0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

İSTANBUL (AA) – İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye düzenlediği ataklarda 16 bin 314’ü çocuk, 10 bin 980’i bayan olmak üzere 39 bin 929 Filistinli hayatını kaybetti, 92 bin 240 kişi yaralandı. Birleşmiş Milletlere (BM) nazaran, bu süreçte 180’i BM çalışanı olmak üzere 250 insani yardım gönüllüsü de akınlarda hayatını yitirdi.

Yoğun bombardıman altındaki Gazze’de hayatta kalan yüz binlerce Filistinli ise temel gereksinim gereçlerine ulaşmakta zorluk çekiyor.

Birçok ülke tarafından çatışmaların durması daveti yapılırken, Gazze’ye insani yardım ulaştırılması için Türkiye’de AFAD ve Türk Kızılay uyumunda ağır çalışma yapılıyor.

19 Ağustos Dünya İnsani Yardım Günü vesilesiyle, Türkiye’den Gazze’ye gönderilen yardımları ve bölgedeki son durumu Türk Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, AA muhabirine kıymetlendirdi.

Yüzde 70’i Gazze’ye ulaştı

Türk Kızılay Milletlerarası İşler ve Göç Hizmetleri Genel Müdürü Alper Küçük, Gazze’deki acıyı hafifletmek için 7 Ekim 2023’ten bu yana büyük bir efor sarf ettiklerini söyledi.

Filistin İnsani Yardım Operasyonu kapsamında 50 bin tonu aşkın insani yardım gerecini bölgeye ulaştırdıklarını belirten Küçük, AFAD’la uyum halinde 11 yardım gemisini Mersin’den Mısır’a gönderdiklerini, 849 tır yüküne denk gelen bu yardımların yüzde 70’inin Gazze’ye ulaştığını aktardı.

BM bilgilerine nazaran Gazze’de operasyonel durumda olan 50 memleketler arası insani yardım kuruluşundan biri olduklarının altını çizen Küçük, yardımların inançlı bir halde muhtaçlık sahiplerine ulaştığını alandaki işçilerinden ve Anadolu Ajansının geçtiği fotoğraflardan da görebildiklerini kaydetti.

Gazze’ye insani yardımların ulaştırılmasında karşılaşılan en büyük zorluğun hudut kapılarından geçişe müsaade verilmemesi olduğunu tabir eden Küçük, “Nisan ve Mayıs aylarında bölgeye günlük 150 ila 200 tır insani yardım materyali ulaşabiliyordu lakin Ağustos ayının birinci 10 gününde bu sayı ortalama 19 tıra kadar düştü. Mısır tarafında binlerce tır Gazze’ye girebilmek için 3 aydır bekliyor.” dedi.

Temel gereksinimlerin gerçek manada karşılanabilmesinin hudut kapılarının açılması ve kalıcı bir ateşkes sağlanmasıyla mümkün olacağını söyleyen Küçük, insani yardım çalışanlarına yönelik akınların da sona ermesi davetinde bulundu.

Bölgede pak su, besin ve sıhhat hizmeti üzere en temel gereksinimlerin karşılanamaz hale geldiğini vurgulayan Küçük, Gazze’deki son duruma ait şu bilgileri paylaştı:

“50 binden fazla çocuk akut yetersiz beslenmeye bağlı sıhhat sorunu yaşıyor. 5 yaş altı 346 bin çocuk ile gebe yahut emziren 160 bin bayanın destek besine ihtiyacı var. Nüfusun yüzde 90’ına denk 1,9 milyon kişi yerinden edilmiş durumda ve bu nüfusun tamamına yakını çok kalabalık ve altyapısı olmayan çadır kamplarında hayatını sürdürüyor. Bu yüzden bölgede çocuk felci dahil pek çok salgın hastalık halk sıhhatini tehdit ediyor.”

“Yardımlar devam eden felaketin ortasında gerçekleşiyor”

İHH Dış İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emre Kaya ise 2009’dan beri Gazze’de resmi temsilciliklerinin bulunduğunu ve eğitim, sıhhat, aşevleri, su kuyuları açma üzere birçok alanda yardım çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Gazze’ye insani yardım ulaştırma konusunda AFAD ve Kızılay üzere kurumlarla işbirliği içinde hareket ettiklerini belirten Kaya, Mısır’dan temin ettikleri materyalleri Refah hudut kapısı üzerinden Gazze’ye ulaştırdıklarını, bu gereçlerin dağıtımını da tekrar yereldeki İHH gönüllüleriyle gerçekleştirdiklerini anlattı.

Refah hudut kapısının 6 Mayıs’tan sonra kapanması üzerine yardım materyallerinin yüklü olarak İsrail denetimindeki Kerem Şalom hudut kapısı üzerinden Gazze’ye hudutlu bir formda girdiğini aktaran Kaya, geçen hafta Mersin Limanı’ndan, 1700 tonun üzerinde yardım taşıyan bir gemiyi Ürdün’e gönderdiklerini ve oradan Gazze’ye insani yardım ulaştırmayı planladıklarını bildirdi.

Gazze’de en çok talep edilen materyalin yakıt olduğuna dikkati çeken Kaya, “Gazze’nin elektrik altyapısı yok. Suya ulaşmak için insanların yakıta muhtaçlığı var. Zira bir akar su, İsrail tarafından kesilmiş. Her tarafı abluka altında. İnsanların yer altı sularına muhtaçlıkları var ve buna ulaşabilmesi için mazota, yani jeneratörleri çalıştırmak için yakıta gereksinimi var. Birebir halde yakıt olması lazım ki hastanelerde elektrik olsun ve tedaviye muhtaçlık duymuş oldukları aygıtlar çalışsın.” diye konuştu.

Gazze’ye insani yardımların daima devam eden bombardıman altında ulaştırılmaya çalışıldığını vurgulayan Kaya, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Türkiye’deki 6 Şubat sarsıntısından sonra, herkes bu acıyı hissetti ve yaraları sarmak için daima birlikte çalıştık. Gazze’de durum daha farklı. Düşünün ki zelzele hiç durmamış, enkaz altında kalanlara ulaşmanıza müsaade verilmiyor. Gazze şu anda bu türlü bir durumla karşı karşıya. Daima devam eden bir kriz var. Bombardıman durmuyor. Evet, biz yardım yapıyoruz ancak bu yardımlar devam eden bir felaketin ortasında gerçekleşiyor.”

STK’ler AFAD ve Kızılay ile koordine halinde çalışıyor

Yeryüzü Doktorları Derneği Yönetim Kurulu Lideri Uzm. Dr. Yahyahan Güney de Filistin’de 2000’li yıllardan beri birçok faaliyet gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bölgede sıhhat sistemini desteklemek, tıbbi materyal temini ve fizik tedavi hizmetleri üzere birçok alanda çalıştıklarını bildiren Güney, “Şehir muhasara altında ve dış dünyadan her türlü materyal ve hizmet girişi engelleniyor. AFAD öncülüğündeki çalışmalara katıldık, Refah hudut kapısından ağır tıbbi materyal, besin ve hijyen materyalleri gönderdik. Fakat Refah kapısı kapandı ve şu an hudutta bekleyen yardım materyallerimiz var. Ne vakit, nerede, nasıl bir faaliyetle yardım edebiliyorsak onu yapmaya çalışıyoruz.” halinde konuştu.

Beşir Derneği Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürü Mehmet Arslan, 7 Ekim’deki sürecin başlamasıyla birlikte, AFAD ve Kızılay uyumunda Ankara’da yapılan toplantılara katıldıklarını lisana getirdi.

Arslan, “Yardımların sağlıklı bir halde yürütülebilmesi için Mersin’de bir lojistik deposu kurduk. Türkiye’deki tüm yardımlar bu depoda toplandı ve Mersin Limanı’ndan Mısır’a gönderilen yardım gemilerine dahil olduk. Birinci etapta süratli tüketilebilecek besin gereçleri, paklık ve hijyen eserleri, sıhhat materyalleri üzere eserler ön plandaydı. Beşir Derneği olarak bu yardımların organize edilmesine katkı sağladık ve yaklaşık 9 yeterlilik gemisini uğurladık. Bu yardımlar Mersin Limanı’ndan Mısır’a, oradan da Gazze’ye ulaştırıldı.” dedi.

Sadakataşı Derneği Yönetim Kurulu Lideri Kemal Özdal, hali hazırda bölgeye insani yardımları iki biçimde ulaştırabildiklerini belirterek, “Biri Ürdün kapısı üzerinden çeşitli aracı kurumlar vesilesiyle bölgeye ulaşan yardımlar, oburu Gazze’ye ticari hedefli materyallerin kısmen de olsa girişine müsaade veren İsrail’in uyguladığı savaş iktisadı siyasetleri.” diye konuştu.

Gazze’de yaklaşık 2,5 milyon insan yaşadığını ve bu insanların daima barındıkları yerleri değiştirmek zorunda kaldığını lisana getiren Özdal, “Savaşın başında açık olan Mısır Kapısı üzerinden, insani yardım ve ticari maksatlı az ölçüde da olsa yardımlar Gazze’ye ulaşabiliyordu ve biz de bu yardımları muhtaçlık sahiplerine ulaştırıyorduk. Lakin, İsrail beklediği sonucu elde edemeyince açlığı bir silah olarak kullanmaya başladı ve insani yardımların girişini neredeyse büsbütün kısıtladı.” değerlendirmesinde bulundu.

Deniz Feneri Derneği’nden yapılan açıklamada ise Gazze’ye Ürdün üzerinden satın alma yapılarak besin kolileri, un, paklık ve hijyen materyallerinin ulaştırıldığı bildirildi.

Açıklamada, derneğin lojistik maliyetler ve uzun teslim mühletlerine karşın yardımlarını kesintisiz sürdürdüğü kaydedildi.

Muhabir: Ümit Türk