdinç kardeşimizle hepimiz iftihar ettik. Ben bu harekete çok yakın birisiyim. Kendisini biraz genç gördüm ama oradakiler büyükleri kendileriyle nasıl yakın ilişki içinde olduğumuzu bilir. Sayın Çıray’ın söylediği kısmen doğrudur. Bulgaristan’da Hak ve Özgürlükler Hareketi’ne karşı o partiden ayrılan birtakım milletvekili ya da siyasetçi başka bir parti kurmuşlardır. Bunun ayıplanacak, eleştirilecek, vatan düşmanlığı gibi gösterilecek bir tarafı var mı? O bölgeyi çok iyi bilen bir ansan olarak söyleyeyim. Aynı şey Makedonya’da yok mu? Orada partilerin birbirlerine karşı rekabeti söz konusu değil mi? Siz hiç Kosova’ya gitmediniz mi? Orada farklılıklar yok mu? Mamuşa Belediye Başkanını dinleseniz, size hakkında neler söyleyecektir. Bilmiyor musunuz? Kosova’da, Bulgaristan’da, Makedonya’da Batı Trakya’da da bu böyledir. Gönlümüz istiyor ki, siyasette güçlü olalım. Birlik olalım. Farklılıklarımızı bile aynı parti çatısı altında sürdürelim. Bir oyumuz bile heba olmasın. İki milletvekili çıkaracağımıza 3 çıkaralım ama bazen siyasi rekabetler o noktaya geliyor ki, başka partiler halinde seçimlere giriyoruz, 3 çıkaracağımıza 1 bile çıkaramıyoruz. Bütün bunlar Türkiye’de de yaşandığı gibi, bu bölgede de yaşanıyor. Ahmet Doğan’ın Türkiye’ye karşı ilgisizliği, hükümetimize karşı kayıtsızlığı, oradaki yurttaşlarımızla olan ilişkileri eleştiri konusu olmuştur. Şimdi Hak ve Özgürlükler Hareketi maalesef acı bir olayın da yaşandığı genel kurulda yeni bir başkan seçmiş. Lütfi Mestan başkanlığındaki bu hareket de devam etmektedir. Size şunu söyleyeyim: Lütfi Mestan başkanlığındaki yönetimle ilişkilerimiz fevkalade iyidir. Herkes bunu böyle duysun. Evet ama niye Ahmet Doğan değil de Lütfi Mestan diye sorarsanız, çok şey anlatırım ama burada değil. Dolayısıyla bizim birinci parti kadar milletvekili çıkaran Bulgaristan’daki Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin, bugüne kadar her hükümetle koalisyon ortağı olmuş Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin, belediye başkanlıkları kazanmış Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin inşallah önümüzdeki dönemde de bir kardeş parti olarak hepsiyle iftihar edeceğiz. ‘O partiye karşı Hak Şeref ve Özgürlükleri kurdunuz’ diyorsunuz. Ne var bunda? Hiçbir şey yok. Kurulur, yine de kurulur. Bir tane de kurulur, 5 tane de kurulur. Bu bir siyasettir. Öyle partiler vardır ki, size o partiyi tanıttıkları zaman, Türkiye’de şu partinin benzeri diyorlar. Siz bunları bilmiyor musunuz? Biliyorsunuz. Bu ayıplanacak bir şey değil. Siyasi kararımız oydu, ama o parti başarılı olmadı. Olması da herhalde mümkün değildi. Ana gövde Hak ve Özgürlükler Hareketi ve onun arkasındayız” dedi. Konfederasyon Genel Başkan Turhan Gençoğlu ise, bugün 36 ilde 185 dernek, 9 federasyon ve binlerce üyesi ile Balkanlar nezdinde en büyük sivil toplum örgütü olmanın gururunu yaşadıklarını ifade ederek, “Biz Gençoğlu ailesi olarak kendimizi bildik bileli hep bu davanın içindeyiz. Gece gündüz çalıştık. Kongremizin herkese hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Tek listenin olduğu genel kurulda BRGK’nin yeni genel başkanının Zülfettin Hacıoğlu olması bekleniyor.

 

 

    En az 10 karakter gerekli