Değerli Batı Trakya Türkleri,
Çalışma hayatının stres dolu günlerini geride bırakmak için tatil gibisi yoktur. Kimileri hasret ile doğup büyüdükleri topraklara kimileri sayfiye yerlerine koştu. Nerede olursa olsun aile ile geçirilen tatil, insanı dinlendiriyor, yeniliyor. Bizler de Batı Trakya yerine anavatan Türkiye’de tatil yapma kararı aldık. Almanya’dan anavatana yolculuk ederken yüreğim buruktu. Batı Trakya’mı göremeyecektim. Ancak turist akınına uğrayan anavatanın cennet güzellikteki koylarından birinde tatil yapmak ise merakımı uyandırıyordu. Çocuklar ile geçirilen zamanın keyfi anlatılamaz güzellikteydi, onlarla dünyanın ne kadar güzel ve masum olduğunu yeniden keşfettik.
Biz büyükler için tatilde zaman durmuyor aksine tüm hızı ile akmaya devam ediyor. Yaz günleri kadar sıcak siyasi gündem nedeni ile ülkemiz Yunanistan, hareketli günler yaşıyor. Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması ile ilgili tartışmalarda Batı Trakya Türk Azınlığı ve sorunları yeniden gündeme taşındı. Türkiye’nin karşılıklılık değil eş zamanlılık kavramının esas alınması taleplerine karşılık Yunanistan, “Batı Trakya’daki Müslüman vatandaşların lehine bir ‘olumlu eylem’ politikası uyguladığını” ifade ediyor. Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni’nin Hürriyet’e verdiği mülakat bu duruma son örnektir. Benzer şekilde muhalefet partisi PASOK’un lideri Yorgo Papandreu da Türk Azınlık konusunun yalnıza Yunanistan’ın meselesi olduğunu dile getirdi.
Meclis gündeminde de Türk Azınlık tartışılıyor. Eski Meclis Başkanı PASOK Milletvekili Apostolos Kaklamanis’in Batı Trakya Türk Azınlığı’na ait okullarda Türkçe ile eşit olarak Pomakça’nın da kullanılması ile ilgili soru önergesinin neden olduğu tepki devam ediyor. Milletvekili Çetin Mandacı’nın vakıf mallarının yönetim ve idaresi ile ilgili olarak sunduğu soru önergesine cevaben Dışişleri Bakanlığı, Türk Azınlık’ın tepkisine neden olan 3647/2008 sayı ve tarihli yasanın herhangi bir değişikliğe gidilmeksizin uygulanmaya devam edeceğini açıkladı.
Batı Trakya Türk Azınlığı’nın giderek artan oranda hedef gösterildiği günlerde epeyce olay oldu. Bunlardan biri de Seçek Şenlikleri’nin düzenlendiği Rodop İli Mehrikos Nahiyesi Seçek Yay-lası’na merhum Mehmet Hilmi adına yapılan çeşmenin üç farklı zamanda tahrip edilmesinin ardından Doğu Makedonya-Trakya Bölge Genel Sekreterliği’ne ait iş makineleri tarafından yıkılması oldu. Bir diğeri ise 1933 Gümülcine Şehir Planı gereğince Gümülcine Çayüstü mahallesinde yaşayan üç ailenin üstelik istimlâk bedelleri ödenmeksizin evlerinden çıkarılmaları oldu. Hemen ardından ise Şehir Planı’na uygun olarak Gümülcine’nin Yenice Mahalle bölgesinde kırk bir ev ile Osmanlı İmparatorluğu’ndan miras tarihi bir camiinin yıkılması kararı şaşkınlık yarattı.
Cereyan eden tüm bu olaylarda Türk Azınlık, tavrını koymak zorundadır. Yaşanan olaylar karşı-sında cevapsız ya da tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Azınlık’ın temsilcileri olarak bizler her zaman ve her koşulda gündemi takip etmeli, olayları doğru okuyarak tepkimizi göstermeliyiz. Aksi takdirde kaybeden yine Azınlık olacak!
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce