Geçenlerde ilginç ve tehlikeli bir iddia ortaya atıldı. Bosna-Hersek’teki Sırpları ve Karadağ’daki Sırpları Belgrad’a bağlama düşüncesi ile Sırpların Büyük Sırbistan’ı kurma hayalleri depreşti.
Balkanlarda böyle Büyük olma düşünceleri hep olmuştur. Örneğin Büyük Arnavutluk (Shqipëria e Madhe ya da Etnik Arnavutluk – Shqipëria Etnike) , Büyük Yunanistan (Megalo idea) kısaca Yunanistan’ın Bizans’ı en parlak dönemine geri getirme ideolojisi. Son olarak Büyük Sırbistan.
Sırbistan’ın büyüme hayalleri sadece Bosna ve Karadağ ile de sınırlı değil. Şu anda Kosova topraklarının kuzeyinde yer alan Mitrovica da (Mitrovisa) bu hayalleri içinde bulunuyor. Mirtovisa’yı özellikle belirtmek isterim ki içinde bulunan Trepça madenleri Avrupa’nın en büyük Altın-Gümüş madenleridir.
Bir ülkenin büyüklük hayali diğerin büyüklüğü ile çakışabilir
Birileri büyümeye kalkarken diğerinin de büyüme hedefleri ile karşı karşıya kalabilirler. Bu gerçeği de unutmamak gerekir. Mesela Yunanistan böyle hayallere girdiğinde, Arnavutluk’un da Yunanistan içinde bulunan özellikle Yanya vilayeti civarlarındaki Çameriya bölgesini hatırlaması gerekir. Çameriya, Arnavutları yaşadığı bir bölgedir. Öteden beri orası büyük Etnik Arnavutluk toprakları olarak görülür. Diğer yandan da Büyük Sırbistan hayalleri kuran Sırbistan içinde bulunan Preşeva vadisi Arnavutların yaşadığı bir bölgedir ve yine Arnavutların haklı beklentileri içinde olan bir bölgedir. Bu arada ayrıca Sırbistan içinde bulunan ve eski Yugoslavya’da özerk bölge olan Voyvodina (Novi Sad) bölgesi ise Macar azınlığın yoğun yaşadığı bir yerdir.
Aynı şekilde Yunanistan içinde bulunan ve içinde yaklaşık 150 Bin Türk’ün yaşadığı Batı Trakya ile yaklaşık 6 Bin Türk’ün yaşadığı Rodos ve İstanköy adaları da unutulmamalıdır.
Elindekini kaybetmek
Bizde güzel bir atasözü vardır: “ Dimyat’a giderken evdeki bulgurdan olmak” Böyle büyüklük hayalleri, birilerine ellerindeki bulguru da kaybettirebilir.
Balkanlardaki bu karışıklık, milletlerin yoğun bir şekilde yan yana yaşamaları ve milliyetçilik olgusunun şiddetli olarak var olmasındandır. İki Dünya savaşına ev sahipliği yapmış olan ve hatta bir tanesinin de başlangıcına neden olmuş olan Balkanlar, Avrupa, ABD ve Rusya’nın sürekli ilgi ve etkisiyle olması gereken doğal etnik haritaları oluşturamamıştır.
Dayton ucube anlaşması
Batının bu müdahaleleri Balkanlarda sürekli devam eden sorunların kaynağı olmuştur. Buna en iyi örnek de kuşkusuz Bosna-Hersek’teki Dayton anlaşmasıdır. Bosna Hersek’te 1992-1995 yıllarında yaşanan savaşı sonlandıran ancak ülkeye karmaşık bir siyasi sistem getiren Dayton Anlaşması, imzalanmasının üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen tartışılmaya devam ediyor. Bu anlaşma Bosna’ya giydirilen adeta bir deli gömleğidir. Boşnaklara yönelik haksız ve adaletsiz bir anlaşma olan Dayton aslında anlaşma değil “Anlaşmazlık” tır. Bu şekilde bölgede kurulan Republika Sırpska, bugün Sırpların kurma hayalleri içinde olduğu Büyük Sırbistan’ın bir umudu olmuştur. Bölgeye de sürekli bir istikrarsızlık getirmiş ve hükümetlerin uzun süre kurulmamasına neden olmaktadır.
Kosova’da yaşanan uluslarası skandal
Büyük Sırbistan hayalleri ekilirken diğer yanda Kosova’da son dönemde yaşanan uluslararası skandallar nedense oldu bitiğe getiriliyor. Sanki Sırplara yol açılmak için düğmeye basıldı. Kosova’dan Mitrovisayı kopartmak için farklı şeytanca çalışmalar yapılıyor.
Önce Kosova’da oldu-bitti şekilde adeta bir sivil darbe yapıldı. Kosova halkının seçtiği Albin Kurti Hükümeti kim vurdu ’ya getirilerek düşürüldü ve Sırpların da içinde olduğu yeni atanmış bir hükümet kuruldu. Yani seçilmiş hükümetten atanmış hükümete dönüşüm oldu. Zira Albin Kurti Batı’nın ve ABD’nin isteklerine karşı durabilirdi. Yeni atanan Kosova hükümetini apar topar ABD’ye Trump’ın önüne çıkarttılar ve Sırplarla bir anlaşma imzalattılar. Bunla da kalmadılar, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarına taşıdığı başkentine Kosova’nın Büyükelçi atamasını yaptırıp, bir Müslüman ülke olarak Kosova’nın bu işgali tanımasını sağladılar.
Bitmedi tabi. Daha sonra bağımsız bir ülke olan Kosova’nın seçilmiş Cumhurbaşkanı Sayın Haşim Taçi istifaya zorlanıp eski meclis başkanı Yakup Krasniçi ile birlikte apar topar tutuklandı ve Lahey kentindeki uluslararası mahkemede yargılanmak üzere Hollanda’ya götürüldü.
Sabıkalı Hollanda uluslararası adaletin dağıtıldığı yer olamaz
Sözüm ona Uluslararası adalet dağıtmaya çalışan mahkemenin ev sahibi ülke Hollanda futbolda çok iyi olabilir ama adalet konusunda Srebrenisa’da yaptığı aşağılık hareket ile önce kendini yargılamalıdır.
Srebrenisa soykırımında Boşnak sivil halkı korumakla görevli Hollanda askerleri onların silahlarını alıp, bütün bir Boşnak halkını katil Sırplara teslim ederek aslında bu soykırıma ortak olmuştur. Şimdi aynı bu Hollanda’da Kosova’nın seçilmiş Cumhurbaşkanı yargılanacak. Bu nasıl komedi bu nasıl saçmalıktır? Eğer Haşim Taçi suçluysa onu yargılamak ve varsa cezası cezalandırmak Kosova devletine düşer.
O zaman Hiroşima’ya attığı Atom bombaları için ABD’yi de uluslararası mahkemede yargılamamız gerekmez mi? Masum Filistinlileri katlettiği için terörist devlet İsrail’in her biri katil başbakanını da Lahey’de yargılamak gerekmez mi?
Karadağ’da yaşananlar
Bu arada dün de ilginç bir olay yaşandı. Sırbistan ve Karadağ, yüz yıllık bir tartışma nedeniyle karşılıklı olarak elçilerini sınır dışı etti.
Kriz Sırbistan’ın Karadağ Büyükelçisi Vladimir Bozovic’in, Karadağ’ın 1918’de aldığı Sırbistan ile birleşme kararının “özgürleşme” olduğunu söylemesi üzerine çıktı.
“Karadağ’ın iç işlerine karışmakla” suçlanan elçiye ülkeyi terk etmesi için 72 saat verildi.
Bunun üzerine Karadağ’ın Sırbistan Büyükelçisi Tarzan Milosevic de sınır dışı edildi.
Karadağ Krallığı 1918’de Sırplar, Hırvatlar ve Slovenler Krallığı ile birleşme kararı almış, bu ülke de 1929’da adını Yugoslavya Krallığı’na çevirmişti.
Dikkat ! Türkiye, Balkanlarda yaşanan bu gelişmelerden etkilenebilir
Evet, Balkanlarda ilginç olaylar yaşanıyor. Sırplara sanki yol açılıyor veya zemin hazırlanıyor. Aslında olay sadece Sırplara bir avantaj sağlamak değil. Balkanlarda Müslüman ülkeleri bitirmek ve Türkiye’yi etkisizleştirmek istiyorlar.
Türkiye’yi yakından ilgilendirecek olan bu gelişmelerde çok dikkatli olmamız ve bazı noktalarda gerekli ve haklı tepkimizi göstermemiz gerekiyor. Zira bütün bu gelişmelerin arkasında Akdeniz’de yaşanan ve içinde İsrail ve Yunanistan’ın da olduğu bazı oyunların ilerideki yansımalarını görür gibi oluyorum. Balkanlara taşınacak olan doğalgaz ile birlikte Yunanistan’ın Arnavutluk ile yaşadığı Korfu adası krizi ve onun üzerinde Ege’de bizi de yakından ilgilendiren 12 mil olaylarına örnek olarak bir senaryo hazırlıyorlar. Ayrıca Osmanlıdan günümüze Balkanlarla olan 600 yıllık yakınlığımızı bitirmek istiyorlar. Özellikle de pandemi sürecinin getirdiği karmaşadan yararlanmak istiyorlar. Dışişleri bakanlığımızın bu gelişmeleri yakından takip ettiğini düşünüyorum.
Son olarak dost ve kardeş ülke Arnavutluk’un milli Bayramı olan 28 Kasım Bayrak Günü’nü kutluyorum.
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
9 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce
Anlamlı yazı olmuş tsk vekilim