DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

168 okunma

Batılıların Türkler hakkındaki Önyargıları

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Değerli okurlar, sizlere ilettiğim yazılarımda alanım olan tarih-kültür ve sanat konularında bilgi sunmaya çalıştım. Siyaset veya başka bir konu benim alanım değildir. Ancak edindiğim deneyimler Batılı dostlarımızın bir kısmı bize karşı ön yargılı olduklarıdır. Buna ait birkaç örnek vermek istiyorum. Bilindiği gibi Onuncu Padişahımız Büyük Kanuni Sultan Süleyman Hanın Macaristan’ı fethini müteakip, orada bulunan Hıristiyan kiliselerine dokunulmamış ve çoğu Katolik olan Macar halkına her türlü din özgürlüğünü vermiş ve ibadet yerlerine de dokunulmamıştır. Bugün de ayakta kalan bu eserleri Macaristan’da görmek mümkündür. Bu yapıları bizzat 2002 yılında Macaristan’a yaptığım bir gezi sırasında görme fırsatını buldum. Mesela o görkemli ve türkülere destan olan Estergon Kalesi içerisinde bulunan kiliseler ve ikonaların aynen muhafaza edildiğine tanık oldum. Bu konuda değerli büyüğüm Sn. Agâh Oktay Güner’in (eski Ticaret Bakanı ve eski Kültür Bakanı) bana aktardığı bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Yukarıda bahsettiğim Estergon Kalesi’ni kendisi de gezmiş ve bu gezi sırasında oradaki bir kilise duvarındaki ikonalarda Hazreti İsa ve havarilere işkence edildiğini görerek mihmandara bunu sorar. Sn. Agâh Oktay Güner Fransızca diline çok iyi derecede vakıf bir büyüğümüzdür. Mihmandar aynen şu cevabı verir; Bu işkenceyi Hz. İsa ve Havarilerine Osmanlı askerleri yapmışlardır. Sn. Güner bu bilgisiz mihmandara kibarca ama o tok sesiyle Osmanlı 1299 yılında kurulmuştur. Hz. İsa ise 2000 yıl önce yaşamıştır yanıtını verir. Elbette bu konuları Batılı dostlarımıza izah etmemiz gerekir. Macar Halkının büyük bir çoğunluğu, Osmanlı ile geçirdikleri 150 yılı aşkın süreli beraberlikten hiçbir zaman nefretle bahsetmemişlerdir. Osmanlının duraklama dönemine girmesiyle birlikte Macaristan kaybedilmiş ve Macaristan Ortodoks olan Avusturya’nın Hasburg Hanedanı’nın hakimiyetine girmiştir. Avusturyalılar Macarlara Katolik dinini yasaklamışlardır. Macarlar bunun üzerine Osmanlı’dan yardım isterler, ancak Osmanlı artık küçülmektedir ve bu konuda Macarlara yardım edemez. sonuçta Macar Kralı Osmanlı’ya sığınır ve burada ölür, mezarı ise Kütahya’dadır. Bugün için Kütaya’da Macaristan’ın Fahri Başkonsolosluğu vardır ve şu an için Fahri Başkonsolos değerli işadamı Sn. Remzi Güral’dır.Bundan birkaç yıl önce Türkiye’yi ziyaret eden Macar Başbakanı bu mezarı ziyaret etmiştir. Yine 1995 yılında Bosna – Hersek’teki haksız savaşta Hırvat topçusu tam 95 mermi atarak UNESCO tarafından Dünya Mirası sayılan o güzelim Mostar Köprüsü’nü yıkmıştır. Ama eskaza bunu biz yapsaydık hemen adımız Barbar Türklere çıkardı.

 

KARADAĞLI PROFESÖRÜN SÖZLERİ

 

2008 yılında Üsküp’te yapılan Üsküp Yaz Sanatı Etkinlikleri’ne Piyanist olan kızım Sıla İlyasoğulları ile birlikte bir konser vermek üzere davet edilmiştim. Gerek sanatçı  ve gerekse  bir diplomat sıfatıyla orada görev yapmış bir kişi olarak Makedon dostlarımız beni çok severler. Onun için bu davet sırasında beni Cumhurbaşkanlığı konuk evinde ağırladılar. Orada benim dışımda bir konuk daha vardı. Karadağlı bir Profesör olan Sn. Sreten Peroviç. Bu ilim adamı onurlu Atalarımız için aynen şu sözü söylemiştir: “Biz Türklerle tam 500 yıl savaşarak didiştik fakat şunu belirtmek isterim ki biz centilmen bir milletle savaştık” Ne derece doğru söylemiş bu değerli profesör. Bunu Çanakkale Savaşı’nda da yüce milletimiz ispat etmedi mi. Komünist rejimin yıkılmasıyla birlikte Batı’da Türklere karşı olan haksız tutumun artık yavaş yavaş gevşediği de bir gerçektir. Son olarak bizzat tanık olduğum bir olayı da nakletmek istiyorum. 2000 yılında Makedonya’da Kültür Müşaviri olarak görev yaptığım sırada Ohri’de bulunan Sveti (Aziz) Kliment Kilisesi karşısında bulunan bir İkona Müzesi’ni gezdim. Bu ikonalar Makedonlara göre Ortodoks dünyasının önemli sayılan ikonalarındandır. Mihmandar bana ikonalar hakkında bilgi veriyordu. Makedonca diline pekiyi derecede vakıfım ve bu dili konuştuğum zaman muhatabım benim Türk olduğumu anlayamaz. Müzedeki bir ikona’da kaynar bir kazan ve o kaynar kazana perişan halde bir genç kız birkaç asker tarafından atılmaya çalışılıyor. Mihmandar bu ikonayı anlatırken; Hristiyan olan bu genç kızı Ohri beyi beğenmiş ve onunla evlenmek istiyormuş. Ancak kız bu teklifi reddedince onu yeniçeri askerleriyle kaynar kazana atmış” dedi. Ben de kendisine bu Ohri Beyi’nin ismini, veya kızın ismini ve olayın geçtiği tarihi sordum. Bana bilmediğini söyledi. Peki siz hiç yeniçeri askeri resmi gördünüz mü dedim. O da hayır dedi. İkonada resmedilen askerlerin başlarında miğfer ve üzerlerinde pileli kısa deri etekli pantolanlar ve ellerinde kısa kılıçlar ve oklar vardı, yani Roma Askerleriydi. Mihmandara bunu anlattım ve Yeniçeriler kısa pantolon giymez, pala kullanır çoğu bıyıklıdır, başlarında da sarık vardır dedim. Mihmandar kendisine yanlış bilgi verildiğini kabul etti, bana da teşekkür etti. Ben de kendisine biz Türkler Makedonları severiz ve Makedonların dostuyuz dedim. O da bana biz de öyle sizi severiz diyerek elimi sıktı. Son yıllarda akademisyenlerimiz Balkanlardaki diğer meslektaşlarıyla yaptıkları çeşitli toplantılarda bu haksız imajı düzeltmektedirler. Kendilerine müteşekkiriz. Ayrıca Spor ve Sanat etkinlikleri de bu yanlışlıkları düzeltmek için bir vesiledir. Nice dostluklara.

 

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP