Liberal görüşleriyle tanınan Today’s Zaman Yazarı Yavuz Baydar, Türkiye ve Yunanistan’ın azınlıklar konusunda Lozan Antlaşması’ndan ziyade Avrupa normlarını esas alması ve AİHM kararları çerçevesinde pragmatik adımlar atması gerektiğini savundu.
Yazısında, Büyükada’daki Rum Yetimhanesi’nin Patrikhane’ye iadesi konusunda Türk hükümetinin son dönemdeki açılımlarından övgüyle bahseden Baydar, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Rum Yetimhane binasının durumu karşısında duygulanarak “ Türkiye ya da Yunanistan’dan hiçbirinin bir diğerine böylesi bir zarar vermeye hakkı yoktur. Bu binanın geldiği hal bizim için bir utançtır.” dediğini vurguladı.
Yetimhane’nin artık ait olduğu yere iade edildiğini belirten Baydar, Türk tarafının bundan sonra da benzer adımlar atmasının beklenebileceğini, Heybeliada Ruhban Okulu ve Patrikhane’nin “ekümenik” sıfatının resmen tanınması gibi adımların yolunun açılabileceğini kaydetti.
Baydar yazısında şu ifadelere yer verdi;
“Birçok azınlık ileri geleninin kabul ettiği gibi, Istanbul’daki Yunanlıların ve Batı Trakya’daki Türklerin sorunları geçen on yıllar içinde biriktikçe birikti. Lozan Antlaşması bu sorunların çözümünde bir araç olmaktan çok giderek bir engel, AİHM kararlarının görmezden gelinmesi için bir mazaret olarak ortada duruyor.
İhtiyacımız olan Atina ve Ankara hükümetlerinin Lozan Antlaşması’na sığınmak yerine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni temel alacak pragmatik jestler yapmasıdır. Mülkiyet, kimlik ve toplantı hürriyeti gibi alanlarda bu çok büyük önem arz ediyor.
Yetimhane hakkındaki karar, Atina’yı da, Batı Trakya’daki Derneklerin “Türk” adını kullanılmasını engelleyen düzenlemeleri mahkum eden AİHM kararına uymaya teşvik etmelidir.
Ancak pragmatizm ve cesaretle, yeni bir karşılıklı güven dönemi (oluşturulup), yeterince uzun zaman acı çekmiş olan azınlıkların yaraları iyileştirilebilir.”
Konuya ilişkin bir açıklama yapan Avrupa Batı Trakya Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Hapiboğlu, “Türkiye’nin Büyükada Rum Yetimhanesi’ni Fener Rum Patrikhanesi’ne iade etmesinden sonra benzer bir adımı da Lozan Barış Antlaşması’nın diğer tarafı olan Yunanistan’dan bekliyoruz. Eski bir AB üyesi olan Yunanistan da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yunanistan’ı mahkum ettiği davalara ilişkin kararları uygulamalı. Lozan Barış Antlaşması, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın statüsü ve haklarını belirleyen bir antlaşma olması itibari ile bu antlaşmanın hükümlerine Yunanistan uymalıdır. Ancak Lozan Barış Antlaşması’nın Batı Trakya Türk Azınlığı’nın haklarının korunması ve iyileştirilmesinde bir engel teşkil etmesi aslında antlaşmanın hükümleri ile değil antlaşma hükümlerinin siyasi amaçlar ile taraflı bir şekilde yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Yunanistan ile Batı Trakya Türk Azınlığı arasında öncelikli olarak karşılıklı güven ve iyi niyet inşa edilmelidir” dedi.
HABERLER
15 saat önceHABERLER
15 saat önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce